Umuyorum ki; herkes iyidir, sağlıklıdır, keyiflidir; değilse de olanlarla mutabıktır, barışıktır, iç huzurunuz yerindedir.
Öncelikle duygusal, zihinsel, bedensel, fiziksel yoğunluğunuz ne alemde?
Eskiden düşünceleri düşünürdük ve sonra bir şekilde biterdi. Fiziksel dünyada da işleri halletikçe biterdi, bitebilirdi, o “check mark”ları koyabilirdik.
Şimdi sanki işleri yaptıkça veya duyguları hissettikçe artıyor gibi… Böyle bir olgu var mı sizde?
İşler bitmek istemiyor; yapıyoruz, üretiyoruz ve yapıp, ürettikçe daha da artıyor sanki.
Önceden işler yaptıkça biterdi ve bitişlerin, halletmenin de bir tatminini yaşardım. Şimdi her attığım adım bir başkasına, bir başka kapıya açılıyor. Bu hem biraz yoğunluk ve yorgunluk hem de çok büyük bir heyecan ve umut veriyor.
Hep gerçekçi olurum ve gerçeklerden bahsederim, biliyorsunuz; ama bugün enerjileri iyimser yerlere çekeceğim, biraz polyannacılık oynayacağım.
Duygusal yoğunluk kendini gösteriyor, işiniz gücünüz de artmış olabilir. Zihinler yoğunlaşabilir, bitmemenin verdiği o bir parça sıkışmışlık ve sıkıntılar da olabilir; ama etrafta çok güzel iyimser enerjiler var. Sizleri bir parça bu iyimser enerjilere doğru çekmek istiyorum.
Doğduğumuz An’da tertemiz, hafif ve koşulsuz sevgiyi bildiğimiz bir kalple doğduk. Daha sonra, belki bizi yetiştirenler tarafından, belki ana okul-ilk öğretim yıllarında gördüklerimizden, sevgi alışverişlerinin ne olduğunu gördük ve kalplerimiz koşullandı.
Başarı denen şey ne demek? Onay almak, saygı duymak, en temel ihtiyacımız olan sevgiyi almak ne demek? Sevgi alış-verişleri kendini nasıl gösterdi? Ne yaparsanız daha çok sevildiniz, ne yapmazsanız sevilmediniz, dışlandınız?
Tüm bunlardan dolayı kalplerimiz format attı. Zihinlerimizle algıladıklarımızdan dolayı kalplerimizdeki o saflık, koşulsuzluk koşullandı.
Peki bu dönem ne oluyor?
Zihinlerimize format atılıyor; zihinlerimizi, düşünce sistemlerimizi, düşünce yapımızı değiştiriyoruz.
Ve şimdi zihinlere format atıldığı için kalp doğal haline doğru dönüyor. Ve bu süreçte tabiki herkes kendi zaman çizelgesinde nerdeyse o deneyimleri yaşıyor.
İnsanlığın çoğu şu anda algılamada, deneyimlerini anlamlandırmada zihinsel olarak zorlanıyor. Çoğu şey bildikleriyle biraz çelişiyor; çünkü her şey yeniye doğru açılıyor.
Zihinsel-mental sağlık hiç olmadığı kadar çok önemli ve hiç olmadığı kadar çok aciliyet isteyen bir durum.
Duygusal hikayelerimiz yeniden yazılıyor. Artık duygusal deneyimlerimizin tüm sorumluluğu bizde, çocukluk dönemi bitti.
Duygusal olarak güvende ve destekleniyor olduğumuzu, duygularımızı, ihtiyaçlarımızı, dillendirmenin güvenilir bir eylem olduğunu yeniden keşfettiğimiz ve kendimizi dillendirdikçe, ifade ettikçe de güvende olduğumuzu gördüğümüz, bunun ispatını aldığımız An’lara girdik.
“Artık kendimi rahatça ifade edebilirim ve bunun karşılığında da daha değişik deneyimler elde ediyorum”.
“Belki kendimi ifade ederken yaşadıklarımdan, çocukluğumda gördüklerimden dolayı zorlanmıştım, ama artık o dürüst akışı başlattım.”
“Ve ben dürüst akışı başlattıkça aldığım cevaplar da yaşadığım deneyimler de daha akışkan olmaya başladı” dediğimiz hislere doğru giriyoruz.
Yani zihni yeniden programlarken kalplerimiz doğal haline dönüyor.
Kalbinizden geçeni ifade etmenin rahatlığını ve ferahlığını yaşadığınız için enerjiler artık doğal olarak çiçek açıyor.
Bambaşka duygu yelpazelerine açılıyoruz. Bu sebeple de bambaşka hislerde olacağız ve olmaya başladık da. Hisler çeşitlilik kazanıyor artık.
Duyguların ve olguların yelpazesi genişledikçe yaşadığımız hisler de çeşitleniyor, renkleniyor.
Bu sebeple de yoğunluk var; çünkü her şey çok çeşitlendi artık. Hiç bilmediğimiz potansiyellere doğru açılıyor, genişliyoruz. Ne kadar güçlü, ne kadar renkli olduğumuzu yeniden keşfediyoruz.
Çocukluk zamanları bitti, artık duygusal deneyimlerimizin sorumluluğu bizde. Duygusal deneyimlerimizin hikayesini yeniden yazıyoruz. Ve hayatla daha çok iç içe olup, ona daha az tutunmanın ne demek olduğunu öğreniyoruz.
“Hayata tutunmam lazım” diye tırnaklarımızı geçirdiğimiz o olgular, anılar, duygular, istekler, ihtiraslar artık yavaş yavaş çözülmeye başlasın, içinizde.
Hayatla daha çok iç içe olmanın ve aynı zamanda da ona daha az tutunmanın ne demek olduğunu deneyimlemeye doğru yolculuğunuz başlasın.
Ve buna artık hazırsınız.
Zihinlerimize format atılırken, kendimizle, kalbimizle ve hayatla olan ilişkimiz de bambaşka bir seviyeye yükseliyor.
Bunun yansıması olarak da tüm ilişkilerimiz dönüşüyor, daha yüksek bir kalitede yaratılmaya ve akmaya başlıyor.
Evrenin tüm bu ilişki alanlarının desteklediği dönemde, bu fırsattan en iyi şekilde faydalanmanız için önerimiz ise; İlişkisel Karma Atölyesi.
Bu atölyemizle, “İlişkisel Karma” kavramıyla tanışacak; hayatla olan ilişkinizin, diğer tüm ilişkilerinizi kapsadığını kavrayacak; hayatınızın birçok alanına getireceğiniz farkındalıklarla, daha özgür ve olgun ilişkiler yaratmaya doğru adım atacaksınız. Hem hayatımızdakilerle hem de hayatın kendisiyle sağlıklı ilişkiler kurmak için İlişkisel Karma Atölyesi & Meditasyonu’nu edinin, MO Store’u şimdi ziyaret edin.
Kaynak: Ezgi Sorman
İlgili yayının tümünü dinlemek için tıklayın.