Skip to content Skip to footer

Stres Algımı Nasıl Değiştirebilirim?

Meditasyon uygulaması, stres algımızı ve buna tepkimizi değiştirmemize yardımcı olabilir. Stres, anksiyeteden paniğe kadar istenmeyen koşullara karşı çeşitli tepkileri kapsayan bir “catchall” terimidir. Stresin hayatımızı yönetmesine izin verdiğimizde, bu vücudumuzu ve zihnimizi etkiler. Hayatımızda genellikle “stres” kelimesini kullanırız; yani kendimizi içinde bulduğumuz zor durumlarla başa çıkmak zorunda kalmanın baskısını hissederiz.

Bunaldığımızı, acıyı fark ettiğimizde yardım ararız. Birçok yönden baktığımızda aslında stres iyi bir motive edicidir; çünkü bir yerimiz acıdığında, bunu düzeltmeye çalışır ve bu konuda bir şeyler yapmaya çalışırız. Aynı zamanda, ilk etapta olmasını engellemeye de çalışabiliriz.

Ve araştırmalar, bazı meditasyon tekniklerinin hem stresi önlediğini hem de bununla daha iyi başa çıkmamıza yardımcı olduğunu defalarca doğruladı.

Meditasyon stresle ilişki kurma şeklimizi gerçekten değiştirebilir ve bu konuda yardımcı olabilir. Taleplerin (zaman, duygusallık, yetkinlik) kaynaklarımızdan daha büyük olduğunu algıladığımızda “kötü” stres yaşarız. İşte o zaman stres bizi bunaltabilir. “İyi” stres, talepler normal kaynaklarımızdan daha yüksek olduğunda olabilir; ancak o zaman denemeye hazır olabiliriz. Yine de stres bizi gerecektir. Yani aslında her şey algıya dayanır. Aslında hayatımızı yönlendirmek, motive etmek, büyümemizi sağlamak, konfor alanımızın ötesine geçmemizi sağlamak ve kendi koyduğumuz sınırların ötesine geçmek için belirli stres seviyelerine ihtiyacımız vardır. Kişisel gelişim konusunda ciddiysek stres ihtiyacımız olan bir şeydir.

Stres mekanizmalarının iki bileşeni vardır:

Stresi nasıl değerlediğimiz ve nasıl ele aldığımızdır.

Peki, ne yapacağız?

Nasıl karşılık, tepki vereceğiz?

Yapabileceğimizi düşündüğümüz ve yapmamız gerekenler arasındaki fark çok geniş değilse; bununla başa çıkmaya çalışabiliriz. Ama boşluk gerçekten çok büyükse, bunu yapamayabiliriz. Meditasyonun da gerçekten yardımcı olabileceği yer, burasıdır.

İlk bileşenle ilgili olarak şunu söyleyebiliriz:

Kaynaklarımızı ve talepleri nasıl yorumlarız?

Bu aslında öznel bir sorudur. Fakat burada önemli olan algılarımızdır. Ve algılarımız meditasyonla eğitilebilir veya modellenebilir.

Algı ile Meditasyon Arasındaki Bağlantı Nedir?

Meditasyon pratiğini uyguladığımızda, stresle ve sorularla çok meşgul olmadığımız için farklı bir algı geliştiririz. Meditasyon sırasında kendimizi sorunlarla çok fazla özdeşleştirmeyiz. Ve hepsiyle aramızda daha fazla mesafe olduğunda, strese neden olan durumlara ve duygulara daha az yakalandığımızda, sorunlarımızı daha iyi yönetilebiliriz. Çünkü o sırada algılarımız değişir. Sanki bir adım geri çekilip, tüm resmi uzaktan gözlemlemişiz gibi bir an yaşanır. Bu, stresli durumları daha fazla boşlukla değerlendirmemize izin vererek meditasyonun yardımcı olabileceği ilk yoldur.

Engel olan her neyse, yolu da odur.

Ama daha da ileri gidebiliriz. Bu durumları sorun olarak görme alışkanlığını bırakabilir ve zorlukları fayda olarak görmeye başlayabiliriz. Ana motivasyon kaynağımız bizi rahatsız eden her şeyden kaçınmak ve rahat olmaksa, elbette bu işe yaramayacaktır. Ama eğer motivasyonumuz insan olarak büyümekse, engel olan her şey gelişmenin bir yoludur. Bir sorun olarak görülebilecek her şey, kendimizi daha iyi tanımak ve büyümek için bir fırsat olarak kabul edilir. Yani bir bakıma, bir sorun algısını bir meydan okumaya dönüştürmek, onu nasıl değerlediğimiz konusunda büyük bir fark yaratır.

Kaynaklarınızı nasıl değerlendirmeye alıyorsunuz?

Çünkü çoğu zaman kaynaklarımızın, sınırlarımızın ne olduğunu ve kendimizi ne kadar genişleteceğimizi bilemeyebiliriz. Böyle hissettiğiniz anlarda meditasyonu ne kadar çok uygularsanız, kendinizle ilgili resminiz o kadar gerçekçi olur; çünkü kendinizle daha fazla iletişim halinde olursunuz. Dikkatiniz daha az dağılır; çünkü artık kim olduğunuz konusunda net bir resminiz vardır.

Sorunlarla başa çıkmanın birçok farklı yolu vardır. Örneğin, sorunu çözerek başa çıkabiliriz. Meditasyon hayatımızın bir parçası olduğunda, odaklanma kapasitemiz daha iyi olacaktır; problem çözme yeteneklerimiz daha doğru çalışacak ve daha yetenekli olacağız; çünkü dikkatimiz her zaman o anda olacaktır. Doğal olarak, ortaya çıkan her sorunu çözmek söz konusu olduğunda daha yetkin olacağız.

Ayrıca, duygusal olarak yanıt verme veya tepki verme şeklimiz, duygularımızı düzenleme kapasitemiz de gelişecektir. Çünkü bu, meditasyonun nörobilim tarafından kanıtlanmış başka bir etkisidir. Meditasyoncular stresi daha iyi idare ederler. Duygusal uyaranlara ve durumlara daha az tepki verirler; çünkü algıladığımız gerçekliğe daha az dahil olurlar. Bu yüzden meditasyonu düzenli olarak pratik edenlerim duygularıyla başa çıkma şekli çok daha ustaca olacaktır.

Bu makale meditasyonun stresle başa çıkma ve stresi değerlendirme şeklini nasıl etkilediğinin sadece küçük bir alanıdır. Bizce bu bile kendi başına, çok büyük bir etkiye sahiptir.

 

Kaynakça; 1,