Bir kez bilincin tam olduğunu anladığınız zaman, sonsuz gücün de sırrını anlamış olursunuz. Birlik kulağa soyut bir kavram gibi geliyor. Kendinizi hiçbir yönde bir toprak parçasının görünmediği geniş bir denizin ortasında yüzerken bulmak korkutucu olurdu. Ama birlik deneyimi böyle bir şey değil. Kendinizi gözünüzün alabildiği kadar bilinçle çevrelenmiş olarak bulmak, yaratımın ortasında olmak gibi bir şey. Tam olarak uyanış yaşadığınız zaman varlığınız da tam olarak öyle hissedecek. (Pek çok din geleneğinde yüce varlığın gözlerinin her yerde olduğu düşünülür. Bu düşünce tam farkındalığı resmetme girişimidir.)
Ancak uyanmak için bir baskı da yoktur. Birlik zaten kendisini sizin beden/zihniniz aracılığıyla gösteriyordur. Ana görev kendinizi tamlığa karşı gelmek yerine onunla uyumlu hale getirmek olmalıdır. Ama bunu nasıl yapacaksınız?
Birlik haliyle şu durumlarda uyumlusunuz demektir:
Olduğunuz yerde mutluysanız,
Kendinizi yargılamadan kabul ediyorsanız,
Hayat yumuşak bir şekilde gidiyor, herhangi bir engel çıkarmıyorsa,
Arzularınıza çok fazla çaba sarf etmeden ya da tamamen çabasız ulaşıyorsanız,
Burada olmayı seviyorsanız,
Kendinizi yargılamadan kabul ediyorsanız,
Doğanın size destek olduğunu düşünüyorsanız.
Son nokta biraz kafa karıştırıcı olabilir; ama aslında en önemlisi budur.
Doğa tarafından desteklenmek her yaşayan varlığın deneyimidir. Her yaratık yaşadığı habitata uyumlanır. Bu destek son derece doğal olarak geldiği için bir domuzbalığının, bir karıncayiyenin, bir İrlanda seterinin ya da al yanaklı maymunun teklik hakkında düşünmesine gerek yoktur. (Domuzbalıkları sürekli güldükleri için onların bildiğini düşünmek güzel olurdu.) Aynı şekilde yaşayan varlıklar doğanın desteğine karşı çıkmazlar ya da onu küçümsemezler. Ancak biz insanlar, kararların büyük etken olduğu bir habitatta yaşadığımız için doğanın desteğinden sapabiliriz.
Bunu şu durumlarda yaparız:
Kendimizi mücadele ederken ve acı çekerken bulduğumuzda
Saf yemeği, suyu ve havayı bıraktığımızda
Korku ve öfkenin davranışlarımızı yönlendirmesine izin verdiğimizde
Eski huyların ve koşullanmaların bize etki etmesine izin verdiğimizde
Gerçekliğin yaratımında birer yardımcı olduğumuzu unuttuğumuzda
Teklikle uyumlanmanın çocukken öğretildiği bir dünyaya doğmadınız. Bu eksiklik de pek çok kafa karışıklığına ve şüpheye sebebiyet verdi. Eğer doğanın sizi düşündüğünüz, söylediğiniz ya da yaptığınız her şeyde destekleyebileceğini biliyorsanız, adımlarınızı pek çok yola atacağınız tercihler yapmak çok kolaydır.
Sır, kendinizi teklikle uyumlu hale getirmektir. Bu da meditasyonu düzenli pratik haline getirmekle mümkündür.
Bütünün bir parçası olduğumuzun, doğadan ayrı olmadığımızın idraki niyetiyle yaratılan meditasyonumuz “Bütünle Uyumlanma Meditasyonu’nu” podcast kanalımız MOTALKS’tan pratik edebilirsiniz.
En derin yaralarımız aslında, Birlik’ten, Bütünden ayrı olduğumuz illüzyonundan kaynaklanır. Bu illüzyondan uyanmaya, yaralarınızı hızlı-pratik ve etkin bir şekilde yaralarınızı şifalandırmaya hazırsanız “En Derin Yaralarımızı Şifalandırma Meditasyonu’na” MO Store’dan ulaşın.
Ezgi Sorman ve Gürkan Aşık ekolünden çıkan, sesle şifa teknikleriyle harmanlanan bu meditasyon sizi hızlıca; zihninizin duvarlarından sıçratacak, köklü döngülerinizi kıracak ve en derin yaralarınızı şifalandıracaktır.
Kaynak:Uyanış Sonrası
Yaşamın Kılavuzu, Deepak Chopra / sayfa 154-156