Çocukluğumdan beri hep gerçeği merak ettim.
İyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış gibi yargıların ötesinde ne vardı?
Görünen değil de görünmeyene, bilinen değil de bilinmeyene olan bir merak…

Sorularım vardı. Neden bu aileye gelmiştim? Neden buradaydım? Ne yapmak için?

Sonra hayat ilerledi, belki bu soruların yanıtları geldi ancak ben fark etmedim. Ta ki 2012 yılında ciddi bir kırılma yaşayıncaya kadar. Hayatımdaki her şeyi değiştirdim neredeyse ya da daha doğru bir anlatımla benim bakış açım değişince hayatım değişmişti. Bir döngü bitmiş, başka bir döngü başlamıştı. Ve soruları hatırladım: “Ben kimdim? Ne yapmak istiyordum?”

2015 yılında yoga ve meditasyon hayatıma girdi. 2016 yılında yoga eğitmenlik eğitimi aldım. Ve bu eğitimdeki bir arkadaşım sayesinde Ezgi Sorman’ın varlığından haberdar oldum. Aynı yıl gerçekleşen Vofa’da kendisiyle tanıştım. Ve o gün orada ona “Seninle çalışmayı çok istiyorum ve bu nasıl olur bilmiyorum.” diye söylemişim. Niyetim o kadar güçlüymüş ki, kendimi Mistik Yolcu’lardan biri olarak buldum 2019 yılında. Bu yolda olmak, yoluculukta birbirimize eşlik etmek, benim için çok heyecanlı ve çok dönüştürücü. Tüm korkularımın içinden geçerek kendimle yüzleşmeye cesaret etmek ve bu cesaretin sonucu özgürlük benim için.