Skip to content Skip to footer

Sezgilerimizin Teyidini Nereden Alırız?

Artık bunu biliyoruz hayatlarımızı; fırsatları veya deneyimleri yargılamadan yaşıyoruz. Zira, yargı işin içine girdiği zaman sezgilerimiz hiçbir parçayı birleştiremiyor, yerine düşüncelerimiz parçaları birleştiren oluyor.

Bugün sezgileri bedenlemekten bahsedeceğim. Çünkü bu hafta bu çok önemli.

Beden farkındalığının beden bilgeliğine geçtiği kişilerin daha bireysel, sağlam hissedecekleri bir haftaya doğru giriyoruz. Beden bilgeliği sezgileri teyitlemek için mükemmel bir yoldur, hatta tek yol bile olabilir.

Biz genelde sezdiklerimizi Evrenin bir şekilde bize gönderdiği sinyallerle teyitlemesini bekliyoruz. Ama aslında evren de bize somut olarak beden vermiş olduğu için sezgilerimiz bedenle teyitleniyor.

Yine tereddütlerin, şüphelerin, kararsızlıkların arasında kalabileceğimiz bir hafta olabilir. Biraz bu konuya da değineceğim. Tereddütler, şüpheler, arada kalmışlıklar nerelerden geliyor ve onları nasıl temizleyebiliriz?

Bu hafta gökyüzü şunu fısıldadı:

“Bir bak, şimdiye kadar oyunu gerçekten hakkıyla oynuyor muydun?

Hayallerim, planlarım ve niyetlerim dediğin şey ile attığın adımlar ve kafandan geçen düşünceler uyuşuyor muydu; yoksa sahalara mı oynayıp, göz mü boyuyordun?

Gerçekten hayallerine doğru kayda değer adımlar attın mı?

Cidden bu yolda yoruldun mu, gerçekten emek verdin mi? Elinden gelenin en iyisini, o anki enerjilerinin en iyisini hayallerine doğru giden yolda mı kullandın? Tüm kapasiteni bu yola cidden koydun mu?

Yeterli kan, ter, gözyaşı döktün mü; yoksa niyetin alkış almak mıydı?

Benim sana sorum bu.”

Sizlere bu soruları aktarmak istedim. Ve bir anda bir anı geldi aklıma.

Lisede erkekler basketbol takımımız vardı. Ben voleybolcuydum ve spor takımlarımızın tüm maçlarına hem kutlamak hem de onurlandırmak amacıyla giderdik. Erkekler basketbol takımında bizim bir tane Murat’ımız vardı (ismi Murat değildi ama şimdilik fazla afişe etmemek adına hadi Murat diyelim). Her maçta da hoca onu oynatırdı. Sebebini de bir türlü anlamazdık, çünkü Murat aslında sahalara oynardı. Bütün takım birlikte aynı hedefe doğru, aynı niyete, aynı amaca doğru birlikte çalışırken Murat’ın aslında en büyük amacı sahalardan alkış almaktı. Ve biz de bunu bilirdik.

Neden anlatıyorum bunu? Eğer göz boyuyorsanız, o çok belli oluyor. Kendinizi kandırmamanızı sezonun başından beri söylüyorum.

Hayalleriniz varsa, bu size ait bir şey. Kendi hayatınıza doğru aslında emek veriyorsunuz ve adım atıyorsunuz, kendinizi kandırmayın. Ve Evrenle de pazarlığa oturmayın.

Bugünün ve tüm haftanın da en büyük teması, “Evrenle pazarlığa oturmayın” olacak. Döneceğiz, dolaşacağız oraya varacağız.

Çok derinden, geçmiş hayatlardan gelen korku teması da var. Bütün hayatınızı hatta geçmiş hayatlarınızı saran, ışığınızı kısıtlayan, sizi kapana sıkışmış gibi hissettiren korkuyla yüzleşme cesareti gelecek. En derin korkunuzun en derinini hissetme hali var. Ve sizde öyle bir korku olduğunu biliyordunuz. Ama daha da derinden hissetmeye başlayıp, şeytanın gözlerinin içine iyice bakabilecek cesaretten bahsediyorum.

Ve öyle bir hale gelince, tüm yaşamlarınızı saran, sizi kısıtlayan en derin korkunuzun en derinini hissedip, o karanlığın, şeytanın gözüne bakabilecek cesarete geldikten sonra da zaten  hayat dönüşmeye başlıyor.

Ve bu dönüşüm gücünüz Evren tarafından çok destekleniyor.

Bu en derin korkunun en derin haliyle yüzleşmeden doğan cesaretin içerisindeki dönüştürme becerinizi görüp, keşfedeceksiniz ki; o korkunun ötesine geçme ve özgürleşme becerinizi de bulabilesiniz.

Bu kimilerinize biraz acılı deneyimlerle gelebilir, kimilerinize de “ben buralardan daha önce geçmiştim ve evet ne olduğunu biliyorum” diyerek biraz daha kolay bir yürüme, ateşin içinden daha kolay bir geçiş hali olabilir.

Zaman çizelgesinden hep bahsediyorum. Bu, kimin hangi zaman çizelgesinde olduğu ile doğru orantılı olacak. Yani yine deneyimler gelecek, korkularımızla yüzleşeceğiz. Sonra da ateşin içinden yürüyerek geçeceğiz hepimiz. Ama tabii ki kim, hangi zaman çizelgesinde bilemediğim için kimi ne kadar etkileyecek, onu söyleyemiyorum.

Herkes kendisi bireysel hayatlarına has bir şekilde deneyimliyor olacak.

Bu hafta eğer Evrenle şimdiye kadar bir seçim oyunu oynadıysanız, o oyunun da bozulacağı bir hafta olacak. Seçim oyunu ne demek? “Ben bunu mu istiyorum Evren, sen bana söyle.”

Cevaplarınızı Evrenden beklemek veya sizin atmanız gereken adımları Evrene, “önce sen adım at ki, ben kendimi biraz daha güvende hissedeyim, ondan sonra adım atayım” veya “hadi bir masaya oturalım, bir tartalım, tartışalım” dediyseniz, Evrenden “Ben sana sadece senin şu anki hakikatini göstereceğim.” cevabını duyacağınıza emin olabilirsiniz.

Ve eğer içinizde Evrenle oynadığınız seçim oyunundan dolayı hayallerinize, planlarınıza, niyetlerinize doğru bir geciktirme, kararsızlıktan doğan adım atmama durumları varsa, elinize fırsatlar verilecek ki; kendinizi neden, nerede, hangi sebeplerle durdurduğunuzu görebilin.

Evren şunu söyleyecek:

“Sen bu oyunu yani tartma, tartışma, benden bekleme, benimle güven pazarlığına oturma oyununu istediğin kadar oyna, benim sana göstereceğim, sadece senin o anki hakikatin olacak.” Ve sonunda da hakikat kazanacak.

“Ana karar mercisi aslında sensin, ben değilim.” diyor Evren bizlere.

Erteleme taktikleri, şüpheler, kararsızlıklar, tam olarak ne istediğini bilememekler hem Evrene hem de kendi potansiyeline güvenmemekle alakalı. “Adım attığımda destek gelecek mi?” sorusu bununla alakalı.

Ve Evren de yine bize hatırlatıyor: Eğer kısıtlı zihinlerinizden bakarsanız ve düşüncelerinizle tüm resmi görmeye çalışırsanız tüm resmi göremeyeceksiniz.

Tüm parçaları sezgileriniz birleştirecek. Ve bedensel farkındalığınız da nereye doğru adım atacağınızı sizlere söyleyecek.

Ruhunuzun tarihçesinde geçmiş yaşamlardan gelen ağır travmalar, tacizler, kara zindanlar görüyorum. Çok derin yaralardan doğan, oralardan getirdiğimiz korkularla yüzleşme ve dönüşüm fırsatları, o korkulardan özgürleşme fırsatları bizimle beraber olacak ve çok hızlı temizlenecek.

Bir ömürlük özgürlük için geçici bir acı çekebiliriz ve onun geçici olduğunu hatırlayın.

Dönüşümle çok büyük bir sıçrama geliyor. Güvenle olan ilişkimiz, kişisel tarihlerimizde uyanış ve bilinçlenme sürecinde her daim değişir; çünkü perspektifimiz ve algılarımız değişir. Dolayısıyla da uyanış ve bilinçlenme sürecinde gerçeklere olan güveniniz, gerçeğin ne olduğuyla doğru orantılıdır.

 Benim şu anki gerçeğimin hakikatle olan bağlantısı algılarım kadar. Bu uyanış ve bilinçlenme sürecinde de perspektifimiz ve algılarımız değiştiği için gerçeğe olan güvenimiz de aynı doğrultuda değişecektir.

O yüzden bu haftadan itibaren başlayarak “bu hala benim gerçeğim mi?” diye sormayı unutmayın. Birtakım korkulara alan açarken “acaba bu korku hala benim gerçeğim mi?” diye lütfen sorun.

Belki içinizde yok ama derinlerde, hatıralarınızda, hafızanızda var olduğu için şu anda onu geçerli zannedebilirsiniz.

Herhangi bir gerçeğinizin özellikle de derin korkularınızın geçerli olup, olmadığını kendinize sormayı unutmayın.

Bu gerçek benim için hala geçerli mi?

Gerçeğiniz siz bilinçlenirken algılarınızla doğru orantıda değiştiği için evrene olan güveniniz de değişiyor ve gelişiyor. O yüzden de “şu an benim bu güvenle ilişkim, şu anki gerçeğimle doğru orantıda mı?” yı sormayı unutmayın.

Gerçek hepimize göreceli olarak geldiği ve değiştiği için hepimizin hayatla, sezgilerimizle veya evrenle olan güvenimiz de değişik ve göreceli ve değişiyor. Ve bu güven duygusunun değişmesi için de elimizde çok güzel fırsatlar var.

Bir tek hakikat değişmiyor. Evren de sürekli olarak hepimize farklı dillerle hakikati hatırlatacak. Diyecek ki: “Evrende var olan tek kişi sensin, etrafındaki her şeyi; kişileri, koşulları, olayları, fırsatları, mekanları, duyguları, durumları, düşünceleri bilincinle olan ilişkin doğrultusunda yaratıyorsun.”

Evren bu hakikati hatırlatacak bize ve hakikat artık sesini yükseltecek. Tamamlanış sürecine girdik, uğurlama vakti geldi. Bazı şeyler bitti artık, buraya kadardı.

Ve gerçekler bazen gözyaşlarıyla, hüzünle, yas ve matemle birlikte gelebiliyor. Kimilerinize de bu tür deneyimlerle gelecek ve hissediyorum kalbimde. Deneyimleriniz böyle olursa, o zamanlara gelirseniz bu haftanın mesajlarını dinleyip, meditasyonunu yapın.

Daha önce bize fısıldayan hakikat şimdi sesini yükseltti; o yüksek sesi de duymayanlarınız için bangır bangır bağırmaya başlayacak.

Ve artık duyduklarınıza doğru adım atabilirsiniz destekleniyorsunuz. Buna güvenin, çok büyük destek var. Ve duyduğunuz gerçeği de lütfen onurlandırın. Şu anki gerçeğinizse, onu içinizde, bedeninizde hissedeceksiniz.  Ve onu onurlandırıp, gerçekleştirmek için minik de olsa bir adım atın.

Duygu ve hislerde netlik ve dürüstlük çok önemli olacak. Ve bu beden farkındalığının beden bilgeliğine geçişiyle başlayacak.

İçinize düşen bir kıvılcımı, sezgilerinizin mesajını göz ardı etmeyin.

Peki, bu nasıl olacak?

Sezgileriniz bedeninize bir kıvılcım gibi düşecek, o anda çok gerçek ve doğru hissedeceksiniz, sonra bedeniniz sizi yönlendirecek. Enerji bedene gelecek ve doğru yöne-yola doğru bedenlerinizi yönlendirecek.

Şimdi meditasyonumuza doğru geçelim.                               

Bedenlerinize sorun meditasyona geçişi yapıyor mu şu anda? Çünkü artık algıları içeri alması gerektiğini, meditatif halin ne demek olduğunu biliyor.  Artık güvenin ve meditatif halinize geçin.

Bu meditasyonumuzda bedensel farkındalığın, bedensel bilgeliğine geçişini deneyimletmeyi niyet ediyorum.

Şimdi içinizde size neşe veren şeyleri, anılarınızı biraz uyandırın. Veya enerjinizi ne yükseltiyor? Size ne neşe veriyor? Veya bir anı hatırlayabiliyor musunuz?

Bu anıyı veya size neşe veren bir alanı, kişiyi, düşünceyi getirin, bu An’a.

Şimdi bedeninizi hissedin.

Neşeyi hissettiğiniz zaman bedeninizde ne oluyor?

Bedendeki yansımasını algılıyor olmak, bedensel bir farkındalıktır.

Bedensel bilgeliğe geçirelim şimdi bunu:

İçinizde o hatıra ve algıyı neşeye doğru çevirerek uyandırdığınız neşe enerjisi bedeninizde ne yaptırmak istiyor? Şimdi bunu izleyin.

Bedeniniz bir şey söylüyor mu?

“Uzun zamandır bunu hissetmiyordum bunu daha çok hisset veya şunu yap, buraya doğru yönel” gibi…

Şimdi bir süre bedeninizi dinleyin.

Güzel, bu alanı şimdilik yavaş yavaş kendinizden uzaklaştırın, dikkatlerimizi başka bir yere doğru çeviriyoruz.

Şimdi farkındalığınıza içinizi kaldıran, midenizi bulandıran bir durum getirin.

Güvenin kendinize, şu An merkezinizdesiniz. Amacımız o olayı yaşamak değil; beden farkındalığını bulmak. “Ben bundan artık tiksiniyorum, bu benim midemi bulandırıyor, midemi kaldırıyor” dediğiniz bir düşünce, bir olay, bazı kişilerin tavırları veya geçmişte yaşadığınız bir hatıra …

Her ne ise şu An’a çağırın.

İçinizi kaldıran, midenizi bulandıran bir şey olduğu zaman bedeninizin farkındalığı ne?

Beden ne yapıyor onu fark edin. Şimdi biraz önce olduğu gibi, bu farkındalık bedene nasıl bir komut veriyor, beden ne tarafa yönelmek istiyor? Bu da işte beden bilgeliği.

“Burasıyla işim bitmiş, midemi kaldırıyor artık”

sonra “acaba bedende bunu nasıl hissediyorum?”

Ondan sonra da “beden beni nereye doğru yöneltiyor?” Bunu da hissetmek beden bilgeliği.

Ve şimdi gelin bir iki dakika, beden farkındalığının beden bilgeliğine geçişinin ne demek olduğunu içselleştirmek üzere bir süre sessizliğimizde kalalım.

Yavaş yavaş An’a doğru gelin.

Güzel derin nefeslerle algılarınızı canlandırın. An’ın içinde hiç olmadığı kadar canlı, cesur var olmayı bedenleyin şimdi.

Ve bu canlılık, bu var olma isteği bedenlerinizi nereye doğru yöneltmek istiyor? Kendinizi hiç olmadığı kadar canlı, cesur hissettiğinizde bedenlerinize gelen bu enerji sizi nereye doğru yöneltmek istiyor?

Artık bunun bilgeliğini yaşayın.

Bu haftadan itibaren Şeytanın gözünün içine bakma cesaretiniz olacak. O cesareti bedensel bilgelikte bulun; çünkü sezgileriniz sizlere teyit olarak bedenlerinizi verdi.

Evrenden gelen mucizevi işaretleri dışarıda aramaktansa bedenlerinizde bulmak çok daha sağlıklı.

Önümüze kuş kanadı da düşebilir, beyaz bir kedi de geçebilir, onu işaret olarak da istemiş olabilirsiniz. Ama bedenlerinizde bunu bulmak hem çok daha kısa bir yol hem de çok daha garanti. Çünkü sezgiler kendilerini somut olarak bedenlerinizde hissettiriyor, sizi yükselten enerji neyse o sizin için doğru yol. İşinizin bittiği enerji ise artık midenizi bulandıran hoşnut olmadığınız şeyler. “Ben bu ortamda bulunmak istemiyorum, bu kişinin tavırlarına artık daha fazla maruz kalmak istemiyorum, bunlar artık benim midemi bulandırıyor.”

Ve güvenin bana; önce bedensel farkındalıkla sonra da bedensel bilgelikle nereye doğru yönelmeniz gerektiğinin kararını verin ve adımınızı atın.

Evren ne diyor tekrar hatırlatacağım: “Benden bir cevap beklemeyin ben sadece size o An’ki gerçeğinizi söyleyeceğim.”

Ve her şeyi çözümleyecek olan da o gerçeği sizin ne kadar kabul edip, etmediğinizle doğru orantıda olacak.

Sizin için doğru yerdeyseniz, doğru alandaysanız, doğru kişilerleyseniz doğru işleri yapıyorsanız, doğru eylem/adımları atıyorsanız, bedeniniz canlı ve yüksek hissedecek; çünkü içeride neşe enerjisi var demektir. Beden ortamından, yaptıklarından, eyleminden keyifli. Keyifsizse, midesi bulanıyorsa, bağışıklık sistemi de düşüyor.

O sebeple de kendinize sorun; “beni ne yükseltiyor ve ne aşağıya çekiyor?”

Bunu anlama ve teyidini almayı da Evrenden, dışarılarda bir yerde mucizevi bir mesaj beklemek yerine kendi bedeninizin bilgeliğinde bulun.

Gün size hoş sürprizlerle gelsin, dönüştürücü, tatlı deneyimler yaşatsın, Evrenin desteğine güvenin.

Sağlıcakla kalın, beden bilgeliğinizi arttırın.

Sizleri çok seviyorum.

Sezgilerinizin teyidini aldığımız bedenimizin  bedensel farkındalığı genişleterek, bilgeliğe yükseltmek, bilgeliklerle dolu mesajlarını almak ve kutsallığımızı tüm hücrelerimizde bedenleyerek hakikatimize bir adım daha yaklaşmak için önerimiz; Kutsallğınızı Bedenleme Meditasyonu.

Bu meditasyon, uyanmakta olan bedenlerimize bir tür güncelleme getiriyor. Bizlerin sonsuz destekle, karşılıksız sevgiyle korunduğumuzu hatırlatıyor. Muazzam uyum ve ilahi bilinçle yeni kendinize erişim için şimdi MO Store’u ziyaret edin. 

 

 

Kaynak: MOTALKS’un 2. Sezon 4. Bölüm Sabah Meditasyonu | 5-11 Kasım 2021 Haftası Mesajları İle Podcast yayınından derlenmiştir.