Bir insan veya durumdan dolayı üzgün ve kırgın hissettiğinizde tepkinizin bu insan veya duruma karşı olmadığını hatırlayın.
Aslında bu insanın veya durumun size hissettirdiklerine tepki veriyorsunuz. Bunların sizin duygularınız ve duygularınız da kimsenin hatası değildir.
Bu gerçeğin farkına vardığınızda ve tam olarak anladığınızda hissettikleriniz için sorumluluk almaya ve onları değiştirmeye hazırsınız demektir.
Eğer her şeyi olduğu gibi kabul etmeyi öğrenirseniz problem olarak gördüğünüz her olay ve durum için de sorumluluk almayı öğrenirsiniz.
Peki sorumluluk ne demektir? Sorumluluk; bir durum, bir olay veya problemi şu an olduğu gibi kabul ederek bu duruma yaratıcı bir karşılık verebilme yeteneğidir. Her problem içinde fırsat tohumları barındırır ve bu farkındalık sizin o anı alıp, daha iyi biri durum veya şeye dönüştürmenize yardımcı olur.
Bunu yapabildiğiniz zaman üzücü diye adlandırdığınız durumlar yeni ve güzel şeylerin yaratılabilmesi için fırsat olacak, zalim diye adlandırdığınız herkes de sizin yeni öğretmenleriniz olacaktır.
Gerçeklik, sadece bir yorumlamadır. Ve gerçekliği bu şekilde yorumlamayı seçerseniz etrafınızda birçok öğretmeniniz, evriminizde yardımcı olacak birçok fırsatınız olacaktır.
Size eziyet eden zalim biri, öğretmen, arkadaş veya düşmanla karşı karşıya kaldığınızda (Bu arada bunların hepsi aynı anlama gelir.) kendinize şunu hatırlatın:
“Şu an olması gerektiği gibidir.” Şu an hayatınıza çağırdığınız tüm ilişkiler tam olarak şu an ihtiyacınız olan ilişkilerdir. Tüm olayların arkasında gizli bir anlam vardır ve bu anlam sizin evrim sürecinize yardım eder.
Bu noktada savunmasızlık kavramına geliriz.
Savunmasızlıkta, başkalarını kendi fikirlerinize ikna etme veya inandırma ihtiyacı duymazsınız. Etrafınızdakileri gözlemlerseniz göreceksiniz ki; zamanlarının %95’ini kendi fikirlerini savunmakla geçiriyorlar.
Kendi fikirlerinizi savunmaktan vazgeçtiğinizde daha önce boşa harcadığınız çok büyük bir enerjiyi geri kazanmış olursunuz. Savunmaya geçer, başkalarını suçlar, kabullenemez ve kendinizi yaşadığınız ana teslim edemezseniz, hayatınız büyük bir dirençle karşılaşır. Dirençle her karşılaştığınızda durumu zorlarsanız, direnç daha da artar. Fırtınada çatlayan ve yıkılan meşe ağacı gibi sert olmak yerine, fırtınaya uyum sağlayarak eğilen ve hayatına devam eden saz gibi esnek olmayı tercih edin.
Fikirlerinizi savunmaktan tamamen vazgeçin. Savunacak bir fikriniz olmadığında tartışmanın doğmasına da izin vermemiş olursunuz. Bunu devamlı olarak yaptığınızda -kavga etmeyi veya karşı koymayı bıraktığınızda- şu anı yaşamaya başlarsınız ki; bu da büyük bir hediyedir.
Bir gün biri bana şöyle demişti: “Geçmiş tarih, gelecek gizem, şu an ise hediyedir.”
Şu ana kucak açtığınızda, onunla bütünleştiğinizde içinizde bir ateş, bir ışık, yaşayan her canlıdaki coşkuyu fark edeceksiniz. Her canlının özündeki coşkuyu deneyimlemeye ve ona iyice yaklaşmaya başladığınızda içinizde büyük bir haz doğacak ve engelleri, savunmaları bir kenara bırakarak kendinizi suçlu, yaralı hissetmeye son vereceksiniz. İşte o zaman kalbinizde bir hafifleme hissedeceksiniz. Derdi, kederi bir kenara bırakacak, özgürlüğün ve mutluluğun tadını çıkaracaksınız.
Bu keyifli, yalın özgürlükte kalbinizde hiçbir şüphe olmadan istediğiniz her şeyin istediğiniz an sizin için hazır olduğunu bileceksiniz; çünkü bu isteğiniz korku veya endişeden değil; sadece mutluluktan kaynaklanacak. Gerekliliğini savunmak zorunda değilsiniz. Niyetinizi belirleyip, sadece kendinizle paylaşmanız hayatınızda her an doyumun, keyfin, özgürlüğün, otonominin tadını çıkarmanız için yeterli olacaktır.
Hayatınızı diretme ve sürtüşmenin olmadığı bir yolu izlemeye adayın. Bu yol, doğanın mükemmel zekasının hiçbir uyuşmaz ve çaba olmadan kendiliğinden açılan yoludur. Olanı olduğu gibi kabul etmek, sorumluluk ve savunmasızlığın mükemmel kombinasyonunu deneyimlediğinizde hayat size çabasız bir kolaylıkla akacaktır.
İnatla bir fikre bağlı kalarak değil; tüm fikirlere açık olduğunuz zaman, hayalleriniz ve arzularınız doğanın arzularıyla birlikte gerçekleşecektir. Böylece hiçbir bağ veya bağımlılık olmadan, niyetlerinizi evrene sunacak ve doğru mevsim geldiğinde arzularınızın çiçek açmasını bekleyeceksiniz. Mevsim doğru olduğunda, arzularınız gerçekleşecektir; bundan emin olabilirsiniz.
Arzularınızı gerçekleştirmek için derin bir teslimiyetin yanında yeniye yelken açma cesareti gösterebilmek de çok önemli bir etkendir.
2023 hayallerinizi gerçekleştirmek adına muhteşem destekleyici enerjiler içermekte. Bunlardan biri de 22 Ocak’ta gerçekleşecek olan Yeni Ay.
Eşsizliğinizle ve doğal yeteneklerinizle buluşup, mucizevi güçlerinizle yepyeni bir hayat yaratmanız, zaman çizelgenizde boyut değiştirmeniz için büyük bir destek sunuyor.
Tabi, buna alan açmak adına eski döngüleri geriye dönüşü olmayacak şekilde bitirmek ve yeniye cesur bir yürekle açılabilmek belirleyici bir etken olacak.
Birlikten kuvvet doğurup, bu kritik virajı da birlikte alalım mı?
“Yeni Zaman Çizelgemizle Uyumlanma Atölyesi & Meditasyonu” hakkında detaylı bilgi ve kayıt için MO Store’daki linkimize tıklayın.
Kaynak: Başarının 7 Spiritüel Yasası, Deepak Chopra / sayfa 63-66