Skip to content Skip to footer

İlişkilerde Aydınlanma Devrimi

İçinde bulunduğumuz tutulma sezonunun genel açısı ilişki; ilişkilerde Aydınlanma Devrimi.  Bunun için oldukça heyecanlıyım. Ve özellikle büyük dönüşümler, değişimler olacağı zaman kalbimde kıpırtılar olur.

Öncelikle, tutulma sezonu tüm Ekim ayını kapsayacağından ve daha önce de sizlere Aralığa kadar olan bir sezonu anlatmış olduğumdan, tutulma sezonunu 2 bölüme ayıracağım. Önce güneş tutulmasını, daha sonraki yayında da Ay tutulmasını anlatacağım.

Güneş Tutulması enerjileri için gördüğüm görsel bir ateş çemberi. Bu ateş çemberini görmemin nedeniyse de tutulmanın tam bir güneş tutulması olmaması. Bu tutulmayı, parçalı güneş tutulması olarak adlandıralım.

Size bu mesajları aktarabilmek için 4 gündür kanalın içerisinde hazırlanıyorum. Gözlerimi kapattığımda şöyle bir şey gördüm; ay güneşin önüne geçiyor ama parçalı tutulma olduğu için tam güneşi kapatamıyor. Dolayısıyla ay küçük görünüyor. Tutulma esnasında Güneş hala görünürken, Ay tam ortasına gelecek ve güneşin ışıkları ayın çevresinde çember gibi görünecek. Akşam saatlerinde olacağından biz buradan görmeyeceğiz; ama Kuzey ve Güney Amerika kıtasında bu şekilde görülecek. O kıtada gün içerisinde tutulmayı izleyebilenler güneşi tam anlamıyla kapatmayan ayın gölgesini görecekler ve kenarında da güneşin ışıkları saçılıyor olacak, yani bir ateş çemberi görseli olacak. Güneşimiz hala var ve tam kapatmadığından aynı zamanda gölgemiz de karanlığımız  da var.

Güneş Tutulması mesajlarına bu ateş çemberi görselinin benim içimde neler uyandırdığıyla başladım. İlk söylemek istediğim durum ise, kendimizi bir ateş çemberi içerisinde hissedeceğimiz. Bu ateş çemberi zaman zaman bizi daralmış, sıkışmış, sıkılmış, sıkıştırılmış hissettirecek; zaman zaman da bize koruma, güvenli alan sunup, içimizdeki tutkuyu dışarıya yansıtacak gücü verecek. Ateş bazen içimizi kor gibi yakacak, bazen de kükreyecek: “Yeter artık”, “tamam, ben buradayım ve kendimle gayet iyiyim” dedirtecek zamanlar yaşatacak. Arada yaman çelişkiler, zorlu yüzleşmeler var; ama çok büyük bir güçlenme de mevcut.

Güneş Tutulması’nın Amerika kıtasında gün içinde gerçekleşeceğinden bahsetmiştim ve bu, kaos yaratacak. Kaosun sebebiyse gün içerisinde gerçekleşmesi. Eğer insanlar tutulmayı bilmiyorlarsa “gün içindeyim ve neden ortalık kararıyor?” “bu karaltı içime kasvet veriyor”, “güneşli bir havada karaltı yaşanması alışkın olmadığım birşey ve içimde birşeyler oluyor” gibi hisler yaşayabilirler.

Bu tutulmanın hepimiz için, dünyamız için, kendimiz için neleri tetikleyeceği ise çok önemli. Tutulmanın karanlığı ve gölge tarafı dediğimiz bölümü oldukça uzun sürecek.  Bu nedenle de bilinçaltımızın hiç bilmediğimiz karanlığına hazır olmamız gerekiyor.

Nerelerde gözümüzü kapattık, nerelerde gözümüze perde indi, hepsi gün yüzüne çıkacak.

Tutulmanın gölge tarafının ne kadar süreceğini belirlemek için en tepe noktasına; en uzun nerede görünüp, kaç dakika süreceğine bakılıyor. Bakıldığında ise 5,5 dakika süreyle ve Nikaragua’da kalıyor. Nikaragua’da güneş tutulması 5,5 dakika boyunca görünecek, görüntülenecek, belirecek ve meydana çıkacak. Ve tutulmanın gölge tarafı ne kadar uzunsa o kadar yıl etkisi altındayız demektir; yani 5,5 yıl bu tutulmanın etkisi altındayız.

Bu güneş tutulmasının bir benzeri Ağustos 2017’de gerçekleşmiş. Ve fakat birebir aynısı değil. Bu sefer bu tutulmanın sizi nerelerde tetikleyeceğini anlamanız için 2017 Ağustos’tan bugüne; neler dramatik olarak değişti, gündeminizde neler vardı, bu alanlara bakmaya başlayın.

Tutulma, gölge enerjilere ışık tutacak. Aydınlanma devrimi gibi bir enerji. Bu, büyük bir devrim ve ismi Aydınlanma Devrimi. Bu tutulmanın tetikleyeceği durum da oldukça yoğun; bariz, apaçık algılama anları yaşatacak olan ve “sonunda aydınlandım” dedirtecek bir devrim niteliğinde.

Işığın arkasındaki gölge öne çıkacak. Yukarıda bahsettiğim üzere; ay güneşin ortasında yer alırken hala arkada bir ışık da var olacak. Işığın ve ateş çemberinin arkasındaki gölge de gün yüzüne çıkacak. Derinlerde bildiğimiz gerçekler sahnelerde yerini alacak. Bu ateş çemberi göremediklerimizi güneşin ışığıyla yakıp, bize oldukça belirgin gözlerle gösterecek.

2005 Ekim ayının ilk haftasından bu yana tutulmanın başlattığı yerlere bakalım. 2017’den bu yana neler dramatik olarak değişti demiştim; ama 2005’te de tıpkı bunun gibi bir güneş tutulması gerçekleşti. Ve o dönemden bu zamana, özellikle de ilişkisel alanlarda neler tetiklenmişti, nelerin üzerinde çalışıyordunuz?  Bu alanları çalışmaya devam ettirecek veya çalışmalarınızı tamamlayamadığınız, görmezden geldiğiniz yerleri gösterecek. “Ben bunları çok istemiştim ama 2005’ten bu yana neden olmadı? “ sorusunun cevaplarını, nedenlerini buluyor olacaksınız. 

İlişkisel, paylaşımsal enerjiler, ortaklık, eşitlik ve denge enerjileri belirttiğim gibi devrim geçiriyor; çok devrimsel bir tutulma olacak, devrim yaratacak. Bunu açıklayacak başka bir kelime bulamıyorum.

2004-2005 yıllarından bu yana, hayatlarınızda neler değişti, neler açıldı, neler tetiklendi?  Bu alanlara geri dönüp, bakın ki; bu güneş tutulması size hangi alanlarda ışık tutacak, hangi alanlarda göremediğiniz durumları gösterecek, hazırlanabilin.

Enerjinizi başkalarıyla nasıl paylaşıyorsunuz? Bir ilişkiyi kurmak, korumak ve sürdürmek için ne kadar enerji harcıyorsunuz? İlişkide kalmak için neler yapıyorsunuz? Bu sorular da çok gündemde olacak.

“Ben bu ilişkiyi tutmak için neler yapıyorum, ne kadar çaba sarf ediyorum? 

Kendimden ne kadar taviz-ödün veriyorum veya vermiyorum? 

Kendi enerjimi ilişkinin içerisinde ne kadar paylaşıyorum? 

Bu soruların işaret ettiği alanlar da öne çıkacak. Bu tutulma bizlere, dengesiz ilişkileri, örüntüleri ve ortak temalarını daha bir belirtecek.

Nasıl bağ kuruyorsunuz? 

Nasıl bir iletişim tarzınız var? 

Kendinizi başkalarıyla ne kadar kıyaslıyorsunuz? 

Neden ve hangi sebeplerden kendinizi başkalarıyla kıyaslıyorsunuz? 

Neyi, ne kadar veriyorsunuz-vermiyorsunuz ve tüm bunları neden yapıyorsunuz?

Tutulmanın enerjilerine hazırlıklı olmak adına bu soruları irdeleyebilirsiniz.

İlişkisel tutumlarınızın hangileri, size istediğiniz sonuçları veriyor, hangileri artık istediğiniz sonuçları vermiyor? Dolayısıyla o tutumları artık bırakmanın vakti geldi.

Biliyorsunuz ki;  bu sizin içsel ilişkisel dinamiğiniz ve başkalarından bağımsız. Başkalarını kontrol edemiyoruz; ama kendimizin içsel tavırlarını, tutumlarını, duygularını gözden geçirip, yeniden ve taze gözlerle bakabiliyoruz ve onları kontrol edebiliyoruz. O yüzden de kendimize alıcı gözüyle bakacağız.

Nerelerde gücünüzü ele verip, kontrolü kaybettiniz? 

Nerelerde güçlenmeye ihtiyacınız var?

İlişkilerde eşitlenme var; bu nedenle bu sorulara bakmak durumunda ve zorundasınız. Bu güneş tutulması; objektif gözlerle verdiğiniz cevaplara bakıp, ilişkisel dinamiklerinizde nerede olduğunuzu görme vaktinin alarmını çalıyor.

Önemli bir bilgi daha paylaşmak istiyorum. O da şu; kadınsınız ve belki eril enerjiniz çok ön planda olmak zorunda kaldı, erilinizi konuşturmak zorunda kaldınız veya erkeksiniz ve çok dişide, pasif kaldınız, eril gücünüzü göremediniz. Veya içinizdeki eril ve dişi dengesizdi, bir o öne çıktı sonra diğeri, hangisini dengeleyeceğinizi bulamadınız. Bu tutulma size nerelerde dengesiz kaldınız, nerelerde, hangi enerjinizi eşitlemeniz lazım, nerelerde atak olmak istiyorsunuz, nerelerde artık biraz dinlenmeye ihtiyacınız var, tüm bunları gösterecek.

Şu an neyi değiştirmeye ihtiyacınız var ve neden bunu değiştirmeye ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu soruya bakmak da çok faydalı olacak.

Eğer siz bu soruları kendi içinizde sorgulamazsanız, birileri (bunun adı sevgili olsun, aile fertleri, iş arkadaşları olsun…) bunları sizin için tetikleyecek. Ama eğer sizleri biraz tanıyorsam, o birileri yani o tetikleyici sizler olacaksınız. 

Siz zaten içinizde kendi ilişkinizi geliştirenlerdensiniz, kendinizi sorgulayanlardansınız; ama eğer kaçtığınız yerler varsa emin olun ki; bu tutulma sizlere kesinlikle kaçacak köşe bırakmayacak. Ama dediğim gibi, bildiğim bir şey varsa, sizler başkalarının hayatlarında kendi içlerine dönüp, kendilerini kendileriyle olan ilişkilerini, başkalarıyla olan ilişkiye girme modellerini sorgulatacak tetikleyiciler olacaksınız.

Bu güneş tutulmasında hayatlarımızın simyacıları olmayı öğreneceğiz. Bu; görmeyi reddettiğiniz, yüzleşmesi acı veren bazı gerçeklerle yüzleşme korkusunu dönüştürme becerisi geliştireceğiniz bir simyagerlik. Kendinizle gurur duymadığınız, belki utanç ve suçluluk hissettiğiniz bir hikayeye gerçekçi gözlerle bakıp, diğer kişinin de tarafını görüp, iki taraf için de kendi ışığınızı bulma fırsatınız, gücünüz, cesaretiniz olacak. Örneğin; siz kendi tarafınızı başka gözlerle görüp, şunları düşünebilirsiniz:

“Galiba burada ben biraz bocalamış olabilirim”, 

“burada kendi gölgemden davranmış olabilirim”, 

“burada çok da gerçeğimi dillendirmemiş olabilirim”

Kendinizi gördüğünüz gibi ve gördüğünüz kadar bir başkasını da görmeye başlıyorsunuz.

“O da bunu, bu sebepten dolayı yapmış olabilir” diyebilirsiniz.

Ve siz kendinizi, içinizde kendinizle olan ilişkinizi, gölge yanlarınızı dönüştürürken bir başkası için de belki dönüştürme fırsatı, gücü, cesareti yaratmış olabilirsiniz.

Sizin için önemli olan kişilerle, farklı bakış açılarınızı, anlaşmazlıklarınızı dillendirebilmek, kalbinizi ve diğer tarafa da iletişim alanı açarak, içinizi dökmek bu tutulma döneminin öne çıkan konularından olacak. Ve bunun, tek seferde olmayacağını hatırlayın. 

Her iki taraf için de huzurlu, güvende hissettiğimiz ortak bir alan yaratacağız, konuşmaya biraz başlayacağız. Konu dallanıp, budaklanırsa biraz mola / ara verilecek, başka bir gün ve zaman yine alan açılacak ve tekrar bu konuşmaya devam edilecek.

Bir seferde halletmeye kalkmayın; zira zorlu, çok güçlü yüzleşmeler olacak. 

Ne zamandır sizin içinizden, kalbinizden geçenleri dökmek için ve tek seferde hallolmayacak durumlar, konular var. İçinizdeki duyguları önce siz anlayın, duygularınızın yükünü boşaltmak için içsel çalışmalarınızı yapın. Sonra tartışmalı, hemfikirde olmadığınız konuları konuşun; çünkü sağlıklı iletişim uzmanları olma yolundayız. Bu tutulma da bizden sağlıklı iletişim uzmanları olmamızı bekliyor.

Yüklü duygularla iletişime geçmeye kalkışmayın. Duygular yükseldiğinde önce içinize dönün. Bu duygular (öfke, kırgınlık, kalp kırıklığı, hayal kırıklığı, pişmanlık yada suçluluk olabilir) her neyse, köşenize çekilip, duygularınızın yoğunluğuna bir bakın ve onları hafifletmenin yollarını bulun:  “Ben bu duygunun içinden nasıl akıp, geçerim; bu duyguyu üzerimden nasıl akıtırım?” Kendiniz için mevzu her neyse duyguları akıttıktan sonra iletişime geçin, konuşmaya yeltenin, değinin.

Ve hatırlayın; bu güneş tutulması sizin de gölge yanlarınıza ışık tutuyor. Anlamanın, algılamanın en ham -bunun altını çiziyorum, gerçekten en ham-  en derin yerlerine doğru gireceksiniz. Kendinizi de duygularınızı da gölge yanlarınızı da anlamanın en ham, en som, en derin yerlerine gireceksiniz. Ve zaten, kendinizi anlamanın en yalın hallerini bilmek de istiyorsunuz. Artık kendinizi gerçekten tanıyıp, bazı duygulardan özgürleşmek istiyorsunuz. Güneş tutulması da bu nedenle bize fırsat veriyor.

Konuşarak manipüle etmek ile konuşarak uzlaşmak arasındaki farkı öğreniyor olacaksınız. Artık bazı şeyleri tamamen arkada bırakıp, ileriye gitmek istiyorsunuz. Bunun için de bazı şeyleri gizleyip, saklayarak kırılganlığınızı güç maskesiyle mi örtmeyi seçeceksiniz?

“Ben kırılganlıklarımı göstermiyorum; çünkü kırılganlığımı gösterirsem kontrol edilebilirim” korkusu var mı? – veya kendi iletişimlerinizde, isteklerinizi elde etmek adına mı iletişime geçiyorsunuz? Nerede manipülasyonu kullanıyorsunuz veya siz nerede manipüle ediliyorsunuz? “Ben konuşarak ortak bir noktaya varmak mı istiyorum; yoksa konuşmayı kontrol mü etmek istiyorum?Bunun arasındaki farkı öğrenmek için çok büyük fırsatlar olacak.

Soruyu vurgulamak adına yineliyorum; bunun için bazı şeyleri gizleyip, saklayarak, kırılganlığınızı güç maskesiyle örtmeyi mi seçeceksiniz yoksa hayatınızı korkularınızla yüzleşerek, tüm gerçeğinizi ortaya koyarak mı kurgulayacaksınız?

Zor yerler, ince yerler, uzmanlık alanı isteyen yerler bunlar, biliyorum. Korkularınızı öz sevgiye dönüştürmek, öz kabule geçirmek için eğer desteğe ihtiyacınız varsa Maskeler Atölyesi’ni tavsiye ediyorum. Detaylara MO Store’dan ulaşabilirsiniz. Maskeli çok insan var ve bu güneş tutulmasıyla birlikte maskeler epey ortaya çıkacak.

Her istediğinizi elde edebilirsiniz, bunu ne şekilde yapmayı seçeceksiniz? Ve ne şekilde yapmayı seçerseniz hayatınızın, geleceğinizin yolları da buna göre belirlenecek. İsteklerinizi hile-hurdayla, manipülasyonlarla mı elde etmeye çalışıyorsunuz; yoksa doğruluk, dürüstlük, metanet ve cesaretle mi? Bu güneş tutulmasında duygusal üstatlığınız konuşulacak. Geleceğinizi de işte bu seçiminiz belirleyecek; her istediğimi elde edebilirim ve fakat, isteklerime nasıl ulaşıyorum?

Olanlara “evet bu oldu, böyle oldu, ben burada böyle davrandım, buna şunu söyledim, elimdeki veriler, bilgiler bunlar” diyerek net gözlerle bakabiliyor musunuz? Olanlara her iki taraf için de net gözlerle bakabilenlere çok büyük destek var. Kataraktlı gözlerle bakanlara da o kataraktları kaldırmak için oldukça güçlü deneyimler var. Neler olabileceğini artık siz tahmin edebilirsiniz.

Netlik ve durulukta olanlar, çözümlemesi gerekenleri çözümleyecek desteğe sahip olacaklar.

Tutulmayı hissedip, içinizde yaşadıktan birkaç gün sonra -17, 18 ve 19 Ekim- şu sorgulamalar size ışık tutacak:

“Ben derdimi anlatmak, kendimi ortaya koymak için elimden geleni yaptım, şimdi iç huzura nasıl kavuşabilirim?”

“Olanları geride ne şekilde bırakabilirim? Kafa sağlığına, rahatlığına ulaşmak için neye ihtiyacım var? Böylesi bir huzur benim için nasıl bir görsele sahip?”

Rahatlıkla, ferahlıkla geride bırakabilmek, bununla huzura varabilmek.

Elimden geleni yaptım bu artık dönüşmüyor, ben bu geçmişi, maziyi geride bırakıyorum” demek için neye ihtiyacınız var ve bu sizin için nasıl bir görsele sahip? Böylesi bir huzurun benim için resmi ne?” Yani bana mutluluğun resmini çizer misin, Abidin?

“Hem mantıklı ve orta yolu bulan tutuma sahip olup hem de kendi ihtiyaç ve isteklerimi ön planda tutmayı nasıl becereceğim?” Mevzu buralarda dönecek.

İki tarafı da düşüneceğim, mantıklı olacağım, fevri davranmayacağım, orta yolu bulmak, uzlaşmak benim önceliğim olacak; ama aynı zamanda da kendi ihtiyaçlarım, benim isteklerim ön planda olacak.

Çok büyük bir üstatlık isteyen alanlar ve mevzular da buralarda dönecek. Herhalde bu mevzuyu da halledersek başımız arşa erdi erecek. Başka da bir şey yapmamız gerekiyor mu, bilmiyorum. Oldukça yaman çelişkiler var ve burası şahane bir denge isteyen konu.

Aynı zamanda içinizdeki mutsuz, tatmin olamayan, isteklerine ulaşmamış, yeni taytay durmayı öğrenen çocuğu olgunlaştırma zamanı. Ve bu güneş tutulması da bu -taytay çocuğu, huzursuz, mutsuz isteklerine ulaşamamış cıngar kopartmaya hazır- çocuğu olgunlaştırmak için elinden geleni ardına koymayacak.

Bu güneş tutulması en derini tetikleyip, enerjinizi sıfır noktasına getirerek yeniden konumlandırmanıza yardımcı olacak. Burası çok önemli; çünkü Ekim ayının sonundaki At Tutulması da nelere layık olduğunuzu, neden daha iyilerini hak ettiğinizi gösterecek. Bu nedenle de Güneş Tutulmasıyla sıfır noktasına gelin. Alanınızı, kendinizi korumak, önceliğinizi bilmek önemli olacak. Duygularınızı başkalarıyla konuşmadan önce kendi içinizde proses etmek çok önemli olacak.

Ama – yeniden tekrarlıyorum – bu güneş tutulması en derini tetikleyip, enerjinizi sıfır noktasına getirerek yeniden konumlandırmanıza yardımcı olacak ki; ekim sonuna hazır olun. Ekim sonunda gerçekleşecek Ay Tutulması da değerlerimizi tetikleyecek, sonunda “ben neden bazı şeyleri hak ediyorum, neden daha iyisine layığım?” sorularının cevaplarını anlatacak ve siz de o yerde olun.

Özetle; bu tutulma size harika bir hazırlık süreci sunuyor. Değerlerinizi ve kendi değerinizi-ederinizi derinden algılayıp, onlara ulaşma hazırlığı sürecini sunuyor. Ekim ayının sonunda da Ay Tutulması ile birlikte bunlara ulaşma enerjileri bize erişiyor olacak.

Başlarken ilişkiler konusu gündemde dedim. Bu ilişkilerden bahsederken “ilişkiler sona eriyor” mevzusundan daha büyük bir durum var, ortada. Bunu açıklamak istiyorum. Olacak olan; ilişkilerin bitmesinden, sonlanmasından çok daha büyük bir durum.

Benim hissettiğim “beğenmedim, bunu da dönüştüremedim, burada istediğimi bulamadım, bu işten de bir çıkıvereyim, bu ortaklığı da bitirivereyim, bu ilişkiden kopuvereyim, bu bağı koparıvereyim” mevzusundan çok daha büyük bir ruhsal olgunluktan bahsediliyor, burada. Bu, ilişkilerin bitmesinden, bağların kopmasından daha büyük, daha olgun bir enerji.

Güneş tutulması; 

Bu ilişki çözümlenebilir mi?”

“Bir üst seviyeye dönüştürülebilir mi?”

“Her iki taraf için de faydalı, sevgi dolu, eşit, hakkaniyetli bir hale gelebilir mi?”

“Bu ilişkimde; içimde bir burukluk, acı, ağzımda kötü bir tat bırakmadan, sıfırdan başlayıp, geçmişi geride bırakıp, ilerleyebilir miyim? Bu mümkün mü?…”

gibi soruları, tüm cesaretiniz ve dürüstlüğünüzle cevaplayacak sorumluluğa ve metanete ulaştırmak için gerçekleşiyor.

“Bitti-gitti” demekten daha derin yerlere götürecek sizleri; çünkü mevzu artık sizsiniz; mevzu eşiniz, işiniz yada başkaları değil. Mevzu sizin kendinizle olan ilişkiniz, duygularınızla ne yaptığınız, ilişkisel bağlarınızda enerjinizi nasıl ortaya koyduğunuz. Sizin kendi kalıplarınız, tutumlarınız, tavırlarınız örüntüleriniz… Mevzu bu.

Hiçbir şeyi görmezden gelemeyeceksiniz, ne kendi gölgelerinizi ne de başkalarının gölgelerini. Ve aynı zamanda kendi gölgelerinin, hatalarının, ayıplarının sorumluluğunu alan ikili ilişkiler bir üst seviyeye yükselecek. Diğerleri ise maziye karışmaya mahkum.

Karşı tarafa sizden kaynaklanan bir hata yapıldı; insanız, yapabiliriz. “Evet ben burada bunu böyle yaptım, davrandım, burada senin kalbini kırdım, belki erken, belki geç davrandım, ataletle adım atamadım, belki en son söylemem  gerekeni en başta söyledim, her neyse ben bunu yaptım ve özür dilerim.” Ya da “iş yerinde dikkatsiz, aceleci davrandım, aslında bildiğim, yapabileceğim şeyin tam aksini yaptım ve hepimizi, bütün ekibi maalesef büyük bir sıkıntıya soktum. Elimdeki veri bu, yaptığım bu, çok özür dilerim, bir daha yapmamak için elimden geleni yapacağım, daha dikkatli olacağım.”

Karşı taraf size bir hatada bulundu, siz o hatayı konuşma, dile getirme cesaretinde bulundunuz: “Ben bunu böyle gördüm, senin tarafından böyle eksik, hatalı bir davranış olduğuna inanıyorum, sen bunu böyle yaptığın için ben de böyle hissediyorum” dediniz. Karşı taraf sorumluluğunu aldı; “gördüm ve amacım seni kırmak incitmek ya da seni eksik hissettirmek değildi, niyetim sana ihanet etmek değildi.” veya “evet ihanet ettim, bunun acısını ben de yaşıyorum ama bundan sonra kesinlikle bir daha yapmamaya söz veriyorum, bu ilişkiye bir şans daha vermek istiyorum” diyerek karşı taraf da sorumluluğunu aldı. Böylesi olgun, böylesi ikili cesaretle, dürüstlükle sorumluluk alıp, bu sorumluluğu dillendirebilen ikili ilişkiler bir üst seviyeye çıkacak. Ama bir taraf sorumluluğu alıp, diğer taraf almadı veya iki taraf da birbirini suçlu hissettirdi veya iki taraf da suçlu hissettiği için hiçbir adım atmadı. Bu tip ilişkiler bence maziye karışacak.

Kimlerle bağınızı güçlendirmek için enerji harcıyorsunuz?

Günün sonunda bu ilişki ipinin ucunda sizin için ne var?

Siz gereken sorumluluğu aldığınızda karşılaştığınız tavır ve sorun ne? 

Zorlukları nasıl ele alıyorsunuz? 

Bir kusur bulunduğunuzda ne yapıyorsunuz?

Size karşı kusurda bulunanlar ne yapıyor?

Siz ne kadar taviz veriyorsunuz?

İnsanlar sizin için ne kadar taviz veriyor?

İlişkisel dengeyi korumak için nasıl bir alışveriş içerisindesiniz? 

İki taraf da üzerine düşen sorumluluğu alıyor mu, alabiliyor mu?

Bu sorular ve ilişkiler, bir ay boyunca çok gündemde olacak. Dengeler ve hakkaniyet çok gündemde olacak.

Ben verdiğim, ortaya koyduğum enerjinin (eşimde, dostlarımda…) karşılığını artık alabiliyor muyum? ” veya “belki de fazlasını alıyorum ve ortaya yeterli bir şey koymuyorum, kendi gölge yanlarımla da yüzleşeceğim.”

“Dürüst ve net gözlerle, cesaretle, metanetle, dirayetle olaylara bakabiliyor muyum?”

“Duygusuzca, duygularımı hallettikten sonra tıpkı bir bilgisayar, sanal zeka gibi verilere bakabiliyor muyum?”

Buralar çok gündemde olacak.

Yorucu, patinaj çeken, bir türlü ilerlemeyen aynı şeylerin konuşulduğu temcit pilavı gibi, pişirilip pişirilip önüne getirildiği, bir türlü bir yere varılamadığı, kafaların yorulduğu, kalplerin kırıldığı, enerjilerin tükendiği bu tarz ilişkiler (biliyorsunuz siz onların ne olduğunu anlatmama gerek yok) maziye karışacak. Ve bu tür ilişkiler maziye karışırken, bazı şeyleri geride bırakırken, sizin kafa, gönül, beden sağlığınız için neye ihtiyacınız var? Bunları sorgulayacaksınız.

Tutulmaya hazırlık için aktarmak istediklerim şimdilik bu kadar. Ayın sonuna doğru gerçekleşecek Ay tutulması için de size ayrı bir yayın yapacağım. Bu mesajları hazmetmenizden sonra Ay Tutulmasının mesajlarını da aktaracağım. Ve böylece Ay Tutulmasına da hazırlıklı olacaksınız. Daha hazırlık safhası var.

Belirttiğim gibi eğer desteğe ihtiyacınız olursa ki; çok olacak, Maskeler Atölyesi’ni edinin, çalışın, ezberleyin, içselleştirin, tekrar ve tekrar dinleyin. (Atölyemizi edinenlerinizden 5-6 kez izleyip, çalışanlarınız var.)

Oldukça güçlü ve aynı zamanda güçlendirici bir ateş çemberinin içerisine girdik. Ve bakalım nasıl bir üstatlıkla çıkacağız.

Sizlere güvenim sonsuz, sizleri çok seviyorum.

Umarım bu yayın faydalı olmuştur, hazırlanmanızda yardımcı olmuştur.

Kalbimdesiniz, ışık bizimle olsun.

Bu güneş tutulması ile ilişkilerde Aydınlanma Devrimi başlarken, destek olarak çalışmanızı tavsiye ettiğimiz Maskeler Atölyesi’nin yanında, ilişkilerdeki kendi kör noktalarınızı görüp, gördüklerinizi dönüştürmek, özgür ve olgun ilişkiler yaratmak için İlişkisel Karma Atölyemizi de öneriyoruz. Hem hayatınızdakilerle hem de hayatın kendisiyle sağlıklı ilişkiler kurmanızda etkin bir rehberlik alacağınız bu atölyemize MO Store’dan ulaşabilirsiniz.

 

Kaynak: Ezgi Sorman

 

İlgili yayınımızı okulumuzun youtube kanalından ayrıca izleyebilirsiniz.