Skip to content Skip to footer

Enerjetik Damıtma Çalışması

Zamanla ilişkiniz nasıl? 

Zaman sıçramaları yaşıyoruz ve bu sıçramaları fark etmeniz için ara ara zamanla olan ilişkimizden dem vuruyorum. 

Artık zaman, bildiğimiz anlamda 24 saat değil. Çok büyük kozmik sıçramalar oluyor. Bunu fark edin ki; zamanı da bükmeyi öğrenmeye başlayalım.

Bazı döngülerin kapandığını konuşmuştuk; tamir, hayatınızın bir yada birçok alanında bakım onarım, şifalanma, içe dönüş, farkındalık sona erdi, bazı şeyler tamamen bitti ve bir daha oralara geri dönmeyeceğiz. 

Tüm gerçekliğimizle, bütünlüğümüzle merkezde belirmeyi pratik ettikçe yepyeni potansiyellere doğru da açılacağız.

Bizi ve yayınlarımızı takip edenlerinizin çoğunluğu; merkezlenmeyi, bütünlüğüyle belirmeyi ve orada kalmayı pratik ediyorsunuz. Ruh kendi yolculuğunda neye ihtiyacı olduğunu biliyor. Fakat benim şu An’da bahsettiğim, sizin de bilmediğiniz yeni potansiyelinizle belirmeyi öğrenmeniz.

Tam merkezimizdeyiz, güçlüyüz, köklü hissediyoruz sonra bir olay oluyor ve o olayın karşısında hiç bilmediğimiz bir şekilde yanıt veriyoruz.

Ne oluyor?

Bu ben değilim, eski ben böyle davranmazdı; ama şu anda böyle davranıyorum ve bu şekilde davranmak öyle güçlü hissettiriyor ki…” veya “bu şekilde baktığımda, bakış açım değişip, genişlediğinde kendimi o kadar güçlü hissediyorum ki…” merkezimden sarsılabilirim.

Şimdiye kadar güçlü hissetmediğimiz için savrulmalar yaşıyorduk.

Şu An’dan itibaren hiç bilmediğiniz bir potansiyelle, hiç bilmediğiniz bir güçle, bir enerjiyle hayatı kurguladığınız, yaşadığınız, baktığınız, algıladığınız için de merkezden kayabilirsiniz.

Savrulmalar sadece zayıf olduğumuz zamanlar için değil, farkında olmadığımız derecede güçlü olduğumuz zamanlar için de geçerli. Belki bu sizin için yeni bir bilgidir, belki de zaten bunu deneyimlemişsinizdir. Onu hatırlatmak istedim.

Şimdi yeni potansiyelle, sizin bile içinizden ne çıktığını fark etmediğiniz enerjiyle merkezde kalmayı güçlendirelim istiyorum. O yüzden de 3. çakramızla boğaz çakrasını birleştireceğim.

Çakraların ne olduğunu bilmek zorunda değilsiniz; tamamen enerji sistemlerinden bahsetmek istiyorum. Ruhunuz biliyor; ama daha fazla öğrenmek istiyorsanız MOTALKS Bütüne Yolculuk Serisinde pratikleriyle beraber çakra sisteminden bahsediyorum, dinleyebilirsiniz.

Şimdi güzel, derin nefeslerle tüm dikkatinizi midenize yönlendirin.

İki enerji bölümü çalışacağız; mide ve boğaz.

Önce mide bölümünden, 3. çakradan başlıyoruz.

Burası kendi güneşimizi tuttuğumuz yer. Kişisel güneşimizin yuvası. 

Bu dönem özgün, özgür ve bağımsız şekilde birey olma dönemi; bireyselliğimizi kutlamak, bireyselliğimize sarılmak ve güçlendirmek için 3. Çakraya indik.

Midenize 3 büyük anlamlı ve derin nefesler alıp verin. 

Oradaki ateş yavaş yavaş uyanmaya başlasın.

İmgemiz güneş ama güne bakan çiçeği imgesiyle de bu çalışmayı yapabilirsiniz. 

Sanki midenizde bir güne bakan çiçeği var ve ışık nereden geliyorsa yönünü oraya doğru değiştirip, ışığı tüm gücüyle içine çekiyor. 

Veya siz tamamen kendi kişisel güneşinizle de orayı imgeleyebilirsiniz.

Midenizdeki enerji yavaş yavaş uyanmaya başlasın.

Eğer çiçekse yavaş yavaş açılmaya başlasın.

Sapsarı ışık, enerji kaynağı…

Buradaki enerji uyandıkça bireyselliğimiz güçleniyor.

Hazmedilmesi gereken ne varsa (bu eğer bir durumsa, olaysa, duyguysa veya gerçekten hazmedilmesi gereken bir yemekse) hazmediliyor.

Metabolizma burada güçleniyor.

İzin verin; ışığınız parlasın ve bu ışığa ne kadar ihtiyacınız varsa; kendi dozunuzu kendiniz ayarlayın.

Eğer enerjiye, metabolizmanızı kuvvetlendirmeye ihtiyacınız varsa oradaki güneşinizin derecesini iyice yükseltin.

Ve bir süre buradaki enerji tüm bedeninize yayılsın.

Enerjinin tüm bedeninize yayıldığını hissedin.

Ve yayıldıktan sonra da dışarıya doğru yansıdığını hissedin.

Bu işlem devam ederken, şimdi farkındalığınızı boğazınıza doğru getirin.  

Burası da kendi bireyselliğinizi özgürce yansıttığınız ve ifade ettiğiniz bölüm; iletişim diliniz her ne şekildeyse, belki konuşarak, belki sanatınız, belki mesleğiniz kendi bireyselliğinizi dışa vurduğunuz yer. 

Özgün ve özgür, bağımsız, ‘dışarısı ne der’i düşünmeden kendinizi yansıttığınız bölüm.

Önce boğazınızı bulutsuz bir havadaki gökyüzü mavisiyle temizleyin; mavinin frekansı, o titreşim boğazınızı pırıl pırıl temizlesin.

Bedende çalışırken hatırlamamız gereken en önemli bilgiyse, beden dediğimiz fiziksel varoluşumuz üzerinde çalıştığımız kişisel bedenimizle sınırlı değil.

Gökyüzü bizim bir uzvumuz, akarsularımız bizim damarlarımızdan akan kan ve aslında, görebildiğimiz tüm çevre bedenimizin bir parçası.

Boğazımız şu anda maviyle temizlenirken, aynı zamanda bizi etkileyen ve aslında içimizdeki varoluşun dışarıya yansımasının bir sebebini de gördüğümüz Marmara Denizi’ne de dikkatimizi verelim. Buranın da temizlenmesine yardımcı ve destek olmak adına enerji gönderelim.

Bizim boğazımız aslında; İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı gibi; çünkü bir geçiş yeri. Yukarıdan aldığımız kozmik, evrensel enerjiyi bedenimize geçirip, akıttığımız yer. 

Huzur dolu, renkli, otantik, özgür ve özgün bir hayat yaratmak için kişisel bedenimizde boğazın açık olması nasıl önemliyse, şu anda yaşadığımız topraklardaki suların, boğazların ne halde olduğu da bir o kadar bizimle ilgili.

Masmavi gökyüzünün enerjisiyle boğazınız temizlenirken aynı zamanda can çekişen Marmara Denizi de temizlensin.

Şu anda iki işlem oluyor: 

Birincisi, kişisel güneşiniz tüm sisteminize yansıyor. Bu enerji uyandı.

İkincisi ise, ifade gücünüz şu anda temizleniyor, kendinizi bu dünyada ne şekilde ifade etmek istiyorsanız, ifade gücünüz güçleniyor.

Bir süre buradayız sessizliğimizde…

Yavaş yavaş kendi nefeslerinize doğru gelin.

Acele etmeden An’a doğru gelin.

İşlemler kendi doğal hızıyla sonlanmaya başlasın, siz bitmesi için bir şeylere müdahale etmeyin, az önceki işlem doğallığıyla bitsin.

Şu anda artık iyice deneyimlerimizi damıtıp, kalan özümüzle yeniye başlama zamanı.

Posanın atılması gerekiyor. Tüm bu meditasyonları da o posayı sistemden atabilmek için yapıyoruz.

Ama tabi ki, bu posaları sağlıklı ve çevreye zarar vermeden atmamız gerekiyor. Yani içimizde her ne oluyorsa kendi içimizde çözmemiz lâzım; bir başkasının üstüne atarak yada, kendi çamurumuzu, pisliğimizi, yükümüzü bir başkasının çözmesini bekleyerek değil.

Aynı şekilde kendi pisliğimizi denizlere, sokaklara, vadilere, topraklara atarak da değil. Böyle temizlenmeyecek. Doğa büyücü değil, attığınız çöpleri “Abrakadabra” diyerek bir anda yok etmiyor.

Tıpkı bilinçaltının büyücü olmadığı gibi. Bilinçaltımız hemen algılarımızı yok etmiyor; o yüzden de neyi algıladığımıza artık çok dikkat etmemiz gerekiyor.

Çünkü o saf, som, öz halimize yaklaşıyoruz. Buradan sonra da bilinçaltını çer çöple doldurmayalım.
Ne dinliyorsunuz, nereye bakıyorsunuz, neyi kokluyorsunuz, ne yiyorsunuz, neyi tadıyorsunuz, neye dokunuyorsunuz?

Bundan sonra çok daha dikkatli olun lütfen, hepimiz için ve hepimiz adına.

İki sisteminizi hatırlayın, ilki mideniz.

Diğer adıyla Solar Plexus; enerjinizi buradan alabilirsiniz ve ne kadar ateşe, güneşe, enerjiye ihtiyacınız olduğuna kendiniz karar vererek bunu ayarlayabilirsiniz.

Ve boğazınıza dikkat edip, mavinin frekansıyla temizleyin. 

Bu arada boğazınızı anlamsız sesler çıkararak da temizleyebilirsiniz. 

Sesli sesli, anlamsız cümleler kurup, cibriş yada kuş dili dediğimiz şeyleri söyleyerek boğazınızı temizleyebilirsiniz.

Şimdilik buralarda kalın, bu iki çalışmayı ihtiyaç duyduğunuz sürece devam ettirin.

Sizleri çok seviyorum.

Posaların sağlıklı bir şekilde atılıp damıtılmış, öz halimize ulaşarak yeniye başlamak isterseniz Yeniden Başlama Sanatı Atölyemize MO Store’dan ulaşabilirsiniz.

 

Kaynak: 16 Haziran 2021 tarihli MOTALKS 53. Podcast “Sabah Meditasyonu: Güçlü Hissederken Merkezden Kaydığınızda” yayınımızdan derlenmiştir.