Karma ve Kader Kardeşlerin birlikte çalışarak sunacağı turbo etkili yükselişe hazır mısınız?
Ne zamandır kişisel olarak gelişimi olgunlaşmayı yükselişi nelerle yakalayacağınızı öğreniyor, görüyor, algılıyor, uyguluyorsunuz. Bu dönem uygulamanın iyice dibine gireceğiniz bir dönem olacak. Uygulamanın heyecanını, pozitif, yükseltici yanlarını yaşayacaksınız.
Bazen kişisel gelişim olarak öğrendiğimiz kavramları içselleştirmek üzere, önce bir algı süzgecimizden geçiriyoruz. Sonra kendimizi bir dışardan görmeyi, başkalarını, diğerlerini, hayatı, olanları biraz daha yüksekten o sessiz tanık gibi görmeyi öğreniyoruz.
Ondan sonra da bazı kavramları, artık sessiz tanıktan insana doğru geçip, insan olarak uygulayıp, hayatın içerisine aktarabilmek adına sınavlar, öğretiler, dersler geliyor, karşımıza.
Bazen bu dersleri çok da kolay atlatamıyoruz, süreç çok da eğlenceli olmuyor. Evrenin şefkatli tokadını yediğimiz zamanlar oluyor, bu dönem o dönem değil. Onun heyecanı var içimde.
Öğrendiklerinizi uygularken hangi alanlarda geliştiniz, olgunlaştınız, nerelerde o ruhsal yükselişleri yaşıyorsunuz? Bir yüksek versiyonunuzu yaşıyorsanız oralardan yine dersler gelecek, yalnız uygularken içinizde çok büyük bir tatmin olacak gibi bir histeyim.
Geçtiğimiz bir yayında “Sıfır Noktasını” anlatmıştım ve üzerine de bir meditasyon uygulamıştık.
Bunun üzerine Sıfır Noktası ile ilgili sorular geldi, burada ortak bir şekilde cevaplayayım; çünkü önemli, değerli ve hepimizin tekrar üzerinden geçmesi gerekiyor.
Sıfır noktası imgesi şöyle bir şey; bir problemi, takıldığınız bir konuyu veya tıkanmış bir enerjiyi sıfır noktasına götürmek, zihniniz devreye girmeden saf potansiyelin alanına götürmek demektir.
Zihin kendi algısını, yarattığı düşüncelerini, düşüncelerin de yarattığı duyguları sonra da ve/veya sanrılarını, illüzyonlarını eski ve klişeleşmiş duyguları, olguları devreye sokmadan, önceki alandır o sıfır alanı.
Sonsuz yaratım gücünün olduğu alandır. Sıfır noktası bize her şeyin sevgiden olduğunu yaşatır, onun bilincini aktarır ve kendisi de öyle yaşar, o alan canlı bir alandır. Mucizelerin titreşiminin olduğu yerdir, sıfır noktası. Ve bu alan hakkında da tüm bu süreçte ustalaşacağız.
Sezgilerinizi güçlendirerek; Sıfır Noktası alanının mucizevi titreşimlerini bedenlemek ve yüksek kalitede bir hayat yaratma becerisi kazanmak için 7 modüllük Sezgisel Yaşam Atölyesi’ni sizlere sunmak için hazırlıyoruz. Atölyeye dair detaylar için bizi takipte kalın.
Sıfır noktası aynı zamanda Orb’ların olduğu noktadır. Yani bir mevzuyu sıfır noktasına bırakabilmek bambaşka bir yaşam felsefesi doğurur, bambaşka bir seviyedir ve hayat kalitesidir. Şu Anda bulunduğumuz noktada yani zihnin alanının birkaç seviye üstünde bir yerdir burası. Bu dönemden itibaren bu sıfır noktasında artık antik duygulara, düşüncelere yer yoktur.
Mağara, kabile döneminden kalan korkulara sıfır noktasında yer yoktur, artık lüzumsuzdur. Korkuyu dışarıda tutmaktan ziyade sıfır noktasında bu korkuların yeri yoktur. Korkular bu alanda barınamaz.
Yeni insanlığa yaşam alanı yaratabilmek için bu sıfır noktasını çok iyi kavramamız gerekiyor, çünkü sıfır noktası aynı zamanda yeniden doğumu simgeler ve yeni doğumları yaratır. Eskinin ve eskimiş olanın ağırlığı, karanlığı, sabitliği, yükü, külfeti, ataleti temizlenir burada. Umarım; sıfır noktasına dair sorularınızı cevaplayabilmişimdir.
Döneme dair mesajlara devam edecek olursak, daha büyük bir tablo için destek var. Yeni yönleri, açıları göreceğiz. Bizi yeni diyarlara götürecek yeni rüzgârlar var; fiziksel mi yoksa duygusal yeni diyarlar mı olduğu artık sizin kişisel gelişiminize ve zaman çizelgenize bağlı. Ama bizleri yeni diyarlara götürecek yepyeni rüzgârlar var arkamızda.
Bu destekten faydalanmak için yani yeniye biraz şekil, biçim, form verebilmek için yukarıda bahsettiğim sıfır noktasının bilinci de çok çok önemli.
Bu dönem, bu büyük tabloya dair detaylar geliyor olacak, o yüzden algılarınız açık olsun. Öncelikle; “benim büyük tablom ne?” Bunu yeniden hatırlayın, sonra da algılarınızı açık tutun; çünkü bu büyük tabloya dair detaylar gelecek.
Ne zaman algılarımızı genişletsek, ne zaman hayallerimizi büyütsek, içimizde derinden o antik korkulardan bir yerden bazı şüpheler de gelebilir, onlara da hazırlıklı olun.
Ne gibi şüpheler? “Böylesi bir hayal, plan, proje cidden gerçekleşebilir mi? Yoksa aklıma gelip geçmesi gereken fikirler mi geldi?” Gibi sorularla hayallerinizle sizin aranıza bir takım blokajlar sokan korkular ve endişeler basabilir. Buna da hazırlıklı olun.
Böylesi şüpheler veya korkuların gelmesi ne anlama geliyor?
Konfor alanınızdan daha büyük bir hayale doğru açıldınız yani alışkın olmadığınız bir alandasınız, genişlemeye izin verin. En kötü ne olabilir ki? Risk almaya izin verin, en kötü ne olabilir ki? Bilmediğiniz bir alanda, belirsizliğin içinde adımlar atıyor olacaksınız, en kötü ne olabilir?
Bu arada ölüm döşeğindeki insanların en büyük pişmanlığı; denemediklerinin, hayallerine doğru yeterli adım atmadıklarının, cesaret bulup, risk almadıklarının pişmanlığıymış. Buraya da not olarak bırakmak istedim. Son pişmanlık da fayda etmiyor, bunu da hatırlatayım.
Bu dönem gündemimizde ikiz kardeşler dediğim, çift yumurta ikizleri olan karma ve kader kardeşler var. Bizlere tekrar karma ve kaderin beraber çalıştığını hatırlatacak. Karma ve kaderin beraber çalışması ne demek biraz açayım.
“Ben nereden geldim, nereye gitmek istiyorum?”
Nereden geldim sorusunun cevabı, getirdiklerim, geldiğim yer benim karmam.
Nereye gitmek istiyorum sorusunun cevabına dair plan ise kader.
“Nelerle geldim ve gitmek istediğim yöne getirdiklerim yani becerilerim, yeteneklerim, tecrübelerim, know-how’larım nasıl katkıda bulunabilir?” Bu da karma ve kader kardeşlerin çalışma alanı.
Nelerle geldim, benim becerilerim, yeteneklerim, tecrübelerim, know-how’larım, denediklerim, deneyimlerim, bu hayattaki gördüklerim karmam. Ve tüm bunlar gitmek istediğim yöne nasıl katkıda bulunur, sorusunun cevabı ise kaderim. Bu sorunun cevabı kaderimde saklı.
Yani karma ve kaderi beraber kullandığımızda karmanın, eskinin ötesine geçip atıl, tembel bir şekilde “nasıl olsa kaderim bu, neyse onu yaşarım.” algısının ötesine geçip, karma ve kader çift yumurta ikizi kardeşlerin turbo etkisini yaşayabilirsiniz.
Bu kardeşler mantıklı, işlevsel bir şekilde beraber çalıştırıldığında bazı şeylere çok büyük hızla ivme kazandırıyoruz, yani turbo etkisi yaratabiliyoruz.
Bu dönem bu kardeşleri mantıklı, etkin, etkili, efektif kullanıp, turbo etkisi yaratmayı deneyin; çünkü destek var.
Bazı durumlarda, eğer acı çekiyorsanız, zihniniz çok yoruluyorsa, bazı duyguların yükünü külfetini ağırlığını daha çok hissediyorsanız, karmanın ağırlığı var demektir. Henüz karmayı nasıl kullanacağınızı öğrenemediniz veya öğrendiniz ama hayatın içine yansıtamıyorsunuz, uygulamıyorsunuz demektir. Yayının başında da belirttiğim gibi öğrendiklerinizi uygulamanın daha heyecanlı, eğlenceli, tatminkâr yönlerini yaşayacaksınız. Bu enerjiden faydalanın.
Ne der, karmayı anlatan bilgeler? “Hepimiz için acı vardır; ama acının külfeti çok ağırsa orada karmayı anlamadınız demektir.” derler. Yani aslında sıfır noktasında değilsiniz ve o alanı hiç anlamadınız demektir.
Buradan hemen bağlayayım; bu dönem aynı zamanda yeni bir anlayış, felsefe, yeni bir inanç sistemini açmaya çok müsait, izin verin. Belki de bu yeni anlayış, yeni felsefe sıfır noktasının mucizeler diyarıdır. Sizin için her neyse, o yeniye, yeni bir bakış açısına, görüşe, yeni bir inanca açılmaya izin verin. Bu dönem yeniye açılmanın tam zamanı; özellikle zihinlerinizde, inançlarınızda, doğru bildiklerinizde. Neden? Çünkü yeniyi eski inançlarınızla, bilincinizle veya tepkilerinizle karşılayamayacaksınız, olmayacak.
Yeniyi istiyorsanız eskinin de revizasyondan geçmesi, bir üst seviyeye çıkması gerekecek. Bir söz vardır, “Bana bir yeni söyleyin ki, içinde eski olmasın” diye.
İçinde tabi ki eski deneyimleriniz, know-how’larınız, becerileriniz olacak -yani karma- ama onların yükü, ıstırabı olmayacak.
Acı çekebilirsiniz, bir şeyler canınızı acıtabilir; ama eğer işin içinde ıstırap varsa işte orada karma biraz karman çorman olmuş demek.
Bu döneme dair son mesajımız, İngilizcede “top tears standards” diye bir kalite seviyesi vardır, bu en yüksek seviyedeki standardı anlatır. Opera salonlarında localar vardır, bir konseri, baleyi özel bir alanda dinlemek, izlemek istediğinizde bu locaları kiralarsınız. Kraliçeler, krallar da opera salonlarına gittiklerinde kendi localarında otururlar, dürbünleriyle izlerler. Gözümün önüne öyle bir görsel geliyor şu anda.
İşte bu en yüksek seviyedeki, en kaliteli, elit standardımızı hayata dair belirleyeceğimiz bir dönemdeyiz. Bu kalite seviyesini hangi alanlarda arıyorsunuz, nasıl bir seviyeyi oturtup, korumak istiyorsunuz, şimdiden kendinize sormaya başlayın veya daha önce de sorduysanız yeniden sorun. Çünkü o kalite standardınız her neredeyse bir üst seviyeye çıkmaya hazır.
Kendime baktığımda bu soru ile bir örnek geldi: Ben zihnimde barındırdığım düşüncelerimden bir seviye beklentisi içindeyim. Eğer içimde bir beklenti varsa o da zihnimde barındırdığım düşüncelerimin kalitesine doğrudur.
Düzenli kalite kontrol yaparım, yani düzenli meditasyona otururum, düzenli bir meditasyon pratiğim vardır. Düşüncelerimi ve duygularımı hangi kalitede diye düzenli kontrolden geçiririm; çünkü bilirim ki, ancak düşüncelerimin ve duygularımın kalite seviyesi doğrultusunda bir hayat yaratabilirim, o denli kaliteli bir hayat yaratırım.
Ve bu kalite seviyesiyle doğru orantılı olarak hayatıma aldığım insanlarda da belli bir düşünce kalitesi ve duygusal zekâ ararım. Eğer kendi bu seviye arayışımı, uyum sağlama bir arada huzur içinde var olma pahasında düşürürsem ve enerjim, moralim, şevkim, kendime olan saygım da düşer, yaptığımda da düştü.
O yüzden de bu kaliteyi hep belli bir seviyede tutmaya özen gösteririm, yoksa neden boşu boşuna enerjim düşsün, moralim bozulsun, seviyemin altında bir hayat yaşayayım? Neden?
Şimdi sizin de o elit, üst seviye değerleriniz ve hayat kalitesi anlayışınız neler, seviyeyi belirleyip, o seviyeden de ödün vermemeyi pratik edeceğiniz bir döneme girdiniz. Hayatlarınızı bu seviyenin temellerine inşa edeceksiniz. Burayı galiba, fazla elitist olmadan anlatabildim.
Nasıl bir kalitede hayat yaşamak istiyorsanız, o seviyeyi belirleyin, standardınız olsun artık ve oradan daha aşağıya düşmeyin. Oradan düştüğünüz zaman, enerjiniz de düşecek moraliniz de bozulacak, kendinize olan saygınızı da yitireceksiniz, şevkiniz de kaçacak, hayata küsmeler başlayacak, ne gerek var?
Dönemin mesajlarını aldınız, nerelerde dersler gelecek öğrendiniz ve uygulamak için de heyecanlısınız. Yeni ufukların, yeni inanç sistemlerinizin, felsefelerinizin, bilincinizin yükselten, yücelten maceraları şimdiden öncelikle size sonra da tüm insanlığa hayırlı uğurlu olsun.
Sizleri çok seviyorum.
Karma ve Kader kardeşleri yüksek bir bilinçle efektif olarak kullanıp, turbo gücündeki bir enerjiyle yüksek kalitedeki standartlara geçmenin fırsatını yakalamak için
8-8-8 Aslan Enerji Portalı Atölyemize katılın. Diğer yıllara göre bambaşka güçteki bu enerji portalını karşılayıp, güçlü dönüşümler yaratmak için bize şimdi ulaşın.
Bu yayınımızı okulumuzun podcast kanalı MOTALKS’tan ayrıca dinleyebilirsiniz.
Kaynak: Ezgi Sorman