Evet ya da hayır demek muhtemelen insanların her gün yaptığı basit bir seçim. Bu karar tekrar tekrar alınır ve hayır deme huyuna sahip insanlar hayatı pek kolaylaştırmazlar.
Her zaman evet demek de bazı sorunlara sebep olur. Temel olarak evet ya da hayır cevaplarını geçmişte pek çok verdiğimiz kararlara dayandırarak tekrarlarız. Her zamankinden farklı bir cevap vermek keyfidir. Ebeveynler çocukları yeni bir yiyecek gördüğünde “sevmiyorum” diyerek yemek istemezlerken yorgun düşer ve “henüz denemedin bile” diye cevap verirler. Bizler yetişkin olarak yeni ve bilmediğimiz bir şeyi reddederken işte aslında hiç düşünmeden hayır diyerek o çocukça huyu tekrar etmiş oluruz.
Bu konu direnç gösterme bağlamında tekrar çerçevelenebilir. Eğer hayatınızda çok fazla dirençle karşılaşmış olsaydınız hayır demek için de çok daha az sebebiniz olacaktı. Direnç nereden geliyor? İnsanlar bize direnç gösterdikleri zaman sinirlenip, püskürtme eğiliminde oluruz. Ama içimizde sakladığımız gizli direnç çok dikkat etmemiz gereken bir şeydir. Şu noktalara kimse karşı çıkamaz:
*Eğer direnç göstermezseniz diğer insanlar çok daha kabullenici olur.
*Bir şey elde etmek çoğunlukla karşınızdakine istediğini vermekle gerçekleşir.
*İş birliği, genellikle iş birliği yapmamaktan çok daha kazançlıdır.
*Birini size karşı nasıl davranacağı konusunda yönlendiremezsiniz.
*Yeni ve bilinmez olan şeylere hayır demek kolaydır.
Herkes hayatında bunlarla başa çıkmak zorunda kalır, ama bilincin doğasını anladığınızda bu listedeki her bir durum değişir. Çünkü bilinç tamdır ve kendine hiçbir zaman direnç göstermez. Okyanusta fırtına çıkabilir, ama dalgaları ne kadar büyük olursa olsun kendine direnç göstermez. Sadece yeni bir duruma geçmiştir ve sakin değil fırtınalıdır.
Bilinç insan davranışındaki tüm fırtınalara yol açar. Tarihi zorlaştırmış şiddete, uyumsuzluğa, karşıtlıklara ve tartışmalara kızmamız gerekmiyor. Günlük hayat size mücadele etme ya da boş verme, bir tartışmaya girme ya da kenarda durma imkanlarını sunuyor. Bütün durumlara uyan tek bir davranış şekli yok. Toplum savaşta kazanılan zaferle coşarken bir başka zamanda Gandi gibi bir pasifiste saygı duyuyor.
Bu birbirine zıt dürtüler savaş zamanında daha derine düşünülmeden var olmaya devam edecek. Kendi doğası içinde bilinç, düzenli ve organize haldedir. Gücünü en az çaba harcadığında gösterecektir. Bunu bir hücrenin mükemmel yapılanmasında görürüz. Tek bir oksijen molekülünü ya da besini harcamaz. Bir bütün olarak doğa hareket, ısı, yer çekimi ve benzerleri gibi kanunlarla hareket eder ve hepsinin bir ortak noktası vardır: A’dan B’ye en kısa yoldan giderler, çünkü böylelikle en az çaba harcanmış olur. Efsaneye göre Isaac Newton’un başına düşerek ona yer çekimi kuvvetini bulması için fikir veren elma zikzaklar çizerek ya da dolanarak düşmemiştir. Yolda engellerle karşılaşmadıkları sürece düz çizgiler doğanın normudur.
En azda gösterilen çaba sadece etkili değildir. Herhangi bir amaca ulaşmanın en güçlü yoludur. En az derecede sürtünmeye sahiptir ve engellerin etrafından mümkün olduğu kadar yumuşak bir şekilde dolaşır. Eğer bunu günlük hayata uyarlayacak olursanız o zaman kendini güçlendirmek de size farklı görünecektir. Her bir seçiminizi en az seviyede çabayla uyumlu hale getirebilirsiniz. Şöyle:
*Rahatlamadan, merkezimizi bulmadan ve en derindeki farkındalığınızın cevap vermesine izin vermeden hemen hayır demeyin. Eğer kendisine şans verilirse derindeki farkındalık en az çabayı harcayarak en doğru cevabı verecektir. Dürtüsel hareket etmeyin.
*Gergin bir durumla karşılaştığınızda bilinçli bir şekilde kendinize en az dirençli yolun size açık olup olmadığını sorun. Açıksa o yolu kullanın.
*İnat etmek ve kontrolü elinizde tutmak yerine izin vermeyi ve boş vermeyi öğrenin.
*Fikir ve iş birliğini tercih edin.
*Zorbalık yapmayın, baskı uygulamayın ya da “çünkü ben öyle diyorum” demeyin.
*En azından sizin kadar farkındalık sahibi insanların görüşlerine başvurun.
*Yukarıda bahsedilen her şeyin tersini yapan insanlardan uzak durun.
Minimum çabanın uysallık ya da mental tembellik olmadığını bilmek önemlidir. Minimum çabayı bilince ve kişisel güce giden yol olarak henüz kabul etmemiş olmamızın sebebi sosyal koşullanmadır.
Vazgeçmemek, savaşmak, her şeye rağmen kazanmak ve düşmana galip gelmenin ödülleriyle ilgili kocaman bir mitoloji var. Başta bu mitoloji sizi de kandırabilir ama bilinç daha iyi bir yol gösteriyor.
Minimum çaba şimdi ve burada kullanılır, ama hatırlamanız gereken şey, farkındalığınız ne kadar derinse bilincinizden gelen gücün de o kadar fazla olacağıdır. Meditasyon pratiğini uyguladıkça ve minimum çabayı daha çok kullanmayı denedikçe saf farkındalığının kaynağına yakınlaşmaya başlayacaksınız. Ve seçimleriniz gitgide daha başarılı hale gelmeye başlayacak; çünkü bilincin düzenli ve kendini organize eden gücü sizi desteklemeye başlayacak.
Bunun için de hayatınızın günlük rutinine düzenli meditasyon pratiğini oturtmanız oldukça önemlidir. Okulumuzun imza eğitimi Meditasyon 360 (diğer adıyla Başlangıç) Programı ile meditasyonu tüm yönleriyle kavrayacak, en az çabayla hayallerinizdeki hayatı yaratma becerisi kazanacaksınız. Meditasyon 360 Programımız hakkında detaylı bilgi edinmek için MO STORE’u ziyaret edebilirsiniz.
Kaynak: Deepak Chopra, Uyanış Sonrası Yaşamın Kılavuzu, Tam Meditasyon kitabı, , sayfa 140-143