Duygusal Sorumluluk Meditasyonu için nefeslerinizle buluşmaya ve senkron bir şekilde akmaya başlayın.
Fiziksel, enerjetik ve duygusal bedenleriniz de rahatlamaya başlasın.
Ve yavaş yavaş meditatif hale doğru geçin, sol beyinden sağ beyine doğru aksın tüm enerjiler…
Artık biliyorsunuz bu işlemi yaptığınız An’da doğal ve otomatik olarak enerji, kalbe doğru akıyor.
Zihninizin yoğun ve sesli kısmından daha dingin bölümüne geçerken, enerji de otomatik olarak zihin alanından kalp alanına doğru akıyor.
Tüm enerjimiz kalbimizdeyken birkaç soru ile meditatif halde kalacağız.
İlk soru:
Stresli ve gergin anlarda nasıl davranıyorsunuz?
Meyiliniz neler? Alışkanlığınız neler?
Doğanızın bir parçası olmuş, size yapışmış tepkiler neler?
Sessizliğinizde bir süre kendinizi izleyin…
İkinci soru:
Duygularınızın sorumluluğunu alıyor musunuz?
Örneğin; hayal kırıklığına uğradığınızda, (bu birisinin yaptığı bir şeyden dolayı olabilir, birisi size söz vermiştir ve sözünde durmamıştır, hayal kırıklığına uğramışsınızdır.) “Senin yüzünden” diyerek karşı tarafı suçlar mısınız, yoksa “evet, bu tutumlar beni hayal kırıklığına uğratıyor, insanları suçlasam da sorumlu tutamam; çünkü
hissedebileceğim onca duygudan ‘hayal kırıklık’ duygusunu hissetmeyi ben seçiyorum” diyebiliyor musunuz?
…
Ve burada lütfen kendi kendinizi kandırmayın.
Hemen bir anda olgunluğa ulaşmış insanı kendinize ispat etmek adına “evet evet” diyerek geçiştirmeyin.
Duygusal dünyanızla ilgili kendinize söylediğiniz yalanlar sizi zehirliyor.
Şu anda sadece öz farkındalığımızı geliştirmeye çalışıyoruz.
Bazen duygularınızın sorumluluğunuz alıp, bazen de alamıyor olabilirsiniz.
İyi ve kötü yok, doğru ve yanlış yok, sadece öz farkındalığı geliştirmek var.
Ve son sorumuz:
Çevreniz size neler yansıtıyor?
Aslında iç dünyamız, bizim çevremiz. Ve iyice bakın, çevreniz size neler yansıtıyor?
Soruları kendinize sorduktan sonra, bir süre kendinizi gözlemlemleyin.
Sonra da tüm işlemleri bırakıp, tamamen sessizliğinize dalın…
…
Şimdi Duygusal Sorumluluk Meditasyonunu sona erdirmek üzere; güzel, yumuşak nefeslerinizle An’a doğru gelmeye başlayın.
Aceleniz yok.
Kendinizi, süzüldüğünüz yerden yavaş yavaş yine süzülerek An’a doğru getirin.
Ve kendinize şimdi sorun:
“Hangi duygular içerisindeyim?”
“Gerçekte olan duygularıma izin verebiliyor muyum?”
Bir bakın…
“Hoşluk, güzellik, umut, neşe kahkaha şahane de, gerçekte derinlerden vuranlara da izin verebiliyor muyum?”
Duygusal dirayet üzerinde çok çalıştınız artık.
Dalgalanmalar olacak.
İçsel dalgalar bazı duyguları, anıları, karmaları veya döngüleri geçmişten getirip, bize gösterecek.
Şu An’da olanlarla tetikler yükselecek.
Duygusal sorumluluğunuzu alarak, deneyimlerinizi ve kendinizi sanki gökyüzündeki bulutları izler gibi mesafe koyarak izleyin.
Duygusal sorumluluk, öz farkındalık böyle gelişiyor.
Eğer süzüldüğünüz yerlerden artık bedeninize geldiyseniz, yavaş yavaş meditatif alanınızdan çıkabilirsiniz.
Sizleri çok seviyorum,
Duygusal sorumluluğunuzu geliştirerek karanlıklarınızla yüzleşmek, gölge taraflarınızdaki aydınlığı bularak bütünselliğinize ulaşmak ve böylece ilişkilerinizde aydınlanma devrimi yaratmak için, bu dönemin enerjilerine uyumlu kritik önemdeki 2 atölyeyi özel indirimle bir araya getirdik; İçsel Çatışmamızla Ateşkes Paketi. Maskeler Atölyesi ve İlişkisel Karma Atölyesi’ni içeren bu özel paketimize MO Store’dan ulaşabilirsiniz.
Kaynak: Ezgi Sorman
İlgili tüm yayını okulumuzun podcast kanalı MOTALKS’tan dinleyebilirsiniz.