Kömürün özündeki elmasa ulaşmak için havada dönüşüm gücü yüksek enerjiler var. Dönüşüme dair büyük bir şevk yükseliyor.
İçimde şöyle bir ses duydum:
“Bu iş bende, biz bunu hallediyoruz ve her neye baş koyduysan bu iş artık oluyor”.
Ve kocaman bir enerji var, tepemizde. Nerdeyse başarısız olmamızın imkânı yok; yeter ki biz değer verdiğimiz şeylere gönül koyalım, başlayalım, kolları sıvayalım.
“Bu hayatta ben nelere değer veriyorum, ben artık kimim ve ben artık kim değilim?”
“Bu, benim ve artık bu, ben değilim” gibi net ayrıştırmalara girdiğimiz noktada, belirlediğimiz hedefe doğru attığımız adımların başarısız olmasının imkânsız olduğu bir destek var, bu dönem.
Hızlı gelişmeler, çok güzel imkânlar, inanılmaz fırsatlar, “bu kadar olmaz artık” dedirten güzellikte mesajlara açık olun.
Havada çok büyük pozitif enerji var ve şansı çok açık.
Çok uzun zamandır ilk kez evrensel bir enerjetik dönüşüm için bu kadar heyecanlanıyorum.
Yeni bir sayfa, taptaze başlangıçlar açılıyor. Sürekli kulağımda “seni başarılı yapmak istiyorum” mesajını duyuyorum.
Evren bize “Hepinizi teker teker, kişisel hayatlarınızda başarılı yapmak istiyorum, hayallerinize ulaştırmak istiyorum, o yüzden de sizler kendi eşsiz, size ait yeteneklerinizi bulup, çıkartın ki; ben size yardımcı olabileyim” diyor.
Her birinizin doğuştan getirdiği yetenekleri var. Bu yeteneklerle değer verdiğiniz şeyleri birleştirdiğiniz noktada hem kendi kişisel hayatlarınızda çok büyük çağ atlamış oluyorsunuz hem de insanlığa inanılmaz büyük bir değer katkısında bulunuyorsunuz.
Dolayısıyla bu dönemin enerjileri, doğuştan getirdiğiniz yeteneklerle sizi insanlığı renklendirecek, şifalandıracak, insanlığa fayda sağlayacak planlara doğru götürmek istiyor, değer vermek istiyor.
Neye değer verdiğinizi biliyor musunuz?
Hangi alanda başarılı olmak istediğinizi biliyor musunuz?
Kendi doğuştan getirdiğiniz yeteneklerinizin ne olduğunu biliyor musunuz?
Bu alanlara doğru planlar yapıp, hayaller kurup, adımlar attığınız noktada çok başarılı olacaksınız.
İlk defa yepyeni bir işe, yeni bir hayata, yeni bir adıma kalkışıyoruz ve biz buralardayken tanık olacaklarınıza da hazırlıklı olun.
Eski benlik ile yeni yeni belirmeye başlayan benlik arasında güç savaşı başlayacak.
Eski benlik bir anda ortaya çıkacak ve meyilli olduğu eski alışkanlıkla, hemen gitmek istediği yere doğru gitmek, atmak istediği adımı atmak isteyecek.
“Düşündün mü, iyi baktın mı?” gibi cümlelerle, müdahalelerle sizi kısıtlayacak.
Bu güç savaşına hiç gerek yok, sıra yenide. Her neyi yapmadıysanız, her ne size yabancı geliyorsa ve fakat kalp bölgenize “burası” gibi hissettiriyorsa, o yoldan gidin.
Kalp bölgesinden davranma zamanı, kafa bölgesinden veya kuyruk sokumundan değil. Dolayısıyla enerjimizi bayağı ellerimizle de aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıya getirerek kalp bölgesinde buluşturmamız çok önemli olacak. Kalp bölgenizden attığınız adımlar zaten sizin otantik adımlarınız olacak.
Kişisel kısıtlamalarımızdan bağımsızlaşmak ve bu kısıtlamalarımızın ötesine geçmek için çok destekleyici bir dönemdeyiz.
Örneğin, bir şeylere başlamak istiyorsunuz, girişimcisiniz ama biraz utangaçlığınız varsa ve bunu yenmek istiyorsanız, çok destekleyici enerjiler var. Eğer çekingenseniz, yarı depresif modlarınız veya bağımlıklarınız varsa ve özgürleşmek istiyorsanız havada çok güçlü destek enerjisi var.
Neye odaklanırsak, neyi aklımıza koyarsak yapabileceğiz. O yüzden de lütfen bu destekten ve süreçten faydalanın.
Enerjiler çok dinamik ve bizi saf, som, kendi doğal halimize getirmek için bu kadar parlak. Dolayısıyla hangi kabuklarınızdan sıyrılmak istiyorsanız, hangi eskiyle vedalaşmak istiyorsanız sıyrılın, vedalaşın ki o kömürün içindeki pırlanta ortaya çıkabilsin.
Belirttiğim gibi eğer eski benlikle yeni benlik arasında çatışma, güç savaşı varsa bu savaşa girmeye hiç gerek yok, eskinin artık emekliye ayrılması gerekiyor. Zira, sıra yenide ve bir bayrak teslimi olacak.
Çünkü ruhumuzdan gelen baskı var; ruh “artık geri dönme, dönüşüme doğru geçelim, eskinin tekrarını etme artık, dönüşüm zamanı” diyor. “Parayla, aileyle ve tüm ilişkilerle olan ilişkine bak” diyor. “Değerlerini bil, artık köklü değişimler yapabileceğine güven. Ve bu güven hissiyle adım at.” diyor.
Öyle bir his var ki içimde; geleceği tasarlıyoruz.
Tabi ki her aldığımız nefesle geleceği tasarlıyoruz; ama bu bambaşka bir şey. Zihnimde gördüğüm, içimde bir yerlerde hissettiğim; şu An’dan itibaren yaptığımız her seçimle tarihe yön veriyoruz.
Bu, çok uzun vadeli bir süreç. Aslında o kadar uzun vadeli bir süreç ki; kulaklarımda hep iyiliğin tanımı dönüyor. Gölgesinden faydalanamayacağımızı bildiğimiz ağaçları ekmek üzere çalışmamız gerekiyor.
Tabi ki bu kişisel hayatlarınıza çok büyük ve değerli katkı sağlayacak ama bir taraftan da menfaati bir o kadar bırakmak gerekiyor. Her bir seçimimizde insanlık için de bir tarih yazıyoruz. Dolayısıyla hem yalnız olmadığımızı hatırlayın hem de her yaptığımız seçimin kitleleri etkileyeceğinin farkındalığıyla adım atın.
İşte, bu denli büyük bir tarihi gelişimin içindeymişiz gibi bir his var içimde. Bu da bana çok büyük bir enerji, şevk ve ilham veriyor. Ne kadar harika değil mi?
Hep birlikte yazacağımız tarih, bence şimdiye kadar yazılmış tarihten çok daha anlamlı olur.
Ve tabi ki kişisel hayatlarınızda, auranızda ne kadar varsa o kadar sihir gelecek hayatlarınıza.
Bundan dolayı sıyrılmanız gereken kabuklarınız varsa lütfen sıyrılın ve som halinize gelin. Çünkü som halinizin titreşimi, auratik, manyetik alanı çok yüksek. Sıyrılmanız gereken kişilikler, sonradan üzerinize yapıştırdığınız enerjiler varsa lütfen temizleyin, arının ve bunun için de MO Store’umuzda yer alan Maskeler Atölyesi’nden faydalanın.
Fırsatlar çok hızlı gelecek, hislerinize güvenerek onları fark edip, seçerek devam edin. Bir kere kaçırdık mı bir daha göremeyebiliriz, tren çok hızlı gidiyor şu anda. Önümüze düşen fırsatlar da çok hızlı gelecek. O yüzden de seçimlerinizi kalp bölgenize yerleşerek yapın.
“Bu, eski ben ve bunu seçmiyorum. Bu, yeni ben, yeni benliğime doğru gidiyorum. Bunu seçiyorum.” Bu şekilde seçimlerinizi yapmaya çok hızlı bir şekilde devam edin ve daima seçimlerinizi yaparken de kalp bölgenizi hissedin.
Önceden belirttiğim gibi kafadaki veya kuyruk sokumundaki enerjiden değil, kalp bölgenizdeki enerjiden seçimlerinizi yapın.
Bu enerjiyi harekete geçirmek için hareket isteği de gelebilir. Bu isteği yerine getirip, bol bol hareket edebilirsiniz. Koşmak mı, yürümek mi, spor mu yapmak istiyorsunuz, evde dans etmek mi istiyorsunuz bedeninizden bu enerjiyi akıtın.
Ve işte beni heyecanlandıran en önemli yerlerden bir tanesi de bu enerjinin, karanlık zamanları dengeye getirecek bir enerji olması. Karanlık dönemlerimizin de tabi çok büyük faydası vardı, olması da gerekiyordu. Bize bazı farkındalıklar kattı, kimliğimizi bize anlattı, ne tür bir durumda olduğumuzu söyledi. Karanlık taraflarımız dünyanın halini, insanlığın bilinçaltını gösterdi, onlar da harikaydı. Fakat artık dengeye de ihtiyacımız var, biraz nefes alalım, biraz bir hareketlilik gelsin, bir parça da umut görelim artık. Ve artık bunun enerjisi geliyor. Karanlık zamanlarımızı dengeye getirecek harika bir enerji var ve bu dönemin enerjilerine bize bunları gösterdiği için gerçekten çok müteşekkirim.
Son olarak belirtmek istediğim de ölümle olan ilişkimize bakmamızın gerekliliği.
Evet, hep beraber tarih yazıyoruz, fakat güven ilişkimizi bizden alan en güçlü ve tek korkumuz aslında ölüm korkusu. Ölümle olan ilişkimize baktığımız ve ölüm korkusuna bir adım daha yakınlaştığımız noktada bizlere biraz daha cesaret, daha iyi bir muhakeme yetisi gelecek.
Ölüm korkusu olduğu sürece cesaretle olan ilişkimizi, bağımızı güçlendiremiyoruz. Ölüm korkusu ne kadar derinse sağlıklı seçimler yapamıyoruz, seçimlerimiz ve muhakeme yetimiz hep bizi ölümden korumak üzere kurulu oluyor. O sebeple de zihinleri biraz daha netleştirmek için sağlıklı seçimlere ve kalbimize, hislerimize güvenerek adım atabilmek için cesarete, düzgün bir muhakemeye ihtiyacımız var. Ve onu da bize ancak ölümle olan ilişkimize bakıp, bu ilişkiyi dönüştürdüğümüzde verecek.
Ölümle olan ilişki derken aslında ne demek istiyorum? Örneğin, bunu sorgulamaya başlayacağımız ilk yer “Ölüm sizce var mı, yok mu?” sorusu. Eğer ölüm varsa ve gerçekse, günün birinde öleceksiniz. Ve şu An’da onun korkusunu yaşamaya gerek yok demektir. Veya “hangi seçimlerinizde derinden vuran korku, ölüm korkusu?” bu sorunun cevabına bir bakın.
Ölüm size göre yoksa – ki bana göre yok – o zaman korkmama zaten gerek yok. Benim için ölüm sadece bir dönüşüm. Sonbaharda kuru yaprakların toprağa düşüp, ondan sonra toprağı beslemesi gibi.
Seçimi size bırakıyorum; ama ölüm korkunuza, ölümle olan ilişkinize yakından bakın, çünkü bu dönem cesur adımlar atan, kalp bölgesindeki hislere güvenen ve temiz bir muhakeme yeteneğine sahip olan çok kazanacak ve hayata da kazandıracak.
Bu destekleyici enerjiler üzerinize yağıp, hayatlarınızda çok büyük destekler sunsun ve siz de bu fırsatları, desteği almak üzere ful potansiyelinize yerleşmiş olun.
Sizi çok seviyorum.
Ölüm korkusunu, sahte kimlikleri, ışığımızı örten kabukları, kalbimizi dinlememize engel olan şüpheleri temizlemek, taktığımız maskelerden özgürleşerek, bu dönemin güçlü dönüşüm ve destekleyici enerjilerinden en yüksek faydayı sağlamak için, özünüzün ışığıyla cesur bir kalbe, net bir zihne, güçlü bir muhakemeye sahip olmak ve kömürün özündeki paha biçilmez elmasa ulaşmak için Maskeler Atölyesi’ndeki çalışmaları yapmanızı öneriyoruz.
Zira, 8/8 Aslan Enerji Portalının yoğun enerjileri devam ederken, derin arınma ve karanlıkları ışığımıza dönüştürme çalışması, bu döneme özel olarak güneşten yağan fırsatlara hayatınızda yer ve alan açmanızda kritik bir önem taşıyor.
Maskeler Atölyesi’ni edinmek için MO Store’u şimdi ziyaret edin.
Kaynak: Ezgi Sorman
İlgili yayının tümü için podcast kanalımız MOTALKS’u dinleyin.