Skip to content Skip to footer

BÜYÜK SIÇRAYIŞ FIRSATI

Dün gerçekleşen dolunay, hayatlarımızda büyük sıçrayış fırsatı sunuyor. Bu özel Dolunayı, bana gelen hisleriyle, mesajlarıyla, içimde hissettiğim kavramlarıyla birlikte sizlere aktarmak istiyorum.Bu Dolunayda tabloda neler görünüyor diye baktığımda, ilk olarak dört bir yana dağılmış kafaları görüyorum. Size elimden geldiğince anlatacağım. Biliyorsunuz ve yaşıyorsunuz da birçoğunuzun kafasını anlatıyor olacağım.Bir tarafta hayatında çok büyük bir değişiklik yapmak isteyen bir ruh hali, bir zihin, bir kafa var ve “Yeter, artık ben daha fazla böyle yaşamayacağım!” diyor. İsyan, ayaklanma, kalkınma ve kendisine başka bir boyuta sıçratma yaşatmak isteyen hem değişim hem de kendi hayatında devrim yaratacak bir kafa yapısı, zihin var.Öbür tarafta bu ilk kafanın tezadı yani konfor alanını koruyan zıt kutup duruyor: “Otur, oturduğun yerde, elimizde her şeyimiz var, sana rahat mı battı, iyiyiz böyle, buraya kadar elimizdekilerle geldik, karınca kararınca bu hayatı bir şekilde yaşıyoruz, bu saatten sonra neyin devrimini yaratacaksın, neyin değişiminin peşindesin?” diyor.Diğer yanda duran kafa ise eşi benzeri olmayan, fütüristik bir fikir yığıntısının içerisinde yaratıcı, eşsiz, daha önce hiç aklına gelmemiş ve kimselerin de aklına gelmeyecek fikirlerle bir hayat kurmak ve yaratmak istiyor. Ve kendi içinde gelecekle ilgili inanılmaz büyük, coşkulu, heyecanlı ve bambaşka şeyler yaşıyor, hissediyor, görüyor ve yaşayacağına da inanıyor. Ama o geleceğin hemen gelmesini istiyor, çok heyecanlı, alevli ateşli ve aynı zamanda da sabırsız.Öbür tarafta sabrın sonu selametmiş” diyen bir dervişimiz var. Kızılderili bir oturan boğaya benziyor ve “kutsal zamanlamaya teslimiz, parçalar birleşiyor, her şey kutsal zamanlamada karşınıza çıkacak” diyor. Dolunay bu dört tarafa dağılmış kafalara ışık tutacak.

Şimdi aktaracaklarım bana çok önemli geliyor. Mesajların hepsi hepimize değil, bazılarınıza daha çok dokunacak. Daha hisli olan bazılarınız söylediklerimi daha fazla hissediyor olacak. Ama şimdi söyleyeceğim, hepimize özel olarak gelen bir mesaj gibi.“Unutulmuşluklar” var; unutulmuş, görmezden gelinmiş, halının altına süpürülmüş yükler var. Burada demek istediğim; unutulmuş hatıralar olabilir, görmezden gelinen acılar olabilir, çözülmesi, çözümlenmesi gereken duygular olabilir. Örneklemek gerekirse; “bu hatırayı görmezden geliyorum veya unutmuşum ve bende ne kadar büyük etki bıraktığının farkında değilim. Meğer bu hatıranın bende bıraktığı izler aslında hayatımı yaratıyormuş veya kurguluyormuş veya engellerini o koyuyormuş” gibi bir his olabilir. Veya başka bir örnek olarak; unutulmuş bilgiler, yetenekler, kaynaklarınız, “know-how” (bilgi birikimi) olabilir. Ve onları yeniden hatırlayıp, “bende böyle bir bilgi de vardı, böyle bir yetenek de vardı, doğuştan gelmiş böyle bir birikimim vardı veya böyle bir donanımım vardı (bunun eğitimini aldım, sertifikasını cebime koydum, elimde böyle bir birikim daha vardı) bununla acaba daha ne yapabilirim?” gibi, yeniden hayata geçirmenizi bekleyen, onu alıp, bir şeyleri kurgulayıp veya bir bulmacanın parçası haline getirmeyi bekleyen bir unutulmuşluk olabilir. Sanki yeniden hatırlayacağınız veya sonra da “bende böyle de bir şey varmış” dediğiniz bir şey gibi görüyorum. Ama eğer anıysa, acıysa, travmaysa o zaman halının altına süpürülmüş, unutmak istenmiş gibi bir şey. Bunu herkes kendi içinde bilecek.Bunun haricinde “birikenler”, damlaya damlaya göl olanlar var. Bu iyi bir birikim de olabilir. Benim için birikmiş bir kaynak veya artık “taşmak üzereyim” şeklinde biriken duygular olabilir. Konuşması gerekenler bu birikmiş şeyleri konuşacak, bazı acı gerçekleri ifade edecek. Duyması gerekenler bazı şeyleri, gerçekleri duyacak. İçten ifade edilecekler var. Uzun zamandır bekleyen derin konular, uzun zamandır birikenler bir şekilde taşacak. Zamanı gelecek ve konuşulması, ifade edilmesi gerekecek. Bu bağlamda da yine birikenler var, demek istiyorum. Ve bunun ne olduğunu siz anladınız, bileceksiniz. Ve Dolunay işte buralara ışığını tutacak.Çok yoğun bir ışık, bize tamamlanması gerekenleri tamamlatacak. Pratik bilgiler, günlük hayatımızı daha da kolaylaştıracak fikriler sunacak bir Dolunay. Ama aynı zamanda gizli saklı kalmış bu yerlere, dört bir yana dağılmış kafalara, unutulmuş, halının altına süpürülmüşlüklere, hatırlanması gerekenlere ve birikenlere de ışık tutacak.İçimde daha çok sabırsızlık yaratacak bir birikim gibi hissediyorum. “Ne zamandır içimde biriktiriyorum, içimde tutuyorum ve artık daha fazla içimde tutmayacağım” şeklinde bir birikim olabilir, ama aynı zamanda hayata geçmeyi bekleyen birikmiş fikirler, birikmiş hayaller de olabilir.Dolunay şunları destekleyecek:Fikirlerimi ne zamandır biriktiriyorum ve sonunda nereye aktarabileceğimi buldum”. “Biriktiriyorum, ne zamandır içimde biriken hayallerim var, ben artık bunları gerçekleştirmek istiyorum; yıllardır biriktiriyorum, tasarlıyorum, kurguluyorum, yapmaya çalışıyorum ve  artık yapacağım” gibi. Siz her neredeyseniz, Dolunay orayı destekleyecek.Elimizdeki tabloda bunlar var ve detayları da yukarıda belirttiğim gibi Dolunay bize gösterecek. Sizler zaten hissetmeye başlamıştınız, başladınız.Daha önceki yayınlarımda söylediğim önemli bir konu var: 29 Şubat’la ilgili ve özellikle bu yılla ilgili bir şeyler hissettiğimden bahsetmiştim. Bu ayın 29’unda çok büyük bir şey kapanacak. Ve bu Dolunay bizi o kapanışa adım adım hazırlıyor. Bu kapanacak olan bir kavram mı, bir iş yeri mi, ilişki mi, bağlantı mı, kurum mu, bir kuruluş mu bilmiyorum ama çok büyük bir veda. Ve bu herhangi gündelik basit bir kapanış değil, büyük bir dönemi tamamen kapatacak çok büyük bir veda var. O nedir, bilmiyorum. Bugün bilmediğim bir vedanın içimde hüznünü hissediyorum. Sanki bir durak gelecek ve inmesi gerekenler o durakta inecek gibi. Yas süreci var, o vedanın hüznü var.Yalnız içimde tamamlanışın çok büyük bir heyecanı da var. Bir şeyler tamamlanıyor olacak, onun için de heyecanlıyım. Yeni bir evreye zıplamak istiyoruz, insanlık olarak. Hem kişisel olarak bireyselde hem de kolektifte hep birlikte yeni bir evreye zıplayabilmemiz için bu kapanması gereken dönem, olay, kavram, kuruluş, kurum, ilişki her neyse bunu, somut olarak göreceğiz, kapanacak. Ve bu kapanış bana 29’unda gibi geliyor. O tarihte büyük bir şey duyacakmışız, yaşayacakmışız, deneyimleyecekmişiz gibi hissediyorum.Her ne kadar içimde hüzün ve bu vedanın yas süreci başlamış olsa da yeni bir devreye zıplayacağımız için de heyecanlayım. Bunu da size belirtmeden edemeyeceğim. Ama eğer olur da siz de bilmediğiniz bir şeyin hüznünü yaşıyorsanız, bilin ki, bir şeyler kapanıyor.  Ve o kapanışın hüznünü hissediyor olabilirsiniz. Ama bu hüzün yeni bir evreye başlamanın heyecanıyla beraber geliyor.Bu Dolunayı daha iyi atlatabilmek, Dolunayın ışığından daha iyi faydalanabilmek için ne yapabiliriz? Öncelikle gösterdiği yerlere dikkatimizi yönlendirebiliriz. Dolunayın nerelere ışık tutacağını anlattım; sonra sizin içinizde nerelere yansıyor, aydınlanıyor oralara bakabilirsiniz.Ama bu kaotik, değişimin geleceği, kapanışların, iniş-çıkışların olduğu Dolunay zaten inanılmaz bir şekilde içeride duygularımızla, iç suyumuzla (iç suyumuz duygularımızdır) oynadığından, o duygu denizlerinde çalkantılar olacağından, biraz duygusal olabiliriz. Bizi içeri doğru alacağı, hüzünlü duyguları da taşıracağı gibi aynı zamanda da bayağı pratik güzel işler de bitiriyor, bu dolunay. Bu işleri tamamlıyor olacağız.Dolayısıyla bu dönemde her gün sadece üç tane iş yapabilirsiniz. Daha fazlasını kendinizden beklemeyin; çünkü yorgunluk var ve dinlenmek istiyoruz.  Aynı zamanda kafalar karışık, kaos var, dört bir yana giden bir kafa var. O yüzden de her gün üç tane işi bitirmek üzere, kendinize üç önemli iş listesi yapın ve ondan sonra da o işi tamamlayın. Akabinde de tamamlamış olmanın, o tamamlanmanın, bir şeyleri bitirmiş, halletmiş olmanın haklı gururunu yaşatın, kendinize.“Yapamıyorum, edemiyorum, yetişemiyorum” gibi düşünceler çok fazla dönüyor. “Bunu da beceremedim, düşünemedim, şunu da bitiremedim, tamamlayamadım, daha neyi tamamlayacağım, daha neyi düşünmem lazım?” Gece yatarken bu tarz düşünceler kafanın içerisinde dönüyor gibi. O yüzden de sabah uyandığınızda yapılacaklar listesine bakın, kendinize üç önemli işi edinin ve “bu üç işi bitiriyorum” deyin. Bitirdikten sonra enerjiniz varsa diğerlerine geçin; ama eğer enerjiniz yoksa bitirdikten sonra o haklı gururu bir yaşayın: “Ben bunu tamamladım, çok güzel, kendime bu sözü vermiştim ve tamamladım”. Ayrıca bu Dolunaydan daha iyi faydalanabilmek için içsel diyaloglarınıza da çok dikkat edin. İçsel diyaloglar bayağı aşağı çekici olmaya başladı. Yargılayan, eleştiren, bir türlü beğenmeyen, üstten bakan veya tam öbür kutupta olabilir. Yine  kutupsal zıtta gidiyor, kendisini çok beğeniyor, kendinden daha özeli, daha güzeli, yaptığından daha iyisi yok. Bir taraftan “vay düşünemedim, bunu da keşke böyle yapsaydım”, öbür taraftan “daha iyisini yapamazdın, senden daha güzeli yok ki” diyor.Şimdi içsel diyaloglarınızda bu abartı var mı, bir bakın. Abartı yerme veya abartı beğenme var mı? Çünkü bu iki kutupmuş gibi görünse de aslında aynı yere nüksedecek: Bu da narsistik kişilik bozukluğu.Bu dönem çok köklü, gizli narsisizm kendini gösterecek. Bana sorarsanız, Dolunay ışığını biraz oraya da tutuyor olacak. Narsistik kişilik bozukluğu olanlara kendilerine bakma alanı sunacak. Kendini çok beğenmiş gibi görünseler de narsistler aslında bir tarafta kendilerini yetersiz gördükleri için kendilerini beğenmek zorunda kalıyorlar gibi bir durum var. Yaşanılacaklar yaşanacak, deneyimlememiz gerekenleri deneyimleyeceğiz. Buraya boşu boşuna gelmedik. Şu anda buradayız ve tam olmamız gereken yerdeyiz. Dolunay da tam görülmesi gereken yerlere ışığını tutacak.Duyulması gerekenler duyulacak, konuşulması gerekenler, dile getirilmesi, ifade edilmesi gerekenler ifade edilecek.Merkezimizde kalmayı, içsel diyaloglarımıza bakıp, kendimize çok acımasız davranmamayı, abartı hareketlerden biraz uzak kalmayı deneyimleyebiliriz.Önemli bir dolunay, bizi önemli, yüksek yerlere sıçratmak istiyor. Ayağınızın altına yayları yerleştirmek istiyor. Bu yayları kullanmak kendinizle olan dürüstlüğünüz, samimiyetiniz doğrultusunda olacak.Kalp açıklığı diliyorum, hepinize.Cesaret ve dirayet diliyorum, hepinize.Dolunay ışığının şifalandırması gereken en köklü yerlerinizi şifalandırmasını diliyorum.Ve siz de bu ışığa açık olun, bu ışığı alın, bu şifadan geçin ve hak ettiğiniz kendinize de hak biçtiğiniz, paha biçtiğiniz yerlere doğru sıçrayın.Umarım; bu yayınım bir şeylere fayda sağlar ve hep birlikte daha ışıklı bir Yeni Ayı konuşuyor oluruz. Bu Dolunayı geçirdikten sonra ne konuşacağız, ben çok merak ediyorum. Parlak, rahat, genişlemiş, açılmış bir alanda Yeni Ayı konuşmayı umut ediyorum.Dolunayınız hayırlı, uğurlu olsun.Sizleri çok seviyorum.

Dolunayın sunduğu hayatlarımızda büyük sıçrayış fırsatının yanında bu hafta 4 yılda bir gerçekleşen 29 Şubat günü zamandan çıkış alarak, zaman çizelgemizde bir dönüş yaratma fırsatı da Evren tarafından sunuluyor. Hayatımızın simyacıları olup, zamanda yolculuk yapmak için çok mistik bir kapı açılıyor. Bu kapıdan geçmenize destek olacak bir meditatif çalışmayı ise 4 yılda bir gelen  bu fırsattan yararlanmanız için özel olarak yarattık: Zaman Yolculuğu Meditatif Çalışması. Çalışmamıza dair detayları öğrenmek için 23-29 Şubat Haftası Durumu & Meditasyonu’nu dinleyebilir, edinmek için bize şimdi ulaşabilirsiniz.

 

İlgili yayınımızı youtube kanalımızdan ayrıca dinleyebilirsiniz.