Bırakmanın ardından gelen bilinmezlik duygusu oldukça endişe vericidir. Bu yüzden, tıpkı balonunu elinde sıkı sıkı tutan bir çocuk gibi, bırakmak istemeyiz; çünkü bıraktığımızda ne olacağını, nereye gideceğimizi bilememek bizi zorlar.
Oysa, balonu bırakmak bize çok önemli bir şey öğretir: İstediğimiz şeyleri tutabiliriz ama hiçbir şey sonsuza kadar bizim değildir.
Üstelik hayat, uçup giden ve gözden kaybolan balondan sonra da devam eder.
Belki biraz gözyaşının ardından, ilerde oynayabileceğimiz bir park olduğunu görürüz.
Ve oyunun tadını, ancak iki elimiz de özgürken çıkarabileceğimizi anladığımız an bir mucize olur; büyürüz.
…
Bugün birkaç dakika boyunca bırakmak istediğiniz herhangi bir şeyi (bu bir durum, kişi, alışkanlık, duygu olabilir.) zihninizdeki renkli bir balona yazın.
Onu sıkı sıkı elinizde tuttuğunuzu hayal edin.
Ve sonra, bırakın.
Gidişini ve yükseldiğini izleyin.
Bilinmezlik sizi korkutuyorsa bunun çok doğal olduğunu hatırlayın.
İçinizden geçen tüm duygulara izin verin.
Birkaç derin nefes alın ve cesaretiniz için kendinizi kutlayın.
Tutunduklarınızı teslimiyetle bırakarak özgürleşmek, bırakmanın ardından gelen bilinmezlik duygusuyla başa çıkma becerisi kazanmak için düzenli meditasyon pratiği edinin.
Ezgi Sorman’ın 20 yılı aşkın meditasyon eğitmenliği ve araştırmacılığı ile yaratıcı tüm kaynaklarımızı birleştirerek her yönüyle meditasyonu aktardığımız Meditasyon Başlangıç Programı’na MO Store’dan ulaşabilirsiniz.
Yazar: Ezgi Sorman