Kalbin kendi mucizesini yarattığı oldukça yoğun bir dönemdeyiz. Bu nedenle de öncelikle dikkatlerinizi uyku düzenine çekmenizi isteyeceğim. Uyku ritimleriniz, dinlenme ritim ve ihtiyaçlarınız değişiyor. Enerji sistemlerinizden mesajlarınızı alarak uyku düzenlerinize ve dinlenme ihtiyaçlarınıza daha çok kulak vermenizi ve yeniden ele almanız oldukça önemli; çünkü bu enerjiye ihtiyacınız olacak.
Dinlenmiş, dikkatlerin biraz daha açık, odağın biraz daha net olduğu bir enerjiye ihtiyacınız olacak; zira odak kaymaları, yorgunluk ve dikkat bozuklukları gündemde olabilir. O yüzden de uyku ve dinlenme düzenlerinize dikkat edin.
Bu döneme dair birinci uyarım ve size aktarmak istediğin en önemli mesajlardan bir tanesi bu.
Bu süreçte, hem odağınızı toparlayabilmek hem uyku düzenlerinizi yeniden yerleştirebilmek hem de dinlenme ritminize kulak verebilmeniz için düzenli meditasyon pratiği çok önemli olacak.
Meditasyonun en büyük faydalarından bir tanesi dingin ama odağı açık bir dinlenme hali sunmasıdır. Bu nedenle de meditasyondan faydalanmanızı çok tavsiye ediyorum.
Spiritüel, manevi gelişiminiz ve sezgileriniz bu ve bundan sonraki dönemde tutunacağınız en büyük, en değerli dalınız olacak.
Sezgiler üzerine zaten konuşuyorduk; “artık sezgilerinize güveneceksiniz” hatırlatmalarımı yapmaya da devam edeceğim. Bu sık tekrarladığım hatırlatmaların nedenini de artık anlamaya başladınız. Çünkü zihinle, mantıkla bir şeyleri çözemediğinizi, ancak ve ancak içinizdeki hislere güvenerek yolunuzu, yordamınızı,ışığınızı bulacağınızı anlamaya, algılamaya başladınız.
Bu süreçte yeninin açılımına, nereye doğru çağrıldığınıza ve hangi yöne doğru adım atmanız gerektiğine dair mesajlar akacak ve bu mesajlar geldiğinde de yine sezgilerinize güvenerek adımlarınızı atacaksınız. Bu adımlar da zaten beliriyor olacak.
Ruhunuzun özü ve yolculuğu oldukça gündemde; diğer bir deyişle çok maddesel, zihinsel yaklaşımlar bir işe yaramayacak. Zihinsel denklemler size bir yol gösteremeyecek. Sezgilerinize güvenmek yolu açacak ve içinizden yükselenler ışığınız olacak.
Bu dönemde ve aslında bundan sonraki hayatınızda sanrılar, zannetmeler, düşüncesel devinimler, düz mantıklar hiçbir fayda sağlamayacak.
“Neyi neden seçiyorum, tam olarak bunu neden seçtiğimi bilmiyorum ama bu yoldan gitmek istediğimi içsel bir bilgi olarak biliyorum. Elimde yeterli veri ya da detay olmasa da, şu an için mantıklı görünmese de sezgilerim bu yoldan ve bu yöne doğru gitmemi istiyor” diyebilmeyi alışkanlık haline getirin.
Yeni yolları yürüme, bilinmeyene yelken açma, yeni bir dönemi başlatma zamanı. Kendinize “Hazırım ve bu heyecan yeni bir 12 yılı başlatıyor” deyin; çünkü yepyeni bir 12 yılın başlangıcındasınız.
O yüzden de “Hazırım ve elimde yeterli veri, detay, bilgi olmadan bu hazır olma hali içimde bir heyecan yaratıyor. Bu, çok değişik ruhsal bir bilgi ve bu heyecanla da birlikte bir 12 yıla, yeni bir döngünün içerisine giriyorum” şeklinde kendinize hatırlatmalar yapın.
Ama aynı anda eski hatıralar, eski yaralar, eski acılar özellikle de son 3 yılın yaşanmışlıkları bir o kadar kuvvetli, güçlü bir şekilde kendini belli edecek. Hatıralar geçidi gibi gözlerinizin önünden, kalbinizin içinden, zihinlerinizden geçiyor olacak.
O nedenle de içinizde şöyle bir his olabilir; bir yanınız ‘ben çok hazırım ve yeniyi istiyorum’ derken, geçmiş yaralarınızdan veya deneyimlerinizden tetiklenen tarafınız, yani o yaralı ego tarafınız korku ile yaklaşıp, sizi kararsızlığa veya karamsarlığa, tutarsızlığa sürükleyebilir. Ve bunun akabinde bir kal gelme, durma, bekleme halinde kendinizi bulabilirsiniz.
Bir tarafınız “Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum, aynı acıları yeniden kendime yaşatmak istemiyorum” diyor, bunu diyen tarafınız bu bilgiyi hücrelerinizde depolanan eski acıların sesinden alıyor.
Yeninin heyecanı ağır basana kadar bekleme hakkınız var. Yalnız bu bekleme sürecini derin bir farkındalıkla geçirmenizi tavsiye edeceğim. O farkındalık da eskinin korkusunun ve acılarının sesinin ağır bastığı bir farkındalık olsun. “Şu anda duruyorum, bekliyorum, kararsızım, belki biraz karamsarlığa çekiliyorum, eskinin sesi yeniye başlamanın heyecanını şu anda öldürüyor.” Bu farkındalıkla beklerseniz şifalanma başlayacak ve olacak. Eğer bu farkındalık olmazsa korkunun içine doğru çekileceksiniz.
Ve burada hemen bir hatırlatma yapmak istiyorum: Özellikle beni uzun zamandır takip edenleriniz artık aynı aynı değilsiniz; titreşiminiz, sesiniz, alışkanlıklarınız değişti; kalbiniz açıldı. O nedenle de “Yine mi aynı acıyı yaşayacağım? Acaba kendimi aynı acılı deneyimin içinde bulur muyum?” sorularıyla karşılaşırsanız, zihninizde veya yaralı egonuzda şu bilgiyi besleyin ve şu cümleleri kendinize hatırlatın; “Ben aynı değilim ki aynı deneyimleri yaşayayım. Frekansım, titreşimlerim değişti, alışkanlıklarım değişti, kendimle olan ilişkim değişti, hayata farklı gözlerle bakıyorum. Ben eski ben değilim ki; aynı şeyleri yaşayayım.”
Başkalaştınız, deneyimleriniz de başkalaşıyor. Korkunun içerisine çekildiğinizi görürseniz kendinize yepyeni ve bambaşka hayat deneyimleri yaşama şansı verin. Hepimizin güvensizlikleri, yetersizlikleri, yaraları var ve aynı zamanda da her yaramızı, güvensizliğimizi, her eksik hissettiğimiz tarafımızı bu yaşam sürecinde şifalandıramayabiliriz. Ve bu bilgiyi kabul etmek bizi tam ve bütün yapıyor.
Bütün eksikliklerimizi giderdiğimizde, tüm yaralarımızı şifalandırdığımızda tam ve bütün olmuyoruz. İnsan tarafımızın koca Evren karşısında bazen ne kadar yetersiz olduğunu kabul etmek bizi güçlendiriyor. Çünkü ancak o zaman insan yönümüzden daha büyük bir güç ile bağlanma ihtiyacı duyuyoruz. O zaman ölümsüz tarafımıza daha fazla yaklaşıyoruz, duaların gücüne sığınıyoruz ve o zaman dualarımız kabul oluyor.
Bu süreçte temizlenen enerjiniz sizi daha yumuşak bir enerjiye dönüştürdü, kalp kapılarınız daha bir açıldı. Kalbiniz de bağına, bağlandığı yerlere daha çok güvendiği için kapılarını açtı, yumuşadı ve kendi mucizesine daha yaklaştı. O yüzden de kalbinizi dinleyin, o artık kendi mucizesini yaşamak istiyor.
Belki kalbiniz çok ağır kayıplar, çok yüklü trajediler, acılar yaşayarak açıldı ama artık açıldı ve yumuşadı, şimdi kendi mucizelerini yaşamaya hazır. Kalbiniz bunu hak etti. Bırakın; kalbiniz açılmaya, yumuşamaya, gardlarını indirmeye ve buraya yaşamak için geldiği o mucizeleri yaşamaya başlasın artık. Işığınızı daha fazla kısmayın; aksi takdirde yolları, mesajları ve desteği kaçıracaksınız.
Bu dönemde birçok bilgi aktığından, kendinizi yeniye açma ve adımlarınızı atma zamanı. Eşzamanlıklar, tam zamanı, şimdi şu anda hissi gelebilir. Düşüncelerde ve detaylarda kaybolursanız bu histe kalın ve heyecanı öldürmeyin. Dönüşmüş yeni kendinize kapıların açıldığını hatırlayın. O nedenle de bu dönem bambaşka kendinizin gözlerine ihtiyacınız var. İçinizde eğer bir rahatsızlık hissederseniz çok doğru yerdesiniz; çünkü bu akan enerjiler tarafından zihniniz, konfor alanlarınız zorlanabilir ve kendinizi rahatsız hissedebilirsiniz.
Bu dönem bambaşka bir hız var, ‘10 dakikada şipşak’ gibi bir enerjinin içerisindeyiz. Bu enerjiyi şöyle tarif edebilirim; “bununla işim bitti ve şuna hazırım” dediğiniz noktada işi bitenle yeniye açılacak olan kapı neredeyse 10 dakika içerisinde oluyor gibi.
Eskiden bir şeyle işimizin bitmesi, bir kapının kapanması, bir ilişkinin acısından geçmemiz, kalbimizin şifalanması 10 yıl gibi bir süre alırdı, şimdi bu 10 dakikaya düştü. Bu hız başımızı biraz döndürebilir.
Diğer bir deyişle bir virajı alır almaz yeni için ihtiyacınız olan her şey hazır bir şekilde o virajı alır almaz sizi bekliyor.
Buna inanmayan mantığınıza “ya bekliyorsa” diye sorabilirsiniz. Size o virajı aldırtmayan, o hızda yol kat etmenize izin vermeyen yaralı egonuza “ Ya ben bu hızda bu kararı alıp, bu seçimi yapıp, bu yoldan gittiğimde her şey önüme açılacaksa” diye sorun.
İşte bu heyecanda kalın, bu enerjinin rüzgârıyla adımlarınızı atın. Neden, niçin, ne zaman, nasıl soruları işe yaramayacak.
Hız sizi rahatsız edebilir, korku nöbetleri gibi gelebilir; çünkü zihniniz algılamaya yetersiz kalacak. Bunları aklınızda bulundurun.
İvme hızlandı ama daha da yükselmeye devam ediyor, o nedenle sezgilerinize güvenmeye ihtiyacınız var.
Evren “yalnız değilsin, bu suya atla” diyor. Evren suya atlamadan senin neye ne kadar hazır olduğunu anlayamayacak, arkandan da seni itip suya atmayacak, neye hazırsan, hangi sulara, hangi yüksekliğe hazırsan Evren seninle orada buluşacak. O yüzden de ilk adımı bizim atmamız gerekiyor.
Her ne kadar çılgın bir fikir gibi gelse de, “Ben güveniyorum ve atlıyorum” diyebilmek için biraz cahil cesaretine ihtiyacınız var. Bu dönem çılgın, cahil, cesur yolcular olma yolundayız; çünkü yepyeni bambaşka bir maceraya atılıyoruz. Bu macerayı daha önce hiç deneyimlemediniz. Bu yüzden de cahilsiniz, deneyimsizsiniz. Elinizde bu maceraya dair hiçbir veriniz ve tecrübeniz yok, bambaşka yepyeni bir yer, bir alan.
Bu bilgileri kabul edin, heyecanınıza, sezgilerinize güvenin. Bunu, “zamansız, ölümsüz, mekânsız enerjimi deneyimlemek için bir fırsat” olarak değerlendirin. Önümüzdeki günlerde her ne mesaj gelecekse, her ne yeni kapı açılacaksa, her ne seçim yapmak durumundaysanız içsel gücünüze, yeni kendinize güvenin ve yaklaşın.
Ayrıca bazı günler az iş, çok dinlenme ihtiyacı duyabilirsiniz; çünkü Kozmos’dan çok yoğun bir enerji yüklemesi oluyor. Bu nedenle de durma ihtiyacı gelip, daha fazla dinlenmek isteyebilirsiniz. Belki şimdiden takviminizde bir günü hafifletebilirsiniz.
Zihninize çok ihtiyaç duymayacağınız işlere yönelin. Sezgileri daha çok devreye almaya ihtiyacınız olacak. Önceden de belirttiğim gibi bu dönem sezgiler tutunacağınız en güvenilir dal olacak.
Bu enerji yükleme sürecinde ve sonrasında büyük bir hayalinize ilhamlar, ruhsal mesajlar gelebilir. Bu nedenle de daha fazla sessizliğe ve huzura ihtiyaç duyacaksınız.
Bu süreçte neyi deklare ettiğinize çok çok dikkat edin. Karma, hız ve hızlı oluşumlar gündemde. İletişim karışıklığına dikkat edin. Bilgiler saklanabilir, detaylar uçabilir, yanlış anlaşılmalar olabilir, herkes eteğindekileri masaya dökmeyebilir.
Ayrıca bu süreçte başkalarının her söylediğine güvenmek akıl kârı değil, pembe yalanlar havada uçuşabilir. Sizler de kelimeleri nasıl kullandığınıza, bilgiyi nasıl aktardığınıza çok dikkat edin; çünkü bu mesajları okuyorsanız sorumluluğunuz daha fazla, karma gündemde.
Yapmak istediğiniz konuşmaların zamanlamasına güvenin, o zamanlamayı hissedeceksiniz. Böyle büyük, önemli bir konuşmaysa, halledilmesi gereken önemli mevzular varsa ve boğazınızdan çıkmıyorsa o boğaz çakranızın tıkalı olduğundan değil, içinizde bir şeyler zamanlamanın doğru olduğuna güvenmediği içindir.
Dolayısıyla bu dönem ne söylediğinizden daha çok ne zaman söylediğiniz önemli olacak. Ve sizin sorumluluğunuz daha büyük, sözlerinizi nasıl kullandığınıza dikkat edin.
Bazen bazı konuları bir süreliğine rafa kaldırdığımızda enerjetik olarak bir temizlenme de olur. Orada bekliyormuş gibi durur ama enerji onu temizler, zaman onu hafifletir, açılımlar yaratır.
O yüzden bu dönem bazı konuları, cümleleri rafa kaldırmak o kadar da kötü bir şey değil. Veya yapmanız gereken konuşmalar varsa, “şimdilik bu kadarını söyleyeceğim, konuşmanın devamını daha sonra yapalım mı?” Gibi bir yol da izleyebilirsiniz. Yani o büyük konuşmaları birinci bölüm ve ikinci bölüm diye ikiye ayırmayı isteyebilirsiniz. Bu dönemde kendiniz için böyle bir formül üretebilirsiniz.
Eğer içinizde; “galiba şu An hikâyenin tüm detaylarını bilmiyorum, tüm detayları bana aktarılmadı, bütün bilgiler henüz bana verilmedi veya bazı bilgiler benden saklanıyor” gibi bir his oluşuyorsa büyük ihtimalle haklısınız.
Bu dönem önceliklerinize, bitenlere, yumuşakça ortadan kaybolanlara, sıvışanlara, yok olanlara güvenin ve peşinden sakın gitmeyin. Bir şeyler gözünüzün önünden silinip giderken, şipşak bir şeylerin belireceğini hatırlayın.
Gözlerimizi, gidenlere değil; açılanlara yöneltiyoruz. Yumuşaklığımızı, bambaşkalığımızı hatırlıyoruz. 10 dakikada işlerin değişebileceğini hatırlıyoruz. Şifalanma ve yeniye adım atma sürecinin ne kadar hızlandığını, bu hızın daha da ivme kazanacağını hatırlıyoruz ve sezgilerimize güvenip, kendimize yaklaşıyoruz.
Çok yoğun, baş döndüren, hızlı, aynı zamanda da ilham ve güzel mesajlarla dolu, yüklü bir dönem.
Bu dönem Kozmosun dansını göreceğiniz, eşzamanlıkların keyfini süreceğiniz bir dönem olsun.
Sizleri Çok Seviyorum.
Kalplerimiz kendi mucizelerini yaratıp, yaşamaya hazır iken içsel rehberliğimiz de bambaşka yükseklikte bir hayatı önümüze sermek için hiç olmadığı kadar güçlendi.
Bu dönemin Evren tarafından sunulan büyük fırsatı ile Sezgileri ve verileri harmanlayarak, mucizevi bir hayat yaratmaya hazırsanız Sezgisel Yaşam Atölyesi’ni edinin.
Bu atölye ile
Sağlam, kaliteli ve parlak bir hayatı kurgulamak için en hayati yetenek olan sezgiyi geliştirmiş olacaksınız.
Hayatınızı dönüştürecek bu adımı atmaya hazırsanız; Sezgisel Yaşam Atölyesi’ni şimdi edinin. Tüm detaylar için MO Store’u ziyaret edin.
Kaynak: Ezgi Sorman
İlgili yayınımızı okulumuzun podcast kanalı MOTALKS’tan ayrıca dinleyebilirsiniz.