Beyin hayal edilemeyecek kadar karmaşık bir elektrokimyasal bir organdır. Uykuda veya zihinsel olarak uyanık, aktivitelerle meşgul veya meditasyon pratiğini uyguluyor olsanız da orada her zaman belirli bir düzeyde elektrik aktivitesi vardır.
Bilim adamları meditasyonun zihin ve beden üzerindeki etkilerinin tam olarak ne olduğunu belirlemeye çalışmaktadır. Beyninizi, meditasyon sırasında uyanık ve rahat olması için eğittiğinizde, sadece duygusal zekanızı artırmakla kalmaz, aynı zamanda zihninizi de güçlendirirsiniz. Ve güçlü, dayanıklı bir zihin doğal olarak fiziksel refahı da arttırır.
Meditasyonun Beyin için Faydaları
Hemen hemen herkes farkındalığın beyne çeşitli şekillerde fayda sağladığını kabul etmektedir. Forbes Dergisinde yayınlanan makale, “meditasyonun beyni gerçekten değiştirebileceği” 7 yol sunuyor. Atıfta bulundukları faydalar, yaşlanan beynin iyi korunmasından, okuldaki öğrencilerin beyinlerinin gelişmesine kadar uzanmaktadır.
Beyin Dalgaları
Avustralya’daki Sydney Üniversitesi’nden Profesör Jim Lagopoulos, “Meditasyonun stresi azaltma ve sağlığı koruma aracı olarak popülaritesi ve etkinliği göz önüne alındığında, beyin işlevini nasıl etkilediğine dair titiz bir araştırmaya acil bir ihtiyaç var.” demektedir. Lagopoulos, üniversitesi ile Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden (NTNU) araştırmacılar arasında, yönlendirici olmayan meditasyon sırasında elektriksel beyin aktivitesindeki değişiklikler üzerine ortak bir araştırmanın baş araştırmacısıdır.
Araştırmalar meditasyonun beyin dalgaları üzerindeki etkisi çok önemli olduğunu göstermiştir. Elektriksel olarak beyin dalgaları, meditasyon sırasındaki zihinsel aktivitenin uyanık ve rahat olduğunu göstermektedir.
Çünkü nöronlar arası iletişim sağlandığında arada bir akım oluşmaktadır.
Bilim insanları bu beyin dalgalarına “sinirsel salınımlar” demektedir. Yaygın olarak kabul edilen bir sınıflandırma sistemi; en yüksek, en ince salınımdan en düşük seviyeye doğru gider: Gama, beta, alfa, teta ve delta. Her biri belirli bir aktivite türüne karşılık gelmektedir.
İster zihinsel olarak aktif olalım ister dinlenelim ister uykuda olalım, beyin her zaman bir miktar elektriksel aktiviteye sahiptir. Bu çalışma da bilim insanları, EEG (elektroensefalografi) kullanılarak elektriksel beyin dalgalarının sıklığını ve yerini izledi. EEG elektrotları, özel yapım bir şapka kullanılarak kafa derisinin standart yerlerine yerleştirildi.
Katılımcılar, Norveç’te geliştirilen yönlendirici olmayan bir yöntem olan Acem Meditasyonu’nun deneyimli tibet meditasyoncularıydı. Bu kişilerden rastgele sırayla 20 dakika gözleri kapalı dinlenmeleri ve 20 dakika daha meditasyon yapmaları istendi. Ve sonuçlar oldukça ilginçti.
Teta ile Rahatlamış Dikkat
Teta dalgaları ise derin gevşeme, hayal kurma ve Zen meditasyonu ile ilgilidir. Araştırma sırasındaki meditasyon uygulamasında, teta dalgaları en çok beynin ön ve orta kısımlarındaydı.
Lagopoulos, “Bu tür dalgalar muhtemelen içsel deneyimlerimizi izleyen rahat bir dikkatten kaynaklanır. Meditasyon ile herhangi bir özel teknik olmadan rahatlama arasındaki önemli bir fark burada yatıyor” diye vurguladı.
“Önceki çalışmalar, teta dalgalarının derin gevşemeye işaret ettiğini ve oldukça deneyimli meditasyon uygulayıcılarında daha sık meydana geldiğini göstermişti. Kaynak muhtemelen beynin diğer zihinsel süreçlerin izlenmesiyle ilişkili ön kısımlarıdır.”
“Zihinsel sakinliği ölçtüğümüzde, bu bölgeler beynin alt kısımlarına sinyal göndererek meditasyon sırasında meydana gelen fiziksel gevşeme tepkisini indükler.”
Alfa ile Sessiz Deneyimler
Tetaya göre daha hızlı olan Alfa dalgaları, zihni ve bedeni rahatlatan aktivitelerle meşgulken baskın olma eğilimindedir: Doğa yürüyüşleri yapmak, yoga dersine katılmak ve elbette meditasyon pratiğini uygulamak. Alfa dalgalarının ayrıca beyni gereksiz düşüncelere ve uyaranlara çok fazla dikkat etmekten koruduğu düşünülmektedir.
Meditasyon sırasında beynin arka kısımlarında alfa dalgaları, basit gevşeme sırasında olduğundan daha fazlaydı. NTNU’dan Profesör Øyvind Ellingsen, “Bu dalga türü, meditasyon ve diğer dinlenme türleri sırasında evrensel bir rahatlama işareti olarak kullanılmıştır.” demiştir. “Beyin kasıtlı, hedefe yönelik görevlerden rahatladığında alfa dalgalarının miktarı artar. Bu, derin bir rahatlama belirtisidir, ancak bu, zihnin boş olduğu anlamına gelmez.”
Malia F. Mason ve Dartmouth College NH’deki meslektaşları tarafından yapılan nöro görüntüleme çalışmaları, beynin normal dinlenme durumunun, duyusal girdi veya kasıtlı akıl yürütme tarafından indüklenmeyen, ancak kendiliğinden ortaya çıkan sessiz bir düşünce, görüntü ve hatıra akımı olduğunu ileri sürmektedir.” demiştir.
Deneyimli bir uygulayıcı olan Ellingsen, “Aklın kendiliğinden gezinmesi, meditasyon yaptığınızda daha fazla farkına vardığınız ve aşina olduğunuz bir şeydir.” diye devam etmektedir. “Beynin bu varsayılan aktivitesi genellikle hafife alınır. Muhtemelen çeşitli deneyimleri ve duygusal kalıntıları birbirine bağlayan, onları perspektife sokan ve onları dinlenmeye bırakan bir tür zihinsel işlemeyi temsil eder.”
En düşük seviyede ve dalgaları genellikle derin, rüyasız uyku ile ilişkili olan Delta dalgalarının uykudan farklı olduğu gözlemlendi.
Rahatlatıcı ve meditatif görevler sırasında, yönlendirici olmayan meditasyonun uykudan farklı olduğunu doğrulayan çok fazla delta vardı.
Beyin de bir tarih planlamak veya belirli bir konu üzerinde aktif olarak düşünmek gibi hedefe yönelik görevler üzerinde çalışırken ortaya çıkan Beta dalgaları, EEG, meditasyon ve dinlenme sırasında birkaç kere kendisini gösterdi.
Ellingsen, “Bu bulgular hem dinlenirken hem de meditasyon sırasında problem çözmekten uzaklaştığınızı gösteriyor.” demektedir.
En yüksek seviyedeki Gama dalgaları ise, zihinlerimiz aktif olarak öğrenirken veya hiperaktivite modundayken baskındır. Gama durumunda öğrenme süreci hızlanır; bilgiler en kolay şekilde öğrenilir, beyinde kalıcı hale gelir. Kontrolsüz gama dalgaları ise anksiyeteye neden olabilir.
Meditasyon pratiği sırasında deneyimli Tibet meditasyoncularının beyin dalgalarını izleyen bilim insanları, gama dalgalarının aslında dinlenme seviyesinden iki ila üç kat daha yüksek olduğunu gösterdiğinde bu onlar için bir sürpriz oldu. Bilim insanları bu durumun derin, rahat bir meditasyon durumunda olmalarına rağmen olağanüstü bir uyanıklık seviyesi olduğunu saptadı. Deneyler ayrıca sürekli gama senkronunu gösterdi: Bu, beyinlerinin farklı bölgelerinden gelen dalgaların olağanüstü bir uyum içinde çalıştığı anlamına gelmektedir.
Meditasyonun beyin dalgaları üzerindeki etkisi ve önemi kanıtlanmış olup, modern bilimsel kanıtların meditasyoncuların binlerce yıldır bildiklerini doğruladığını fark etmek, motive edicidir.
Sadece kendinize sessiz ve dingin bir alan yaratarak oturun, gözlerinizi kapatarak tüm algılarınızı içeriye doğru yönlendirin. Bedeninizin ve zihninizin doğal olarak rahatlamasına izin verirken, düşünceler arasındaki boşluğa süzülmeye alan açın. Meditasyonun bilimsel olarak kanıtlanmış birçok faydasını hem deneyimlemek hem de öğrenmek adına bir rehbere ihtiyacınız varsa MO-Store’u ziyaret edebilir veya MoTalks podcast, Meditasyon Okulu youtube kanallarımızdaki birbirinden değerli meditasyon pratiklerimizi uygulayabilirsiniz.