Skip to content Skip to footer

Süper Beyin İçin 4 Rol

Süper beyin için 4 Rolü edinmek, temel -bildiğimiz- beyni evrimleştirmek adına büyük bir fark yaratacaktır.

Beyniniz açısından bir altın çağ yaratmak için doğanın size verdiği bu hediyeyi yeni bir yöntemle kullanmalısınız.

Hayatı daha canlı, ilham verici ve başarılı bir hale getiren şey, nöronların sayısı veya beyninizin içindeki bir takım büyüler değildir. Genler rollerini oynar; ama genleriniz, tıpkı beyninizin geri kalanı gibi dinamiktir.

Her gün beynin ortamı olan görünmez bir elektriksel ve kimyasal aktivitenin yarattığı ateş fırtınasının içine girersiniz. Beyninizin hem lideri, hem mucidi hem öğretmeni hem de kullanıcısı olarak hareket edersiniz.

1-) Lider olarak günlük emirleri beyninize iletirsiniz.
Emirleriniz her talimat gönderdiğinizde değişime uğrayan canlı bir organizma tarafından alınır. Eğer, “Dün yediğim etin ve yumurtaların aynısını istiyorum,” diye düşünürseniz beyniniz hiç değişmez. Bunun yerine; “Bugün kahvaltıda ne yiyeceğim? Yeni bir şey istiyorum”, diye düşünürseniz aniden yaratıcılık deposundan faydalanmaya başlarsınız.

Yaratıcılık hiçbir bilgisayarın boy ölçüşemediği canlı, nefes alan, daima yenilenen bir ilham halidir. Neden bundan tamamen faydalanmayalım ki? Sonuçta beynin daha fazla istedikçe daha fazlasını vermek gibi mucizevi bir yeteneği var. Bu fikri beyninizle şu anda nasıl bir ilişki kurduğunuza ve aslında nasıl bir ilişki kurabileceğinize çevirin.

2-) Mucit olarak beyninizin içinde dün var olmayan yeni yollar ve bağlantılar yaratırsınız.
Beynimiz sürekli evrim geçiriyor. Bu, bireye özgü bir şekilde oluyor ve sadece beyin için geçerli bir özelliktir. (Ayrıca onun en derin gizemlerinden biridir.)
Doğarken sahip olduğunuz kalp ve böbrek öldüğünüzde de temelde aynı organlar olacaktır. Beyninizi hayatınız boyunca evrimleşme ve gelişme yeteneğine sahiptir. Ona yapması için yeni şeyler bulun, böylece yeni yeteneklerinin kaynağı olursunuz.

Bir bakıma hayatınız, başta yürümek, konuşmak ve okumak olmak üzere bir dizi beceriden oluşur. Yaptığımız hata ise bu becerileri sınırlandırmaktır. Her gün yeni becerileri mükemmelleştirmek istemeyi bıraktığınızda beyninizden çok az şey istemiş olursunuz.

3-) Öğretmen olarak beyninizi yeni yetenekler edinmesi için eğitirsiniz.
Bilginin kökeni bulgulara değil, meraka dayanır. İlham veren bir öğretmen, bir öğrenciye merak etme alışkanlığını aşılayarak onu kalıcı bir şekilde değiştirebilir. Beyninize karşı size de aynı konumdasınız; ama büyük bir farkla: Siz hem öğrenci hem de öğretmensiniz.
Merak etmeyi aşılamak sizin sorumluluğunuzdadır ve bu olduğunda ilham geldiğini hissedecek olan da sizsiniz. Hiçbir beyne kendiliğinden ilham gelmez; ama siz ilham geldiğinde beyni aydınlatacak tepkiler şelalesini başlatırsınız. Merak duymayan bir beyin sadece uykudadır.

4-) Kullanıcı olarak beyninizin iyi çalışma düzenini korumaktan sorumlusunuz.
Beyin için bir kullanım kılavuzu yoktur; ama onun da beslenmeye, onarılmaya ve doğru bakıma ihtiyacı vardır. Günümüzde insanlar beyin besinlerine artan bir ilgiyle vitamin ve enzimlerin peşinden koşuyor. Ama beyin için doğru beslenme fiziksel olduğu kadar zihinseldir de. Alkol ve sigara gibi öfke ve korku,
stres ve depresyon da bir tür kötüye kullanımdır.

Beyninizin sizi kullanmasına izin vermeyin, siz beyninizi kullanın. Trafikte öfke, beyninizin sizi kullandığına dair bir örnek olabilir; ancak zararlı anılar, eski travmaların açtığı yaralar, bırakamadığınız kötü alışkanlıklar ve en trajik olanı kontrol dışı bağımlılıklar da öyledir.

Temel beyin – her günkü beyin olarak bildiğimiz – ile süper beyin olarak adlandırdığımız beyin arasındaki fark, bu dört role bağlıdır ve bu fark çok büyüktür. Her ne kadar beyninizle ilişkinizi, “Bugün hangi emirleri vermeliyim?” ya da “Hangi yeni yolları yaratmak istiyorum?” diye düşünerek kuruyor olmasanız da aslında yaptığınız şey tam olarak budur.

Süper beyin, beyni ondan maksimum fayda sağlayacak şekilde kullanan, tamamen farkındalık sahibi bir yaratıcı anlamına gelmektedir. Beyninizin uyum sağlama yeteneği sınırsızdır ve dört rolünüzü – lider, mucit, öğretmen, kullanıcı – şu ankilerden daha tatmin edici sonuçlarla yerine getirmeniz de mümkündür.

Her ne kadar beyniniz bir kullanıcı kılavuzuyla gelmese de bunu büyüme, başarı, kişisel tatmin ve yeni yetenekler yolunu izlemek için kullanabilirsiniz. Farkına varmadan beyninizi nasıl kullanacağınıza dair bir quantum sıçraması yapabilirsiniz.

Son varış noktamız, oynadığınız dört rolün ötesine geçen aydınlanmış beyindir. Bu ender bulunan bir ilişki türüdür. Burada siz, beynin yaptığı her şeyin izleyicisi, sessiz tanığısınızdır. Burada sınırları aşmak söz konusudur. Sessiz tanık olduğunuzda beynin aktivitesi sizi tuzağa düşürmez. Tam bir huzura ve sessiz farkındalığa teslim olarak Tanrı, ruh ve ölümden sonraki yaşam üzerine sonsuz sorularla ilgili gerçeğe ulaşırsınız.

Hayatın bu tarafının gerçek olduğuna inanmamızın nedeni, zihnin sınırları aşmak istediğinde beynin peşinden gitmeye hazır olmasıdır.
İşte bu noktada meditasyonun neye hizmet ettiğini daha kapsamlı bir şekilde algılayabiliyoruz.

Zihnin sınırlarını aşarak, aydınlanmış bir beyine sahip olmak için düzenli meditasyon pratiği edinin. 


Okulumuzun imza eğitimi Meditasyon 360 Programı; sizi meditasyonla tanıştırmak ya da bir süredir devam ettirdiğiniz meditasyon pratiğini sağlam bir temele ve düzene oturtabilmeniz; derinleştirebilmeniz için özel olarak yaratılmıştır.

Meditasyonun mekaniğini derinden kavrayacağınız; meditasyonu günlük hayatınızın bir rutini haline getireceğiniz Meditasyon 360 Programı’nı incelemek ve edinmek için MO Store’u şimdi ziyaret edin.


Kaynak: Süper Beyin / Dr. Deepak Chopra & Prof. Rudolph E. Tanzi, syf. 14-20