Skip to content Skip to footer

Yeninin Doğmasına İzin Vermek İçin

Bu dönemi, yeninin doğmasın izin vermek için zihinsel genişleme ve soslu marine süreci ilan ediyorum. Yeniden bakış, değerlendiriş temaları var, elimizde.

Ben buna düzenlemeyle başladım ve tam anlamıyla da içerisindeyim. Her zamanki gibi kendi hayatımı sizler için hem metaforik hem de fiziksel tüyolar içerdiğinden sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle gardırobumun yarısını boşalttım; bazı alanlar daha değişik şekilde görünmeye başlamıştı ve bu görselden sonra da bazı alanları daha değişik şekilde kullanmaya başladım.

Mesela havlu almamama ve çoğalmamasına rağmen havlularıma yer yetmemeye başladı. Havlu dolabımın bana neden çok dar gelmeye başladığını, ancak göz geçirdikten sonra, nevresimlerimden kaynaklandığını gördüm. Meğer nevresimlerim artmış ve onları koyacak yerim olmadığı için havlu dolabıma kıyım kıyım taşmışım.

Evimi gözden geçirdim, evimin aslında geniş ve büyük olmasına rağmen neden dolaplarıma yetemediğimi araştırdıktan sonra gördüm ki, öncelik verdiğim, listemin üst kısmında olan şeylere ihtiyacımdan daha fazla yer ayırmışım.

Önceliklerimiz güzel ve hayatımızda öncelik listemizi bilelim, yapalım.  Ama o önceliklere olması gerekenden daha fazla alan, zaman ve enerji harcamak, listedeki diğer maddelere yetişmemizi engelliyor.

Önceliklerimin dolabımda, evimde yer kaplaması açısından ne yapmışım? Mumlarım, tütsülüklerim ve tütsülerim olmuş. Koca bir alanı mumlarımı ve tütsülerimi saklamaya adamışım. Ondan sonra da diğerlerine yer kalmamış.

Bu dönem buralara bakacağız: 

Acaba hangi düşünceleri zihnimde olması gerekenden daha fazla üst seviyelere koymuşum ve daha fazla alan açmışım ki, diğer düşüncelere yer kalmamış?

Acaba enerjimi nerelere çok fazla harcıyorum ki, diğer şeylere vaktim, enerjim kalmıyor?”

Yeni gözlerle, yeniden gözden geçirip, organize olma halindeyiz. O yüzden biraz sessizlik ve sakinlik var ki, evimizin, kafamızın, kalbimizin ve enerjilerimizin içinde etraflıca dolanalım.

Önceliklerimizi daha düzgün bir şekilde, bir tane büyük parlak bir şey yerine üç- beş tanesini uzun vadeli öncelikler halinde değerlendirelim; örneğin hem bu ayın hem de tüm yılın önceliklerini gözden geçirebiliriz. Ve bunu yeni gözlerle, yeni gözlemlerle, yeni sorularla, yeni çözümlemelerle yapalım.

Yeni sorulara ihtiyacımız var; çünkü yeni bir bakış açısı bulmak istiyoruz. Yeni sorulardan ve yeni sorgulamalardan gelecek olan cevaplar bizi daha ileriye götürecek. Artık bize daha büyük, geniş ve daha açık çözümlemeleri gösterecek ve bizi geleceğe götürecek sorulara ihtiyacımız var.

Dolayısıyla aynı sorularda, aynı alanlarda, fikirlerde dolanmamak ve bazı fikirlere, bazı eşyalara, kişilere, durumlara ‘öncelik’ adı altına gereğinden fazla alan vermemek gerekiyor.

Çünkü insan kimliğinde hepimizin sınırlı vakti, enerjisi ve sınırlı zihni var. Aklımız, fikrimiz, enerjimiz, vaktimiz sınırlı. Örneğin, bir gün içerisinde 24 saatle sınırlıyız ve bazen zaman elimizden kayıp gidiyor, daha fazla zamana ihtiyacımız var. Dolayısıyla biraz yavaşlamak bize zaman verecek.

Olayları daha yavaş ve tüm filmi “slow mode” – yavaş mod’da izleyip, bu yavaşlıktan da olabildiğince faydalanın.

Nerelere daha fazla vakit ve enerji harcıyorsunuz, nerelerde daha fazla enerjiye ihtiyacınız var, görebilmeniz için zihinleri yavaşlatıp, ortalığın biraz daha sakinlemesine izin vermek önemli.

Mesela enerjinizi korkulara mı harcıyorsunuz? Korkular, endişeler tetiklenebilir. Zihninizde korku ve endişeye mi daha fazla vakit harcayıp, alan veriyorsunuz? Onu görün.

Yeni gözlemler, yeni gözler, yeni sorgulamalar var ki, bizi geleceğe götürecek planlar, niyetler, hayaller için de daha büyük, geniş, açık olabilelim.

Bu dönem “çözümlemesek de olur, bu problemin çıkarını bilmesek de olur” diyeceğimiz bir süreç. Bazı sorular ucu açık ve cevapsız kalabilir. Tüm bunlara izin veriyoruz.

Ve işte şimdi geliyoruz o soslu marine bölümüne…

Sorularımızı marine ediyoruz. Terbiyeli sos yapıp, o sosa yatırıyoruz ve dolapta bekletiyoruz. Ve üzerinde de baskı-stres-anksiyete yaratmıyoruz, sonucu sonuca ve zamana bırakıyoruz.

Marineye yatırdığınız artık sebze midir, et midir, her neyi marineye yatırıyorsanız; her ne düşünceyi, sorunu, soruyu, her ne olayı, koşulu, durumu marine edip, dolaba bırakıyorsanız, “acaba bunun tadı şimdi ne olacak?” diyerek zaman içerisinde kendinizi yormaya, kafanızı meşgul etmeye gerek yok.

Sonucu sonuca ve zamana bırakıyoruz.

Bir güzel yoğurtlu, kekikli, kimyonlu, karabiberli marine sosunu yapıyorsunuz ve sorunu, olayı, durumu, kişiyi, hayali, niyeti (o her neyse) bırakıyorsunuz, marineye. Ve o zaman içerisinde hangi tadı alacaksa, kendisi biliyor artık.

Ekstra yönlendirmeye, yönetmeye çaba harcamıyoruz. Vakit yok ve önceliğimiz de o değil.

Yeninin doğmasına izin verdiğimiz bir sürece girdik.

İlişkileriniz, olaylar, koşullar için daha kalpten anlamalar gelecek. Kalplerimizde yepyeni bir programlama var, onun için de öz şefkat çok değerli.

Öncelikle kendimizle olan sevginiz değişiyor ve gelişiyor. Kendimizle olan sevgimiz değiştikçe ve geliştikçe hayatımız da gelişecek. Hayatı kurgulamamız hep kendimize olan sevgimizle bağlantılı. Ne kadar geniş, renkli, tatlı, yüksek bir hayata sahip olduğunuz kendimizle olan sevgi ilişkimizle alakalı. Kalplerimizdeki o kopuk yerler biraz daha tamamlanacak. Bazı boşluklar dolacak.

Belki sadece sizlerin bildiği, başka kimselerin bilmediği, içinizde kimseyle paylaşmadığınız ve sadece sizin bildiğiniz, yaşadığınız bir takım travmalar, durumlar, olaylar kendini yeniden belli edecek. Ve bu alanlara yepyeni bir anlayış gelecek; çünkü kalplerimiz yeniden programlanıyor.

Ben bunu neden yaşadım; bu, benim başıma neden gelmişti?” soruları bambaşka gözlerden ve bakış açılarından kendilerini belli edecek. O yüzden de biraz yavaşlamaya ihtiyacımız var.

Daha önce önemsemediğiniz veya önceliğiniz olmayan şeyleri isterken bulabilirsiniz kendinizi:

“Ben artık bunu istiyorum.” 

“Ben artık bunu öncelik listeme eklemek istiyorum.” 

“Ben bunu hak ediyorum, benim buna ihtiyacım var.”

Kendinize bazı itiraflarda bulunabilirsiniz. Bu süreçte, yeni şeylere söz vermek, standartlarınızı yükseltmek, kendinizle olan ilişkinizi evirmek isteyebilirsiniz. O standartları belki patronunuzla yaptığınız bir konuşmada yükseltebilirsiniz; yöneticilerden, politikacılardan, değer verdiklerinizden, kariyerlerinizden, hayat amaçlarınızdan artık standardı daha yüksek bir beklentiye girebilirsiniz.

Tüm bunlar da aslında olgunlaşan kutsal dişi enerjinin istekleri, özellikleri ve öncelikleridir. Olgunlaşan kutsal dişinin öncelikleri, arzuları gündemde.

Ve artık çocuksu, ergen, ham hareketlere de yer yok, izin verilmeyecek. Ergen davrandığınız tüm ilişkiler kopacak. Sorumluluk almadığınız tüm alanlar elinizden alınacak. Ve bu da evrenin şefkatinden olacak.

Evren şunu diyecek: “Senin daha büyümeye ihtiyacın var, bu alanla kafanı yorma, kendini büyütmeye ve olgunlaşmaya yönlendir. Boyundan büyük işlere kalkıştın, önce bir olgunlaş ondan sonra buraya gel.”

Ve o yüzden de bu yavaşlayan süreçte, önünüzdeki 5 yılınızı nasıl gördüğünüzü oturup, ciddi ciddi düşünmeniz gerekecek.

Daha önce de belirttiğim gibi, insan kimliğinizde elinizde kısıtlı zamanınız ve enerjiniz var. Ve bize verilmiş bu hayat denilen çok değerli, sınırlı, kısıtlı, çılgın, organik zamanla ne yapmak, ne yaratmak istiyorsunuz? Bunu artık ciddi ciddi sormanız gerekiyor. Yeninin doğmasına izin vermek için bilgelikle alan yaratmak için ergen hareketlere yer yok artık. 

Yeni ışık kodlarının birer taşıyıcılarıyız. Yeni ışık kodları bizlerden yepyeni açılarda, perspektiflerde, düşüncelerde daha kaliteli hayatlarda yaşamamızı ve bu dünyaya gezegenimize daha kaliteli olgular bırakmamızı istiyor.

Buna göre bizim de yaşamamız, o standartlarda hem kendi hayatlarımıza hem çevremize, dünyamıza, gezegenimize o ışık kodlarından akan yeniye göre davranmamız gerekiyor.

Ve bunula birlikte bu yeni ışık kodları geldikçe iki tane olay ortaya çıkacak. Bir tanesi, kendinizin en gaddar düşmanı yani, en büyük yargıcı olduğunuz yerler gözünüzde parlamaya başlayacak; çünkü öyle bir ışıkla gösterilecek. Yeni bir ışık kodunda yaşamak size, kendinize olan acımasız ön yargılarınızı gösterecek. Kendinizi ne kadar acımasızca ön yargılıysanız çevrenizi de bir o kadar acımasızca yargıladığınızı fark edeceksiniz.

Kendinize baskı yarattığınız bazı alanlarınız yüzeye çıkacak, üstün performans beklediğiniz, mükemmeli istediğiniz ve bunları fark ettikçe çevrenizle olan ilişkinizin de nedeni, nasılı ortaya çıkacak.

Bazı ölümlerin neden olduğunu ve neden olmak üzere olduğunu veya olacağını anlayacaksınız. Ölümlerin sebeplerine ışık tutulacak. En basitiyle, sebepsiz bir şey olmuyor, onu belirteyim. Ve o sebeplere dair yeni bir bakış açısı edineceksiniz.

Yalnız bu yavaşlayan süreçte enerjinin bedende ve zihinde kalmaması gerekiyor. Bu yeni ışık kodların geldiği zaman, çok eski, bu hayata dahil olmayan belki karmik, yüzlerce yaşam öncesine dair hikâyeler temizleniyor olacak. Atalarınızın hikâyelerini temizliyor olacaksınız.

Bu temizleme sürecinde harekete ihtiyaç var; bu bir dans, qi gong, yoga olabilir, doğada yürüyüş olabilir. Bu enerjinin zihinlerde ve bedende kalmaması gerekiyor.

Bununla beraber burada 5 yılınızı nasıl görüyorsunuz sorusu vardı, kendinize şimdi bu zamanı vererek ciddi ciddi 5 yılınızı bir hayal edin.

Önümüzdeki yavaşlayan zamanlarda 5 yılı planlayacaksınız, önceliklerinizi gözden geçireceksiniz, artık hayata yepyeni gözlerle bakacaksınız ve yeni soruların peşinden gideceksiniz. 

Eski soruları eskide bırakıyoruz.

Ve bu sessiz sakin zamanlarda da yeninin doğmasına izin vermek için sorgulamalarınızın, korkularınızın, endişelerinizin en lezzetli marinasyon ustası olun.

Sizleri çok seviyorum.

Yeninin doğmasına izin vermek için, çekim gücü yüksek ve yoğun bir alan yaratmak için, hayallerinizi yepyeni gözlerle, taze bir bakış açısıyla kurgulayıp somutlaştırmak adına 8/8 Aslan Enerji Portalından akan bilgelik dolu mesajlar zihinlerimizi genişletiyor, ışık bedenlerimizin gücünü yoğunlaştırıyor. Fantastik bir dünyanın, 5. bilinç boyutunun kapılarını siz de aralamak isterseniz, sınırlı zaman için erişime açtığımız 8/8 Aslan Enerji Portalı Mesajlarını şimdi edinin. MO Store’u ziyaret edin.

 

Kaynak: Ezgi Sorman

 

İlgili tüm yayını okulumuzun podcast kanalı MOTALKS’tan dinleyebilirsiniz.