Skip to content Skip to footer

Kalbi Ferahlatan Bir Mantra

Eğer biraz yorgun, bıkkın, kalbiniz ağır, zihniniz bulanıksa, çok doğal. 

Eğer içinizde baş kaldırma dürtüleri varsa neden ve nasıl olmasın ki? Çok haklısınız. 

Önce o hakkı size vermek, belki içinizde kendi kendinize veremeyen o tarafı desteklemek istiyorum.

Bu sebeple duyulmaya, güvenilmeye ihtiyacı olan bu tarafı biraz beslemek, doyurmak, desteklemek niyetiyle ve amacıyla ‘Ananda Meditasyonu’ nu gerçekleştireceğiz. 

… 

Şimdi nefeslerinize gelin. 

Enerjiyi hem solar plexsus yani 3. çakramıza, midemize hem de kalbe alacağız; 2 tarafta birden çalışacağız. 

‘Ananda’ Meditasyonuda, mantra olarak Ananda’yı tekrar edeceğiz. 

‘Ananda’, bize mutlak mutluluğu hatırlatır. Sarsılmaz mutluluğun ne demek olduğunu hatırlatır. 

Kutsallığımızla, en yüksek versiyonumuzla olan bağımızı güçlendirir. 

İlahiyatımızı hatırladığımızdan doğan, o bilgiden gelen mutluluktur. 

İngilizcesi ‘Bliss’ olarak geçiyor. 

Buda’nın gerçekleri anladığında gökyüzüne bakıp, kahkaha attığı gibi… 

Mevlana’nın gerçeği anladığında, hatırladığında, fark ettiğinde dans etmeye başlaması gibi… 

Öyle bir coşku, öyle bir mutluluk… 

Ve o sarsılmazdır, buraya varıldıktan sonra sarsılmıyor artık. 

Bu hal, tabi ki kimliklerin ötesine geçmekten başlıyor. ‘Ben’ dediğim kavram, bir tarafım düşüncelerim veya bedenimde hissettiğim hisler, yaşadığım olaylar, deneyimler, kalbimdeki duyguları kapsıyor.

Ama aynı zamanda da hiç değişmeyen bir ‘ben’ var, o da saf farkındalık halim… 

Hep konuştuğumuz ‘sessiz tanık’ olma halim.   

Hem düşüncelerime ve duygularıma, hem bedenimdeki hissiyatlara, yaşadığım deneyimlere, gördüklerime, tattıklarıma, duyduklarıma ve dokunduklarıma sessiz bir şekilde tanık olma halim. Hiç değişmeyen tarafımız burası. 

Duygularım, düşüncelerim, bedenimdeki hissiyatlar, olaylar, deneyimler hep değişiyor. Bir olay yaşıyorum, farklı farklı şeyler düşünüyorum. Başka bir olay yaşıyorum, bambaşka duygular hissediyorum, her deneyimin karşısında bedenimde başka şeyler oluyor. Dolayısıyla değişken bir ‘Ben’ var. 

Bir de diğer ‘ben’ var, hiç değişmeyen. Bu ‘ben’ dediğim sessiz tanık olan ve  değişmeyen tarafımdır.

Enerjiler sıkıştırmaya başladığında, ilişkiler zorlamaya başladığında, kabuğumuzu kırıp, gelişip olgunlaşma sürecine tekrar ve tekrar, yine ve yeniden, girmek durumunda kaldığımızda o hiç değişmeyen ‘ben’i hatırlarsak o zaman kutsallığımızla olan bağımıza An’da ve aniden geçmiş oluruz. 

Ve bunu her hatırladığımızda o bağ da güçleniyor. 

‘Ananda’yı seçmemin sebebi, tüm kutsal dillerde, dinlerde, ilahiyatımızla bağa geçebilmek için -tamamen tınısal olarak aslında- sesininin ve frekansının kalitesi olarak ya kelimenin başında ya sonunda ya da ortasında “A” harfi mutlaka kullanılmıştır.

“A” tınısal, titreşimsel olarak kalbimizi açar.  

Kalpte de “A” var. Kalp derken koca bir “A” var ortada. 

İngilizcede “God” (gad) denir. Koca bir “A” vardır ortada. 

Müslümanlar “Allah” der iki tane “A” vardır; çünkü kalbi açar ve kutsallığımızla buluşturur. 

‘Ananda’ da 3 tane var. “A” ile başlıyor, ortasında var ve sonunda “A” ile bitiyor. 

Çok kalp açan, kalbi ferahlatan, gerçekleri hatırlatan tınısı, titreşimi, kalitesi vardır. 

Mantralar da zaten anlamın ötesine geçebilmek üzere bu titreşimsel kaliteleri için kullanılır. 

Sadece tekrar ettiğimiz kelimelerin titreşimsel kalitesini alalım ve anlamların ötesine geçelim. 

Meditasyonda aslında ulaşmak istediğimiz yer anlamların, anlamlandırdığım her şeyin ötesine geçmek. Anlamlandırmalar zaten zihnimizden geliyor, onun ötesine geçebilirsek, saf bilinçle buluşursak, kutsallığımızı hatırlarız.

Mantrayı şöyle tekrar ediyoruz: 

Önce kendinize sesli bir şekilde 3 kere “Ananda” deyin ve kalp açılmaya başlasın, kalbin açılışını hissedin. 

Sonra “Ananda”yı fısıldayın 

Ananda… 

Sanki birisi size ninni söylüyormuş gibi… 

Birisi size bir şeyleri hatırlatıyormuş gibi… 

‘Ananda’yı fısıldayın kendinize, bir hatırlama gelmeye başlasın. 

Ve sonra mantrayı içeriye alın, sessiz bir şekilde tekrar kalbinize doğru indirin. 

Her tekrarınız kalbinizi açsın. Aynı zamanda da solar plexsus’u, mide bölgenizi, hissedin. 

Elinizi koyabilirsiniz midenizin, 3.çakranızın üstüne, güçlensin. 

Sizler sessizce içinizden ‘Ananda’ mantrasını tekrar ederken ve 3. çakranız güçlenirken, kalbiniz de açılmaya başlasın. 

Bu arada düşünceler, duygular, anılar gelip geçecek. İzin verin gelip, geçsin. 

Hiçbir şeyi durdurmayın. 

Meditasyon demek, düşünmemek demek değildir; meditasyon, olanlardan, duygulardan, hislerden, düşüncelerden, deneyimlerden, imgelerden bir adım geride ve bir adım yukarıda olabilmek demektir. 

Her şeyden bir adım geride ve bir adım yukarıda olduğum zaman kutsallığımla buluşmuş oluyorum. 

Sessiz tanıkla buluşmuş oluyorum. 

Sizler ‘Ananda’yı sessizce içinizden tekrar ediyorsunuz. 

Duygular ve düşünceler geldiği zaman bir adım geriye ve bir adım yukarıya alıyorsunuz kendinizi. 

Ve içinizde bir süre tekrar etmeye devam edin. 

… 

Yavaş yavaş ‘Ananda’ mantrasını An’a ve farkındalığa doğru getirmeye başlayın.

Her nerelere süzüldüyseniz buraya, An’a gelin. 

Kalbinizi hissedin. 

Şu An’da neler var kalbimde? 

Hiçbir şeyi değiştirmiyor, sadece hissediyoruz. 

3. çakrayı, solar plexsus alanını hissedin, orası ne alemde? Yine değiştirmiyoruz sadece hissediyoruz. 

Ve tüm gün boyunca enerjiler kalp ve 3. çakra arasında kalsın.

Kalbinizi hafifletip, açarken, 3. çakrayı da güçlendirsin. 

Eğer hayat deneyimleriniz tam dilediğiniz gibi gitmezse, öncelikle kendinize sorun : 

“Tam şu An’da neye ihtiyacım var?”   

Ve o ihtiyacınızı giderebilmek için elinizden geleni yapın. Büyük bir ihtimalle de duygusal bir temeli olacak, duygusal bir ihtiyaç olacak. 

2. adım olarak, yine kendinize sorun; 

Duygusal olarak doyuma ulaşabilmek için, onu kendime nasıl verebilirim? O ihtiyacımı nasıl giderebilirim?” 

ve ‘Ananda’nın ne anlattığını hatırlayın. Gerçek benliğinizi, hakikatinizi, mutlak mutluluğun ne demek olduğunu hatırlayın ki; hayat deneyimlerinin dramlarının ötesine geçebilelim. 

Şu anda da en ihtiyacımız olan şey bu farkındalık ve bu bilinç seviyesi. 

Deneyimlerin ötesine geçebilmek… 

Yaşanılanların, olanların, söylenilenlerin, anlatılanların, yazılanların, çizilenlerin bir adım gerisine, bir adım yukarısına çıkabilmek… 

Bu bilinç insanoğlu için şu anda çok değerli. Ve en ihtiyaç duyduğumuz şey.  

Bunu hatırlayın. 

  

Yumuşak, hafif, güzel, hoş sürprizler getiren bir gününüz olsun. 

Ve sizleri çok seviyorum. 

Duygu, deneyim ve düşüncelerin ötesine geçerek, insan kimliğinizle kutsallığınızı buluşturmak ve tanrısal yaratım gücünüzü içinizde uyandırarak arzularınızı gerçekleştirmeniz için özel bir atölye öneriyoruz: Arzularımıza Ne Zaman Ulaşırız?

Bu çalışma ile zamasızlık-mekansızlık-boyutsuzluk denizine dalarak; hayatlarınızdaki sıkışıklığı açıp genişletecek ve arzularınızı gerçekleştirmek adına yepyeni bir bakış açısına sahip olacaksınız. Detaylı bilgi için MO Store’u ziyaret edin.

  

Kaynak : Meditasyon Okulu’nun podcast kanalı olan MOTALKS’un 30 Haziran 2021 tarihli Sabah Meditasyonu: Mutlak Mutluluk Ananda yayınından derlenmiştir.