Skip to content Skip to footer

Ani Gelişen Olaylardaki Tutumumuz

Geçtiğiniz bu zorlu dönemde tüm yaşadıklarınızı, hissettiklerinizi bir parça sindirmeye doğru geçiniz.

Ne istediğinizi biliyor musunuz ve isteklerinizle, kendi gerçeklerinizle, doğrularınızla hizalı mısınız?

Öncellikleriniz; kendi gerçeklerinizden, hakikatinizden ve değerlerinizden belirsin.

Öncelliklerimizi ani gelişen olaylar karşısında yeniden belirliyoruz.

Instagram hesabımız birden çalınınca, bilmediğim bir dünyanın içerisinde kendimi buldum.  Bir tarafta “dark web”, öbür tarafta “hacker”lar…

İlk olarak durumun psikolojisine girdim: “Neden oluyor bütün bunlar?

Tabi ki hayat devam ediyor ve tüm bu olayların içerisinde de yönüm belli, istediğim belli ve lideri olarak meditasyon okulunu taşımak istediğim yer belli. Ve aslında Meditasyon Okulu’nun da bizlerden beklediği belliymiş. Kendisi bunu bizimle paylaşmak için ortadan kayboldu. Sonrasında hafifleyerek, tertemiz bir şekilde geri geldi ve ana gemiye bağlandık.

Bu süreç bana ani gelişen olaylar karşısında tutumumuzun, değerlerimizin ve kendi gerçeklerimizin ne kadar önemli olduğunu tekrar gösterdi.

Bugün de bir kaplumbağa efektini yaşatmak istiyorum sizlere; kaplumbağanın yavaşlığını, tutumunu, istikrarını ve yavaşlığından gelen bilgeliğini.

Ne zamandır şunu konuşuyoruz:

“Ben tam olarak ne istiyorum?

Kendi gerçeklerimle hizalı mıyım? İsteklerim kendi gerçeklerimden mi doğuyor?

Öncelliklerimi kendi hakikatimden, gerçeğimden mi doğuruyorum?

Artık rezone etmediklerimi içimden salıp, temizleyebiliyor muyum?

Ve yönüm ne, nereye doğru hareket etmek istiyorum?”

Tüm bu sorularla birlikte şimdi tavırlarım ve tutumum da devreye girecek.

“Evet, ben bu tarafa hareket etmek istiyorum, benim istikametim burada, benim yapmak istediklerim bunlar, rezone ettiklerim-etmediklerim bunlar, evetlerim-hayırlarım bunlar.”

Bunları bildikten sonra; şimdi benim duruşum, tutumum ne? Gitmek istediğim yer için hayata, evrene Evet ben bu yöne gitmek istiyorum” seçimimi hangi tavırlarımla ne şekilde dile getiriyorum?

Aslında söylemekten, dile getirmekten önce önce tavırlarımla gösteriyorum.

Çünkü şu anda, tam olarak iletişim modelimde, kelimelerimi kullanmadan önce tavırlarımdayım. Daha sonra kelimelerimi kullanmaya doğru geçeceğim.

Örnekleyecek olursam, bir maraton bitirmek istiyorsunuz, niyetiniz 30 km’lik bir koşuya çıkmak ve bu maratonu bitirmek. Bu niyetinizi belirledikten sonraki tutumunuz ne? Maraton tarihinden 6 ay öncesinde fiziksel kondisyonum için çalışmaya başlayabilirim veya bir kafeye gidip kahve içip “ ben maratona girmek istiyorum da herhalde çalışmaya yarın başlayacağım ” da diyebilirim ve “yarın başlarım” diyerek, bu şekilde 3 ay geçirebilirim. 

Ya da “slowly but surely” kaplumbağanın yaptığı gibi, yavaş, sağlam, istikrarlı ve tutarlı adımlarla hedefe doğru gidebilirim.

Tavşan gibi zıplamak yerine daha sağlam, yavaş, istikrarla ve tutarlılıkla davranabilirim.

Gitmek istediğim yöne doğru nefesler alarak, “benim evetim-hayırım hangisi diye kalbime sorarak, ani gelişen olaylar karşısında yönümü hızla belirleyerek ve uzun vadede gitmek istediğim yöne doğru yavaş-sağlam-istikrarlı-tutarlı adımlarla yürüyerek…

Şimdi nefeslerle o kaplumbağayla buluşalım; kaplumbağanın güvenini, yavaşlığını, sağlamlığını hissederek.

Kaplumbağa evini sırtında taşıyor; dolayısıyla içinde büyük bir güven var, her yer onun evi.

Mini molaların ne kadar değerli olduğunu hatırlatsın, kuş sesleri.

Hep hareket halinde olamayız, hep uçamayız.

Biraz da dinlenmek, yeni hareketimizi belirlemek için nefes alanları da almamız gerekiyor. Beraber nefeslerle buluşalım.

Bu ay evrenle tavır ve tutumumuzla iletişime geçiyoruz. Her hareketimiz her seçimimiz kaderimizi belirliyor, bunu hatırlayalım. O yüzden de emin adımlarla yavaş yavaş, kendimize nefes alanları yaratarak, kalbimize dönüp, şu soruları sorarak ilerliyoruz:

“Bu, kalbim için evet mi hayır mı? Bu benim gerçeğimi yansıtıyor mu, yansıtmıyor mu? Bu benim değerlerimi yansıtıyor mu yansıtmıyor mu?”

“Ve şu anki tutumum, tavrım evrene acaba ne söylüyor? Kendimle ilgili ne yansıtıyorum? Gittiğim yönle ilgili gerçek tavrımla evrene hakiki mesajlarımı mı veriyorum, yoksa evrenin kafasını mı karıştırıyorum.”

Tüm haftayı, bu sorular ve sorgulamalarla  geçirin.

Sizi çok seviyorum.  

——–

*Bu blogumuz, ani gelişen olaylar neticesinde  geçmekte olduğumuz zorlu süreçte anlamlı bir hatırlatma ve destek olması niyetiyle Meditasyon Okulu’nun podcast kanalı MOTALKS’un Sabah Meditasyonu | Sakinlik, Sağlamlık ve Tutarlılık İçin Meditasyon -34. Bölümü’nden derlenmiştir.