Skip to content Skip to footer

Optimum Deneyim Olarak Akış: Kişisel Zirve

Hayatlarımızla ilgili algılarımız, deneyimlerimizi şekillendiren birçok gücün sonucudur ve bu güçlerin her bir kişinin iyi veya kötü hissetmemizde bir etkisi vardır. Bu güçlerin çoğu kontrolümüz dışındadır. Görünüşümüz, huyumuz veya yaratılışımız hakkında yapabileceğimiz fazla bir şey yoktur. En azından şimdilik, ne kadar uzayacağımızı, ne kadar akıllı olacağımızı belirleyemiyoruz. Ne ebeveynlerimizi ne de hangi tarihte doğacağımızı seçebiliriz. Bir savaş veya ekonomik buhran olup olmayacağına karar vermek benim veya sizin elinizde değildir. Genlerimizdeki talimatlar, yer çekimi, havadaki polen, içinde doğduğumuz tarihsel dönem, bunlar ve sayısız diğer koşullar gördüklerimizi, hissettiklerimizi ve yaptıklarımızı belirler. Kaderimizin asıl olarak dış etkenler tarafından belirlendiğine inanmamız şaşırtıcı değildir.

Ancak anonim güçler tarafından sarsılmak yerine kendi eylemlerimizden sorumlu hissettiğimiz ve kendi kaderimizin efendisi olduğumuz zamanları da yaşarız. Nadiren bu olduğunda bir tür neşe ve uzun süre tadı çıkarılan bir haz hissi duyarız ve böyle anlar hayatın nasıl olması gerektiğine dair belleğimizde bir dönüm noktası olur.

(Optimum deneyim dediğimiz budur.) Sıkı bir rotaya bağlıyken rüzgâr denizcinin saçlarını savurduğunda, tekne dalgaların  arasından bir kırbaç gibi ileri atıldığında, yelkenler, gövde, rüzgâr ve denizin uyumlu uğultusu denizcinin damarlarında attığında  denizcinin hissettiği budur. Tuvalin üzerindeki renkler birbiriyle manyetik bir gerilim yarattığında ve şaşkın yaratıcının önünde yeni bir şey, yaşayan bir biçim oluştuğunda ressamın hissettiği budur. Veya çocuğu ilk kez gülümsemesine tepki verdiğinde bir babanın hissettiğidir. Ama bu tür olaylar sadece dış koşullar iyi olduğunda gerçekleşmez: Toplama kamplarından kurtulan insanlar veya ölüme yakın fiziksel tehlikeler yaşayanlar çoğu zaman bu kötü durumların ortasında ormanda bir kuşun ötmesini duymak, zor bir görevi tamamlamak veya bir arkadaşla bir ekmek kırıntısını paylaşmak gibi basit olaylarda sıra dışı zengin aydınlanmalar yaşadıklarını hatırlarlar)

Genel olarak inandıklarımızın aksine bu gibi anlar, hayatlarımızın en iyi anları, dingin, anlayışlı, rahatlatıcı zamanlar değildir fakat bunları elde etmek için sıkı çalışırsak bu tür deneyimler de zevk verici olabilirler. En iyi anlar genelde, bir kişinin bedeni ve zihni zor ve değerli bir şeyi başarmak için gönüllü bir çabayla sınırlarına kadar zorlandığında olur. Optimum deneyim bu nedenle gerçekleşmesini sağladığımız bir şeydir. Bir çocuk için bu, o zamana kadar inşa ettiklerinden daha yükseğini yaptığı kulenin son parçasını titreyen parmaklarla yerleştirmek olabilir, bir yüzücü için kendi rekorunu kırmak olabilir, bir kemancı için karmaşık bir müzik eserinde ustalaşmak olabilir. Her insan için kendimizi geliştireceğimiz binlerce firsat ve zorlu görev vardır.

Bu tür deneyimlerin gerçekleştiği anların ille de keyif verici olmalarına gerek yoktur. Yüzücünün kasları en hatırda kalıcı yarışı sırasında ağrımış, akciğerleri patlayacakmış gibi olmuş olabilir. Kendini bitkinlikten sersemlemiş hissediyor da olabilir. Fakat tüm bunlar aynı zamanda hayatının en iyi anları olabilir. Hayatın kontrolünü ele almak hiçbir zaman kolay değildir ve bazen acı verici olabilir. Ama uzun vadede optimum deneyimler birikerek bir tür ustalık hissi -veya belki de daha iyisi, hayatın içeriğini belirlemede bir iştirak hissi- oluşturur ve bu, hayal edebileceğimiz mutlulukla kastedilen şeye en yakın durumdur.

Kişisel zirvelerinize ulaşmak, mutlu ve ilham dolu bir hayat yaratmak için düzenli meditasyon pratiği edinin.

Okulumuzun imza eğitimi, Meditasyon Başlangıç Programı ile yaratıcılığınızı ve yeteneğinizi artırma, mucizelerle dolu anlar yaratma becerisi kazanacaksınız.

Programımıza MO Store’dan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Akış- Mutluluk Bilimi, Prof. Dr. Mihaly Csikszentmihalyi, sayfa 19-21