Mart ayını çok önemli bulduğumu ve bu ayı çok konuşacağımızı ‘03-09 Mart Haftası | Haftanın Durumu & Meditasyonu’nda’ belirtmiştim; blogumuzda mesajlarını sizlere aktarmak istiyorum.
Umudum da bu mesajların hayatınıza bir katkıda bulunması, sizlerin hazırlık yapabilmeniz ve neyin ne olduğunu biraz daha anlamlandırabilmeniz.
Mart dolunayı bizlere daha çok enerjimiz hakkında sorular soruyor:
“Enerjinizi nasıl kökleyebilir, bu değerli enerjiyi, boşa akıtmadan en efektif şekilde nasıl kullanabilirsiniz?” Buralara bir bakın diyor.
Fiziksel enerjimiz belli bir miktarda ve sonsuz bir kaynak değil aslında. O yüzden de bu fiziksel enerjiyi tükenmeden, tükenmişlik sendromuna girmeden köklemek, en efektif şekilde kullanmak hem kendimize hem de çevremize daha fayda sağlayabilmek adına çok önemli. Zira, dolunay biraz da tükettiğiniz şeylere; tükettiğiniz paraya, nefese, zamana ve enerjiye de dikkatinizi çekiyor.
Elinizdeki işleri de düzenli, sistematik bir şekilde nasıl halledebilirsiniz? Gündelik hayatlarınızda hem zamanı hem enerjinizi hem de parayı en etkin bir şekilde nasıl kullanabilirsiniz?
Dolunay, pratiklik ve detay arasındaki dengeye çok dikkat çekecek. Bu dolunay bizim pratik olmamızı, işlerimizi pratik bir şekilde halletmemizi ama detayları da gözden kaçırmamamızı istiyor.
İşleri hem detaylarda özenli hem de pratik, efektif, atik bir şekilde nasıl halledebiliriz? Detayların içerisinde kaybolmadan, etkin bir şekilde günlük işlerimizi nasıl halledebiliriz? Buralara dikkat ediyoruz.
Bir zamanlar zahmetli ve zorlu gelen işleri düzenli ve dingin, sabırla ve özenle halletmenin ustalığı için bizlere destek verecek. O desteği kaçırmayın; kafanızda bir zamanlar büyüttüğünüz, çok zahmetli gelen “Allah’ım bu işin altından nasıl kalkacağım, çok fazla detay var” dediğiniz şeylerin, düzenli ve dingin, sabırla ve özenle nasıl halledileceğinin yolları sunulacak.
Eğer ihtiyacınız varsa dolunayı dinleyin, nerede kendinizi eksik hissediyorsanız, oralara çok güzel yollar açılacak.
Böylece kendi içinizde de günlük hayatınızda da işleri elinize alma stilinizde de neleri değiştirip, geliştireceğinizi görmüş, bilmiş, anlamış, algılamış olacaksınız.
Bu dolunay bize bedende kalmayı gösteriyor, bundan dolayı da zihnin içinde kaybolmayın. Zihnin içerisinde kaybolduğunuz noktada bedene geri gelmeyi, bedeni hissetmeyi kendinize pratik edinin.
Vermemiz gereken kararlar, almamız gereken yollar, seçmemiz gereken seçenekler var; o nedenle de daha önceden yazdığınız planlara bakın; planların neresindesiniz? Öncelik sıralamanız hala geçerli mi? Planlarınızı sistematik, düzenli, pratik ve efektif bir şekilde nasıl halledebilirsiniz?
Sorumluluklarımızı adım adım yerine getiriyoruz. “Allah’ım çok fazla detay, çok fazla şeyler var, bir adım bunun hiçbir şeyini halletmiyor” gibi kendi kendimizi aşağı çekmenin hiçbir anlamı yok, oralardan çıkın. Sorumluluklarımızı adım adım yerine getiriyoruz ve her adımı da kutluyoruz: “Yaşasın, bir adım daha başardım, bir adım daha hallettim ve bu çok güzel”.
Bu dünya dediğimiz, güya her şeyin gerçek olduğunu zannettiğimiz, algılarımızla gördüğümüzü, beş duyumuzla algıladıklarımızı, deneyimlerimizi tek gerçek olarak gördüğümüz 3D gerçekliğinin matrixinde eğer birtakım topluluklara, insanlara, olaylara, işlere uyum sağlayabilmek adına ışığınızı kıstıysanız, enerjinizi fazladan harcadıysanız, kendinizi heba edip, gereğinden fazla ödün verdiyseniz, bu hikâyelerin sonuna geldiğimiz bir dolunaydayız. Dolunay o alanları da tamamlıyor, “buralar bitti artık” diyor. Bir şeylere uyum sağlamak için kendini evirmek, çevirmek, yamultmak, küçültmek, ışığını kısmak… bitti artık.
Özgün ve özgür ruhlara ihtiyacımız var. Aklımızdakini, inen fikirleri, yaratıcılığımızı hayata geçirmeye artık bu dünyanın ihtiyacı var. Diyor ki; özgürleşin, özgünleşin, pratikleşin, kendi detayınızı bilin, bir başkasının size bindirdiği detayları değil de sizin için önemli olan detayları bilin ve özgür, özenli ve özgün bir şekilde kendinizi bu hayata akıtın.
Kendinizi hayata akıttıkça işte o kaynak, o enerji bitmiyor. Çünkü kendim dediğim, biten bir şey değil; ama başkalarına uyum sağlamak adına kendimi eviriyorsam, çeviriyorsam, ağzımda kuş tutuyorsam, burnumda top hoplatıyorsam, işte o biten bir enerji. Enerjinizi nasıl kullandığınıza dikkat edin.
Dolunayın “tüketmeyin” dediği yerlerde eğer kendinizi otantik enerjinizden hayata sunuyorsanız, o enerji öz kaynaktan, sonsuzluktan geliyor. Ve bu biten bir enerji değil. Ama eğer eviriyorsan, çeviriyorsan işte o bir yerlerden bulman gereken enerji: Birinin iltifatından, alkışlamasından, seni sevmesinden, kabul etmesinden buluyorsun o enerjiyi. “Enerjini nereden buluyorsun ve nereye harcıyorsun, dikkat et.” diyor bu dolunay.
Birçok geçmiş yaşam gördüm. Geçmiş yaşamlarda çok fazla idamlar, cezalar, kovulmalar, asılmalar, kafa kesilmeler, soykırımlar, topluma uyum sağlayamayanların asılmaları, topluma uyum sağlamak istemeyenlerin, cadıların yakılmaları… Sanırım onlar kolektiften temizleniyor. Çok fazla acı, ağrı sızı, korku var. Yok yere asılmanın korkuları şu anda kolektiften temizleniyor.
Ve bu dolunayla bir şeyler kolektiften temizlenirken daha da kendini belli ediyor. Bir şey yok olmadan önce daha fazla görüyor ve hissediyoruz. Bedenlerinizde eğer birtakım ağrılar, acılar, zihinlerinizde korkular oluyorsa kolektifin temizliği de var; “bu bir tek benden kaynaklanmıyor ve belki de benim geçmiş yaşamımdan bir şeyler temizleniyor” diye düşünebilirsiniz durumu.
Ve oraları hissedip, düşündüğünüzde, adil hizmetler alamadığınız yerlerde artık susturulma gücü de yok olmaya başlayacak demektir. Kolektiften bu hatıraların temizlenmesi demek korkudan konuşamadığımız yerlerin de temizlenmesi demektir ve burası çok kutlanası bir yer. O korku kolektifte olduğu sürece, “kendi gerçeğimi konuşursam, hakkımı savunursam, hak ettiğimi düşündüğüm şeyi dile getirirsem yakılacağım, asılacağım, yıkılacağım, kovulacağım” korkusu var olduğu sürece boğaz çakrası tıkalı oluyor ve konuşamıyoruz.
İnsanlık bu dolunaydan sonra daha fazla konuşabilmeye başlayacak, hakkını daha iyi savunabilmeye başlayacak, hizmet alamadığı yerlerde daha adil, daha köklü, güçlü ve cesur ifadelerde bulunacak.
Mart ayından sonra dünya artık hiç bildiğiniz gibi olmayacak; bildiğimiz yerlerde, bildiğimiz sularda hiç değiliz. Ama içerde çekirdekte, tohumda çok bildiğimiz bir yerdeyiz. Oraya ulaşmaya çalışıyoruz ve dolunay da bizi oraya ulaştırmaya çalışıyor.
Artık susturulma gücü olmayacak. Susturmaya meyilli insanların ellerindeki güç her neyse, o güç artık ellerinde olmayacak çünkü kolektif temizleniyor.
Kıtlığı yaratan tükenmişlikler hallolmak üzere; çünkü aslında kıtlığı yaratan bu tükenmişliklerdir. Tükenmişlik sendromlarımızın hallolması gerekiyor. Bu dolunay odağımızı oraya yöneltecek, enerjimizi oraya götürecek. Tükenmişliği hissettiğiniz her an kıtlık ve yoksunluk bilincinize de bakın. “Enerjimi tükenmiş hissediyorum, kendimi yorgun hissediyorum, kafamın içerisinde detaylara daldım, bir şeylerden enerjimin çekildiğini hissediyorum” dediğiniz her an kıtlık bilincinize bakın ve oraları çalışın. Yoksunluk ve kıtlık bilinci demek ki bir şeyleri sizden alıyor, çekiyor ve tüketiyor, vakumluyor.
Bu bağlamda, hayatınızda olan insanlarla olan ilişkinize de bakma zamanı; kimileriniz çok sevdiklerinizi, yakınınızda tuttuklarınızı, sevdiklerinizi bilmeden fark etmeden kıtlığa doğru sürüklüyor. Şu söz vardır: Aç bir insana balık mı veriyorsun, balık tutmayı mı öğretiyorsun? Kimileriniz balık tutmayı öğretmeden, çok balık verdi. Şimdi o değişecek. Her kimse etrafınızda, belki size yapıldı belki siz yaptınız, aç olanı sürekli parayla veya balıkla beslediyseniz o insanlar paralarını kazanmayı, balıklarını tutmayı öğrenemedi; bu durum çok büyük derecede değişiyor. Şimdi herkes kendi bolluğunu, bereketini yaratmasını öğreniyor ve bu dolunay burayı çok destekliyor.
Balık tutmayı öğrendin mi, balık tutmayı öğrettin mi? Eğer bu şekilde değilse değişecek, hepimiz adına değişmesi lazım; çünkü artık bolluğa berekete doğru, bu bilince doğru sıçramamız gerekiyor.
Tabi burada kurtarıcı enerjisi, bir kahraman olma enerjisi var aynı zamanda. Başkaları için yap, başkalarına ver, kendinden fazla akıt, kurtar. Eğer siz birilerini kurtaransanız, neden kahraman olma ihtiyacınız var, oraya bir bakın. Kendi enerjinizi tüketmek uğruna dahi olsa neden kahraman olmak durumundasınız?
Eğer kurbandaysanız da bir başkasının enerjisini, zamanını, parasını, aklını, fikrini tüketmek uğruna da olsa, neden kurbanda kalmayı tercih ediyorsunuz?
Dolunay, bu alanlara, bu dengelere de çok fazla önem verecek ve ışık tutacak.
Kendini ikinci plana koyduğun yerler var mı? Varsa oralar silinip süpürülüyor. Artık ön plandasın, olmak zorundasın, dünyanın değişmesi, gelişmesi, sıçraması için senin ön planda olmana ihtiyacımız var, senin enerjine ihtiyacımız var, otantikliğine, vaktine, nakdine, fikrine ihtiyacımız var. O yüzden de ön planda olmak zorundasın. Denklemi daha mantıklı anlatamaz zaten dolunay; anlatacak da hepiniz göreceksiniz buraları.
İlişkilerde bağ kurma modelleri çok ön plana çıkacak: Enerjinizin ve enerjilerin dengesiz olduğu tüm ilişkiler değişiyor, çok fazla kopuşlar olacak. Kopacak olan ilişkiler dengelenemiyor, dengesiz; yıllardır denendi, bakıldı, uyum yok artık ve kopuş başlayacak. Çok büyük kopuşlar var, o yüzden de ilişkilerde bağ kurma modelleri çok önemli olacak.
Daha önce youtube kanalımızda “İlişkilerde Denge” üzerine bir seri yapmıştım ve bu seriye ek kaynak olarak ilişkilerde bağ kurma modellerini de anlattım. “Ben ilişkilerimde nasıl bağ kuruyorum ve bu bağ kurma modelimi nasıl şifalandırabilirim?” Tüm bu konuları sizlere aktardım, dinlediğinizde bağ kurma modelleri hakkında biraz daha bilgilenmiş ve kendinize yaklaşmış olursunuz.
Dolunayın mesajlarının üzerinden tekrar tekrar geçin; çünkü aslında çok yoğun bir enerjisi var, bilgileri detaylıca aktardım ve her bilgiyi olduğu gibi bu bilgileri de içselleştirmeniz önemli.
Umarım dolunay mesajları; sizin içinizde bir şeylere dokunmuştur ve bir şeyleri harekete geçirmeye, temizlemeye ve sizi daha da yükseltip sıçratmaya yarar.
Sizleri çok seviyorum. Dolunay şimdiden şifasıyla, ışığıyla, bereketiyle sistematik bir düzende hayatınızı güzelleştirmek üzere ışığını üzerinize yağdırmış olsun.
Kaynak: Meditasyon Okulu Youtube Kanalımızın “Mart 2023 Dolunay Mesajları” yayınından derlenmiştir.