Skip to content Skip to footer

Hangi Şart ve Koşullarda Evlenilmemeli?

İlişkileri konuşurken dengeyi ele almazsak, dengeyi ele aldıktan sonra da evliliği ele almazsak imkansızlıklar ötesi bir konuşma olur, bir yayın olur bu. Mantıksız olur.

Madem evliliği ele alacağız, ilişkilerdeki dengede evlilik olmalı mı, olmamalı mı ve ne zamanlar olmamalı, size ‘sakın evlenmeyin’ dediğim bölümü anlatacağım: Kesinlikle evlenmemeniz gereken bir bölüm var.

İlişki terapistiyim. Aynı zamanda meditasyon uzmanıyım ve kanallık yapıyorum. Ve 10 yıllık da evliliğim oldu. Daha önce biliyor muydunuz bilmiyorum, beni yakından tanıyanlar biliyor, Amerika’daki dönemlerimde 10 yıllık bir evliliğim oldu; 10 yılın sonunda boşandım ve sonra hep uzun süreli ilişkilerim oldu, hiçbir zaman için           ‘one night stand’ veya kısa süreli ilişkim olmadı. En kısa süren ilişkim sanırım 3 yıldı. İlişki terapistliği sürecinde, terapist olurken, bayağı değişik bir ilişkiden geçtim ve bildiklerimi burada aktaracağım, size. Ve siz de kendi içinizde evirin, tabi ki kendinize doğru yansıyan tarafları alın, olmayanları da bir çöpe atın. Ama ben bildiklerimi anlatacağım. Elçiye zeval olmaz, ‘sakın sakın evlenmeyin’ dediğim kısmı da kesinlikle konuşacağız.

Evlilikte öncelikle gelen en büyük sorular: “aşk evliliği mi olsun, mantık evliliği mi olsun, evde bir nefes olsun diye evlenilmeli mi yoksa evlenilmemeli mi?”

Şimdi, “evde bir nefes olsun ben yalnız yaşamayayım” diye evleniyorsanız, olur, çok mantıklı bu.

“Biz zaten birbirimizi seviyoruz ama ayrı yaşıyoruz, ekonomi olur, bir eve yerleşiriz.” ya da “bu benim için mantıklı bir insan ve zaten nasıl olsa günün birinde evleneceksem mantık evliliği yapayım.” Bu mantık yürütmelerin hepsi olur.

“Çok aşığım ve bu insanla bir yastıkta kocamak istiyorum, aşkımın meyveleri olsun, çoluk çocuk yapmak istiyorum.” bu da olur.

Niyetinizi duyduğunuz sürece, ne yapmak istediğinizi bildiğiniz sürece, kendinizi kandırmadığınız sürece, bunların hepsi olur.

Mantık evlililiği yapıyorsanız, “ben bu insanı çok seviyorum” diye kendinizi kandırmayın. Eğer çok aşıksanız, kaybetme korkusundan dolayı evlendiğinizi kendinize mutlaka söyleyin. Eğer evde bir nefes olsun diye evleniyorsanız, “benim yalnızlık korkum yok canım, ben bu insandan hoşlandım” diye kendinizi kandırmayın.

Çünkü evlilik bir kurum ama ne zaman “kesinlikle evlenmeyin” bölümüne gelecek olursak, “ben hiç evliliği düşünmezdim ta ki bu insanla karşılaşana kadar”, veya size söylenirse eğer “ben evlilik kurumuna çok karşıyım, evlilik kurumu hiç bana göre değil ama SEN VAR YA çok özelsin, çok güzelsin ve evlilik hakkındaki bütün fikirlerimi değiştirdin.” gibi bir noktaya gelirseniz, sakın evlenmeyin.

Bu bir insana veya size veya çoluğunuza çocuğunuza söyleniyorsa çok büyük bir sorumluluk çok büyük bir yükümlülük ve çok büyük bir yük.

Bu ne demek oluyor:

“ben evlilik kurumuna karşıydım ta ki seninle karşılaşana kadar, dolayısıyla sende gördüklerim benim fikrimi değiştirdi, ama eğer sen, sende gördüklerim değişirse, ben evlilik fikrimi her an değiştirebilirim, çünkü olay sensin, benim gözümdeki evliliği mükemmel yapan senin davranışların.”

Ama gün gelecek, bir gün bir insanın gözünde mükemmel olmayacaksınız, bir gün kendi istediğiniz gibi davranacaksınız, kendi olduğunuz gibi davranacaksınız, işte o zaman ne olacak? O zaman evlilik kurumundan hoşlanmayan insan, sizden de hoşlanmadığı zaman ne olacak? Veya evlilik kurumundan hoşlanmayan siz, o kişi yüzünden evlenme fikrini değiştirdiyseniz, o kişi dönüşmeye, değişmeye başladığında ilk tanıştığınız gibi davranmamaya başladığında ne olacak?

Dolayısıyla evlilik kurumuna aşıksanız, evlilik kurumunun ne demek olduğunu biliyorsanız evlenin; evlilik kurumunun ne olduğunu bilmiyorsanız, önce bu kurumu tanıyın ve ondan sonra evlenmeye doğru geçin.

Sistemler, kurumlar şu anda çöküyor; çok değişik zamanlardan geçiyoruz, hepimiz çok değişik deneyimlerden geçiyoruz, ve bu dönem sistemlerin kurumların yıkıldığı bir dönem.

Sonuç olarak, evlilik de bir kurum. Eğer o kurumu tanımıyorsanız ve bu kuruma aşık değilseniz, bilin ki gelenekçi açıdan bakıldığında geleneksel her şey yıkılıyor şu anda. Yeniye doğru, modernizasyona doğru gidiyoruz ve elimizde eskiye dair hiçbir şey kalmayacak. Dolayısıyla evlilik kurumunu tanıyın; sonra siz, eğer o kurumdan, bu ortaklıktan hoşlandıysanız evlenin.  Evlilik değerlerde, alışkanlıklarda, muhakemede, gelecek hayallerinde kurduğunuz bir ortaklıktır. Eğer bu ortaklıkta anlaşabiliyorsanız ve anlaşmak istiyorsanız, “ben değerlerimi paylaşmak istiyorum, ben hayallerimi paylaşmak istiyorum, ben evimi paylaşmak istiyorum, ben bilgimi paylaşmak istiyorum, ben duygularımı paylaşmak istiyorum” diyebiliyorsanız, yepyeni ve size ait değerlerinize yakın bir evlilik modeli kurgulayabilirsiniz.

Sistemler yıkılıyor, eskiler zaten yıkılmaya mahkûm; yeniyi yapılandırıyoruz, yeniyi yapılandırırken “ben evliliği nasıl yaşamak istiyorum?” diye düşünün.  Ve sadece ikinize ait bir hayatı, bir sistemi nasıl kurabilirim diye planlayın. Onun haricinde eğer bu sistemi, bu kurumu sevmiyorsanız sakın, kesinlikle evlenmeyin. Evlilik bir ortaklıktır ama özellikle de – öz değerlerinizde, hayallerinizde, geleceğe bakış açınızda, muhakeme yeteneğinizde, parayı nereye ve nasıl harcamak istediğiniz, çocuk yapma ve çocuklarınızı nasıl yetiştirmek istediğiniz –  tüm bunlar ortak olarak alınacak bir karar.

Ve evlilik, iki kişiyle de olan bir durum değil; işin içerisine eş, dost, aile, sülale, akraba, alışkanlık, muhit her şey giriyor. Eğer boşanılscaksa da yine hep birlikte eş, dost, aile, çoluk çocuk, hep beraber ayrılınıyor, biliyorsunuz.

Sistemi kurarken “bana ne kadar yakın bu sistem ve daha yakın olabilmesi için nasıl konuşmalar yapabiliriz, nasıl ortak noktalarda buluşabiliriz ve bize ait bir sistem nasıl kurabiliriz?” diye düşünün.

Eğer alışkanlık olarak gördüğünüzle gelenekçi bir sistem kuracaksanız da “bu şu anda bana ne kadar uyuyor” diye sorgulamadan lütfen kendinizden uzaklaşmayın; çünkü herhangi bir evlilikte, ortaklıkta kendinizden bir noktada uzaklaşacaksınız, eğer işin içerisine kendinize yaklaşarak girmediyseniz.

Artık özünüzle uyumlu olmayan her neyse, uzun ömürlü olmayacak. Çok değişik bir çağdayız. Sizinle uyumlu olmayan, uzun ömürlü olmayacak. Bunu bilin, bundan dolayı da kendinize yaklaşın, herhangi bir ortaklığın içerisine ve özellikle evlilik ortaklığına girmeden önce.

Mesela, aynı evde yaşama zorunluluğu var mı? Bunu sorabilirsiniz kendinize. ‘Bunu’ derken tabi ki bildiğim şeyler var. Bir zamanlar çok sevdiğim, aşık olduğum bir insanla yaşıyordum, aynı evde ve daha önce 10 yıl evli olduğum için evlilik kurumunu biliyorum, ne olduğunu, neler olabileceğini biliyorum. Bu insanın tuvalette sigara içme alışkanlığı vardı ve konuştuk, orta noktada buluştuk ve “evet tamam anlıyorum seni, sevmeyen için inanılmaz kötü olabilir . Bunu bir daha yapmayacağım” dedi. Bir gün yapmadı, iki gün yapmadı, bir ay yapmadı, ikinci ay yapmadı, alışkanlık ya bu, üçüncü aydan sonra benden gizli tuvalette sigara içmeye başladı. Şimdi bu kurumun, böyle bir ortamın içerisinde ben ne kadar kalabilirim? Kendime döndüm ve baktım olmuyor ve konuştuk tabi ki, reddedildi. Sonrasında ben kendi içimde bu insanla aynı evde yaşamak zorunda mıyım? Sorusunu içimde sorguladım. Sözün özü, bazı alışkanlıklar olacak, en başta gözünüze batmayacak ama ondan sonra da batmaya başlayabilecek.

Bu sebeple; “Ben hangi ortamda ne şekilde huzurluyum?” diye kendinize bir sorun. Günün sonunda huzuru seçeceksiniz, herhangi bir ilişkide ve özellikle de evinizi paylaştığınız, ev ortamında huzuru seçeceksiniz. O nedenle de işin başında huzuru seçin.

En başta “bu ilişkide, bu evlilikte, bu ev paylaşımında beni huzurlu kılacak olan ne?” diye sorun, huzuru seçin. Ve ondan sonra günün sonunda huzuru da seçtiğinizde ilişkinize bir şey olmamış olsun. Bu arada illa olacaksa o da olabilir, boşanmada hiçbir sıkıntı yok.

Bilinçli ayrılma seansları var, eğer boşanmayı düşünenlerdenseniz ve bu yayına denk geldiyseniz, mutlaka tavsiyem, bilinçli ayrılma seanslarından geçin. Terapiler son 5 yıldır var ve Amerika’da başladı; ‘Conscious Uncoupling’ diye geçiyor, Türkçeye ‘Bilinçli Ayrılma Seansları’ diye çevirdim. Seanslar; ortaklık en bilinçli, en şefkatli, en anlayışlı nasıl sona erdirilir üzerine geçiyor. Eğer “bu evlilik, galiba yürümüyor” diyorsanız, önce çift terapisi, sonra eğer netseniz, bilinçli ayrılma seansıyla kalbiniz az yıpranarak, daha bilinçli bir şekilde, daha olgun bir şekilde, daha temiz bir şekilde kapatabilirsiniz o sayfayı. Böyle de bir önerim olsun sizlere.

Söylemek istediğim evlilik kurumunu sevmiyorsanız, yıkılmaya mahkûm olacak. Ve bu nedenle de  sakın evlenmeyin, çünkü sistemlerin ve kurumların yıkıldığı bir dönemdeyiz. Bir insanı seviyorsunuz diye o insanı kaybetmemek için evliliğe başvurmayın. Hiç bir adımınız hele ki evlilik korku temelli olmasın.

Öncellikle kendinizle bir yastıkta kocayın. Huzur içerisinde, kendinizle bir yastıkta kocamanın yollarını bulun. Ondan sonra bir başkasıyla bir yastıkta kocamaya doğru gitmek isteyip, istemediğinize karar verin.

Evlilik çok hassas bir konu ve ele almak çok zor, ama aynı zamanda da konuşulması gerekiyor. Ayrıca, boşanmak da evlilik kurumunun yıkılması da toplumlar tarafından kişiyi utanca sürükleyen, utanılacak bir şey.  Toplumda bize evlenmek çok kutsal da boşanılmaktan utanılıyormuş, utanılması gereken bir eylemmiş gibi gösteriliyor. Bu da bir sistem aslında, sevmediğiniz, size uygun gelmediği noktada yıkabilirsiniz. Utanç da bizleri en derinden etkileyen, hayatlarımızı hemen karartan, söndüren ve aşağıya çeken bir duygudur. Bu tabunun da, evlenmek/boşanmak tabularına ve utançla olan alakasına kendi içinizde bir bakın.

Sistemler yıkılırken, yeniye geçiş yaparken Öz’ünüze ve öz değerlerinize uyumlu, bilinçli seçimler yapmanızda destek olabildiğimizi umuyoruz.

En toksik duygulardan olan utancın her yönüyle işlendiği, anatomisinin çalışıldığı ve toplumun dayattığı tabular yıkılırken ortaya çıkan utançtan ve diğer toksik duygulardan arınma yöntemlerinin, buna özel bir ömür uygulayabileceğiniz “Arınma Meditasyonun”  öğretildiği Toksik Duygulardan Arınma Atölyesi & Meditasyonu’na MO Store’dan ulaşabilirsiniz.

 

Kaynak: Meditasyon Okulu Youtube Kanalımızın İlişkilerde Denge Sohbetleri 2. Bölüm- Sakın Evlenmeyin.” yayınından derlenmiştir.